En uzun iskan gören yerleşim alanı olarak bilinen Ayanlar Höyük’te kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katıldığı törenle başladı.
Dünyanın şu ana kadar keşfedilen en eski ve uzun yerleşim alanı olan Ayanlar Höyük’te kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa’nın katılımıyla düzenlenen törenle başladı. Japon Milli Marşı Kimigayo ve İstiklal Marşı ile başlayan törenin ardından ilk kazmayı Japon Altes prensesi Akiko Mikasa vurdu. Muazzam arkeoloji yolunun yeni menzili
Taş Tepeler projesi hakkında bilgi veren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "2021’de Şanlıurfa’da ilk adımını attığımız ve 5 yıldır durmadan, dinlenmeden yürüdüğümüz muazzam bir arkeoloji yolunun yeni menzilindeyiz. Taş Tepeler Projesinin bir parçası olarak Ayanlar Höyük kazı çalışmalarını başlatmak üzere sizlerle bir aradayız. Hoş geldiniz. Sizleri saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Varlıklarıyla bu birlikteliği çok daha değerli ve anlamlı kılan Türk-Japon dostluğunu, tarihi bağlarımızı, dünden bugüne uzanan ve çok daha güçlü şekilde geleceğe uzanacağına gönülden inandığımız iş birliğimizi bir kez daha idrak etmemize vesile olan Altes Prenses Akiko, sizi ve değerli heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sizleri ülkemizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünya Neolitik Çağ araştırmalarının kalbindeyiz. İnsanlığın medeniyet yürüyüşüne dair bilinenleri değiştiren ve ortak geçmişimize yeni bir bakış açısı kazandıran topraklardayız. Arkeoloji çalışmaları kapsamında burada vurulan her kazma darbesiyle, geçmişle aramızda duran bilinmezlik duvarı biraz daha yıkılmakta; uzmanlarımızın elinde tozları silkeleyen her fırça darbesi binlerce yıllık geçmişin üstünü örten gölgeleri dağıtmaktadır. Göbeklitepe, son derece hassas ve titiz şekilde yürütülen bu yoğun mesaiyle ulaştığımız birinci menzil olmuştu. İlk çiftçi toplulukların nerede ve ne zaman ortaya çıktığını araştırmak için yola çıkan arkeologların 1963 yılında keşfettiği Göbeklitepe 1995 yılından bu yana araştırılmaktadır. Kazıların başlamasını takiben ulaşılan her kalıntı, elde edilen her bulgu tarih öncesi insana dair o zamana kadar kabul görmüş her bilgi ve algıyı adım adım değiştirmiştir. Göbeklitepe’nin eşsizliği 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmesini de sağlamıştır. 2019 yılında çalışmalarını başlattığımız Karahantepe ise Şanlıurfa’da Göbeklitepe’nin çağdaşı başka yerlerin de olduğunu ortaya koymuş ve 2021 yılında hayata geçirdiğimiz Taş Tepeler Projesi için esin kaynağı olmuştur" dedi.
