"SEVGİNİN OLMADIĞI YERDE ŞİDDET BAŞLAR"
Panelin açılışında konuşan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar’ın eşi Suzan Harmandar, şiddetin sevginin olmadığı yerde başladığını, kıskançlık ve reddedilme, kabul görmediğini düşünme şiddeti arttıran etkenlerin olduğunu açıkladı. Harmandar, “Kadınların iş hayatına daha fazla atılması, ekonomik özgürlük kazanmalarına karşın, erkeğin yüzyıllardır toplumda kendine biçilen rolde karmaşa yarattığı bilinen bir gerçektir. Erkek egemen toplumlarda, yaşamı her yönüyle paylaşan kadın karşısında duyduğu yetersizlik duyguları, psikolojik şiddeti doğurmaktadır. Şiddeti doğuran sebepler herkes tarafından bilindiği halde, çözümler yine de yetersiz kalmaktadır. Bunun ilk çözümü yine biz kadınların elindedir. Yetiştirdiğimiz, uğuruna seve seve canımızı vereceğimiz oğullarımızı kalplerinde sevgi, hoşgörü, dillerinde güzel söz, davranışlarında nezaket, gönüllerinde sadakat tohumları ekerek yetiştirmeliyiz” dedi.
“ŞİDDETİN DİNİ, DİLİ, CİNSİYETİ OLMAZ”
Muğla Valisi Amir Çiçek’in eşi Hülya Çiçek ise, sorunun sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunu olduğunu belirtti. Çiçek, “Şiddetin dili, dini, cinsiyeti olamaz. Sadece kadına yönelik şiddet değil çocuğa, erkeğe herhangi bir canlıya yapılan şiddet kabul edilemez. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi bu konu üzerinde hassasiyetle durmakta. Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde Gönül Elçileri Projesi kapsamında biz gönül elçileri bir yandan kadına yönelik şiddetle mücadele ederken diğer yandan çocuk, engelli ve yaşlılarımızla ilgileniyoruz. Sadece şiddet mağduru değil, bütün kadınların her zaman yanında olduğumuzu ifade etmek isterim. Gönül Elçileri olarak, kadınlarımızı toplumsal hayatta daha güçlü bir konuma getirmek için onları çeşitli eğitim programları ile destekliyoruz. Kadınlarımıza iyi bir eğitim verebilirsek onların sosyal, siyasal ve toplumsal hayatta daha çok başarılı bireyler olacağından eminiz. Devletimiz özellikle kadına yönelik şiddetin önlenmesi için önlem alıyor. Peki sadece devletin aldığı önlemler yeterli mi? Toplumu oluşturan bireyler olarak bizlerin yapması gereken çalışmalar yok mu? Elbette ki var. Şiddetin önlenmesine karşı öncelikle birey daha sonra toplum olarak kararlı bir şekilde daha sağduyulu yaklaşırsak bu sorunun önüne geçebileceğimizi düşünüyorum. Böylelikle mutlu bireyler ve huzurlu toplumu oluşturabiliriz” dedi.
“KADINLARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”
Kadına yönelik fiziksel, cinsel, ekonomik ve duygusal şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu belirten Çiçek, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde biz kadınlara da çok önemli görevler düşüyor. Her şeyin başı eğitim diyoruz bu konuda da eğitim çok önemli. Anne veya anne adayları olarak evdeki iletişimimiz, çocuklarımıza verdiğimiz eğitim onun kişiliğini şekillendiren, gelecekte nasıl bir insan olacağını belirleyen en önemli etmen. O nedenle özellikle erkek çocuk annesi kadınlarımızın çocuklarına kadına saygıyı, kadını sevmesini iyi öğretmesi gerektiği inancındayım. Biz çocuklarımıza saygıyı, sevgiyi ve hoşgörüyü aşılayabilirsek onlarda kendi çocuklarına bunu öğretir ve şiddetin etkenleri konuşularak iletişimle ortadan kaldırılır” dedi.
“KADINLAR HER ALANDA GÜÇLENDİRİLMELİ”
Şiddetin önüne geçecek en önemli konulardan birisinin de kadınların her alanda güçlenmesi olduğunu belirten Çiçek, “Kadınlarımızın gücünün ve potansiyelinin herkes farkında. Siyasetten sanata, bilimden ekonomiye her alanda gün geçtikçe güçlenen kadınlarımıza fırsat tanınması halinde ne kadar başarılı olduğunu görüyoruz. Yapılan araştırmalarda daha çok kırsal kesimde eğitim seviyesi düşük kadınların şiddete uğradığı tespit edilmiş. İşte bu nedenle kadınların eğitilmesi, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için geliştirilen projeler çok önemli” dedi.
Konuşmaların ardından panelistler Doç. Dr. Müesser Özcan’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Yasemin Balcı, Eylem Ezgi Sarıefe, Şenay Yılmaz Olca ve Evrim İnan kadına yönelik şiddet içerikli sunumlarını yaptı.