Muğla'nın Yatağan ilçesinde yer alan Stratonikeia Antik Kenti, Milattan önce 3. yüzyılda kurulan ve dünyanın en büyük mermer antik kentlerinden biri olan bu tarihi alanda, kazı, konservasyon ve restorasyon çalışmaları yılın 12 ayı boyunca kesintisiz devam ediyor.
Geç Tunç Çağı'ndan Anadolu'nun fethinden sonra Türk hâkimiyetine giren kent, Beylikler, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri dahil olmak üzere hala antik kent içinde yaşayan sakinlere ev sahipliği yapıyor. Stratonikeia, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma İmparatorluk, Doğu Roma, Beylikler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi birçok tarihi dönemi barındırması nedeniyle nadir bulunan antik kentlerden biridir.
2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyaret ettiği Stratonikeia antik kentinde, antik döneme ait gymnasium, bouleuterion, tiyatro, hamam, kent kapısı ve çeşme gibi anıtsal yapılar ile birlikte köy meydanı, Beylikler Dönemi hamamı, Şaban Ağa Camii, Osmanlı Çeşmesi ve Ağa evleri gibi önemli Türk mimarisi örnekleri de yer almaktadır.
Yaz-Kış Kazı ve Restorasyon
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Stratonikeia antik kentinde, mermer ve toprağın da sıcaklığı ile hava sıcaklığının 45 dereceye kadar ulaştığı yaz aylarında bile akademik personel titizlikle çalışmaya devam ediyor. Sahada çalışan ekiplerden bazıları iğne ile toprak kazarken, bazıları da gün yüzüne çıkarılan mermer sütunları fırça ile temizliyor.
Sanat Tarihçisi Taner Babataş, "Biz mesleğimizi sevdiğimiz için bizim için çok da zor olmuyor. Mesleğimizi sevdiğimiz için zevkle yapıyoruz. Sıcağa ve soğuğa aldırış etmeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt, "Yaptığımız iş çok keyifli. Her an yeni bir buluntu ile karşılaşmak tüm yorgunluğumuzu unutturuyor. Sıcaklarda bile sahada şapkasız çıkmıyoruz ve çadır altında çalışarak tedbirler alıyoruz. Çalışmalarımızda her meslekten arkadaşımız var ve bir elin parmakları gibi uyum içinde çalışıyoruz" diye ekledi.
Stratonikeia antik kentinde süren kazı ve restorasyon çalışmaları, hem bilim dünyası hem de kültür mirası açısından büyük önem taşıyor