Taş Tepeler Projesinin, 12 bin yıl önce ulaştıkları teknolojik ve sanatsal düzey ile Anadolu’daki toplulukların eski dünya için bir esin kaynağı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Anadolu’nun bugünkü uygarlığımızın temellerinin atıldığı yerlerin başında geldiğini kanıtlamıştır. Bu topraklar; yerleşik hayatın başladığı, ilk köylerin kurulduğu, üretici yaşamın ortaya çıktığı, ilk konutların ve anıtsal kamu yapılarının inşa edildiği, artı ürünün artı değere dönüştüğü ve ilk uzak mesafeli ticaret organizasyonunun yapıldığı yer olarak insanın yazdığı medeniyet hikayesinin merkezidir. Bu muazzam mirasın, Anadolu’ya emanet edilmiş kadim bilgi ve birikimin bütün insanlığa ait olduğunu, bu bilgi ve birikimi gün yüzüne çıkarmak için farklı ülkelerden gelen bilim insanları ile birlikte çalışmanın da çok anlamlı ve değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu anlayışla yola çıktık ve bu anlayışla ilerlemekten son derece memnunuz" ifadelerine yer verdi. Taş Tepelerde kazılan alan sayısı 12’ye çıktı
Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde yürütülen projede İstanbul, Çukurova, Ege ve Harran üniversiteleri ile İngiltere, Japonya, Almanya ve Çin gibi dünyanın farklı ülkelerinden gelen araştırmacıların bulunduğunu aktaran Bakan Ersoy, "2025 yılı itibari ile projede 15’i Türk, 21’i yabancı olmak üzere toplam 36 akademik kurum görev almaktadır. Çalışmalarda görev alan bilim insanı ve öğrencilerin sayısı ise bu yıl 219 kişidir. Bu yönüyle Taş Tepeler, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı arkeoloji projesidir. Bugüne kadar Taş Tepeler Projesi kapsamındaki arkeolojik araştırmaları 11 ayrı noktada yürütmekteydik. 2025 yılı itibari ile bunlara 12’nci yerleşim yeri olarak Ayanlar eklenmiştir. Açıkçası Anadolu topraklarının medeniyet zenginliğinin ardı arkası kesilmiyor ve biz büyük bir heyecan ve gururla bu benzersiz mirasın her parçasına sahip çıkmayı sürdürüyoruz" dedi. En uzun süre sikan gören yerleşim alanı
Ayanlar Höyük’ün en uzun süren yaşam alanı olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Bakan Ersoy, "2013 yılında tespiti yapılan Ayanlar Höyük, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi bölgenin en büyük höyüklerinden biridir. Yüzey taramaları Ayanlar’ın da yerleşik yaşamın ilk evrelerinden itibaren iskan edildiğini göstermektedir. Bununla birlikte diğerlerinden farklı olarak Ayanlar Höyük en uzun süre iskan gören yerleşim alanı olarak bilinmektedir" dedi. Bayrağı torunu devraldı
Altes Prens Takahito Mikasa’nın 39 yıl önce Kaman - Kalehöyük’te başlattığı kazı çalışmalarını ilk önce oğlu Prens Tomohito’nun son olarak da bugün torunu Altes Prenses Akiko’nun devraldığını söyleyen Bakan Ersoy, "Ayanlar Höyük’teki arkeolojik kazılar, Altes Prenses Akiko’nun ilk kazma darbesi ile başlayacak. Tıpkı bundan 39 yıl önce dedeleri Altes Prens Takahito Mikasa’nın, Kaman-Kalehöyük’te başlattığı kazı çalışmaları gibi. 1887’de başlayıp bugüne uzanan ilişkilerimizde, Altes Prens Mikasa’nın 1963 yılındaki ziyaretinin ülkelerimiz arasındaki güçlü kültürel temas ve ilişkiler açısından bir dönüm noktası olduğunu söyleyebiliriz. Zatıalilerinin ülkemizin tarihine duyduğu derin ilgi; tarihi alanlarımıza ve müzelerimize gerçekleştirdikleri ziyaretler ve en nihayetinde değerli hocalarımız merhum Prof. Dr. Tahsin Özgüç ve eşi merhume Prof. Dr. Nimet Özgüç ile tanışmaları iki ülke arasında yeni bir gönül ve kültür köprüsü kurulmasına temel olmuştur. 1986 yılında Prof. Tahsin Özgüç’ün bilimsel desteği ile Kaman-Kalehöyük’te Japon arkeologlar tarafından başlayan arkeolojik kazıların Onursal Başkanı da Altes Prens Mikasa idi. Söz konusu kazılar Dr. Sachihiro Omura başkanlığında aralıksız şekilde devem etmiştir. Arkeolojik kazı, araştırma ve eğitim çalışmalarının daha kapsamlı devam etmesini sağlamak amacıyla bir merkez kurulmasına karar verilince Altes Prens Takahito Mikasa’dan bayrağı, oğlu Altes Prens Tomohito devralmıştır. Altes Prens Tomohito, kızı Altes Prenses Akiko’nun da zaman zaman katıldığı fon toplama kampanyalarını bizzat yürütmeye başlamıştır. Yine birlikte Japonya’dan Türkiye’ye geziler düzenlemişler, iki ülke arasında bir kültür elçisi gibi çalışmışlardır. Bugün Kaman’da bulunan Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsünün örnek araştırma kampüsü ve Japonya dışındaki en büyük Japon bahçelerinden olan Mikasanomiya Anı Bahçesi, Saygıdeğer Mikasa ailesinin üç nesildir devam eden olağanüstü çabalarının ve Türkiye’ye besledikleri sevginin, dostluğun bir sonucudur. Kaman-Kalehöyük ile beraber Enstitünün 2009 yılında başladığı Büklükale ve Yassıhöyük kazı çalışmaları da aralıksız devam etmektedir. Bu kazılardan çıkan eserlerin sergilenip halkla buluşturulduğu Kaman-Kalehöyük Arkeoloji Müzesi ise Türk ve Japon hükümetlerinin iş birliğiyle 2010’da açılmıştır. Altes Prens Takahito Mikasa’yı ve Altes Prens Tomohito Mikasa’yı derin bir saygı ve minnetle yad ediyorum. Bu muazzam kültür köprüsünün bina edilmesinde öncülük eden saygıdeğer hocalarımız Prof. Dr. Tahsin Özgüç ile Prof. Dr. Nimet Özgüç’ü rahmetle, şükranla anıyorum. Yine bu vesileyle, derin bir sevgi ve çalışma azmiyle kendini bilime ve Anadolu topraklarına adamış olan Dr. Sachihiro Omura’yı da saygıyla anmak isterim. Kendisi, Ayanlar’da kazı çalışmalarının başlaması noktasında çok istekli ve heyecanlıydı. Bu yıl aramızdan ayrılan Dr. Omura, 50 yılı aşkın bir süre boyunca ülkemizin bilim ve kültürüne hizmet etmiş, Japonya ve Türkiye arasında eşsiz bir bilimsel ve kültürel köprü inşa etmiştir. Arkeoloji dünyasına kalıcı eserler bırakan Dr. Omura’nın Anadolu arkeolojisine, özellikle İç Anadolu Bölgesi’ndeki çalışmalara sunduğu katkı ve hizmetler, bu alanda çalışmaları sürdürecek olan gelecek nesillere rehber ve ilham olmaya devam edecektir. Kendisini daima minnetle, sevgi ve saygıyla yad edeceğiz" ifadelerini kullandı. İlk kazmayı vuracaklarını belirten Bakan Ersoy, "Bir kez daha altını çizmek isterim ki topraklarımızın bağrında muhafaza edilmiş farklı medeniyetlerin kadim mirasına, onların varisi, söz konusu mirasın sahibi ve koruyucusu olmanın getirdiği ağır sorumluluğa yakışır bir hassasiyet ve titizlikle sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Bu zenginliğin sunduğu bilgi ve birikimi, ortak miras anlayışıyla tüm insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz. Ben, Türk-Japon kültürel iş birliğine yeni bir iz bırakmak üzere birlikte ilk kazmayı vurmadan önce Altes Prenses Akiko’ya ve zatıalilerinin şahsında Japon hükümetine şükranlarımı sunuyorum. Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsüne, Şanlıurfa Valiliğine, Taş Tepeler Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul’a ve kıymetli ekibine, değerli mesai arkadaşlarıma ve bizimle iş birliği yapan bütün kişi, kurum ve kuruluşlara canıgönülden teşekkür ediyorum. Ayanlar Höyük çalışmalarımızın Türk ve dünya arkeolojisi için hayırlı olmasını diliyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum" diye konuştu.
Projeye küçük de olsa katkı sunduğu için çok mutlu olduğunu belirten Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa, "Bugün, başta Chiba Teknoloji Enstitüsü, Tokyo Üniversitesi ve Orta Doğu Kültür Merkezine bağlı Japon Anadolu Arkeolojisi Enstitüsü olmak üzere, Japonlardan kurulu kazı ekibi tarafından yürütülecek Ayanlar Ören Yeri Kazısı’nın başlama töreninin gerçekleştiriliyor olmasından son derece memnuniyet duyuyorum. Buradaki kazı başlama töreni birkaç yıldır planlanıyordu, ancak durumun uygun olmaması ve diğer zorluklar dolayısıyla gerçekleştirilememişti. 2023 yılında depremler meydana geldiğinde, kazı alanının durumu konusunda çok endişe duymuştuk, ancak büyük bir etkisinin olmaması içimizi rahatlatmıştı. Nihayet gerçekleşiyor olmasından memnuniyet duyduğumuz bu proje için en başından itibaren hep sabırsızlık duyan, ancak şimdi aramızda bulunmayan müteveffa Profesör Omura Sachihiro da sanırım bugün en mutlu kişi olurdu. Ayanlar, dünyanın en eski tapınağı olduğu düşünülen kalıntıların bulunduğu Göbeklitepe’ye yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta konumlanıyor ve tapınağı inşa edenlerin yerleşim yeri olabileceği belirtiliyor. Tarihi yeniden yazacak keşifler ortaya çıkarması beklenen bu ören yerinin kazısında Japon ekibinin yer almasından büyük gurur duyuyorum ve kazı başlama törenine katılarak bu projeye küçük de olsa katkıda bulunabildiğim için çok mutluyum" dedi. 1986 yılında başlayan çalışmalar 2025 yılına uzandı
Kaman - Kalehöyük’teki kazı çalışmalarında yaşananları aktaran Prenses Akiko Mikasa, "30 Mayıs 1986’da Prens Takahito Mikasa, Kaman - Kalehöyük’teki kazı başlama törenine katılmıştı. Prens Takahito Mikasa, höyüğün tepesindeki kum yığınını tahta bir çapayla kazmış, tören planlandığı gibi tamamlandıktan sonra, Profesör Omura’ya gerçek bir kazı yapmak istediğini söylemişti. Prens Takahito Mikasa eline gerçek yepyeni bir kazma alarak kum yığınının hemen yanında kazıya başlamıştı. Yaklaşık beş dakika sonra, kazması bir şeye değince kazmayı durdurup oturmuştu. Topraktan bir çömleğe ait kırık parça çıkartıldığında yüksek bir şaşırma sesi duyulmuştu. Prens Takahito Mikasa elinde, avuç içi büyüklüğünde, kurşun renkli bir çömlek parçası tutuyordu. Prens, yüzünde çok sevinçli bir ifadeyle o parçayı Prof. Dr. Tahsin Özgüç’e uzattığında profesör hemen şu şekilde cevap vermiş ‘Bu, Demir Çağından kalma, yaklaşık 2700 yıl öncesine ait bir parçadır. İyi bir başlangıç’. Sonrasında pek çok kişi Profesör Omura’ya ‘Sen bir hazırlık mı yaptın yoksa’ diye sormuş, ancak bu gerçekten bizzat Prens Takahito Mikasa’nın keşfiydi ve ‘iyi bir başlangıç’ ifadesine uygun olarak, Kaman - Kalehöyük’ten önemli sonuçlar elde edildi. Ayanlar Ören Yerinin de böyle iyi bir başlangıç yapmasını dileyerek sözlerime son vermek istiyorum" diye konuştu. Programda Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak ve Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar da birer konuşma yaparak Şanlıurfa’nın tarihi önemine değildi.
Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Japonya Altes Prensesi Akiko Mikasa, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, Japonya Büyükelçisi Katsumata Takahiko , Tokyo Üniversitesi Müzesi Müdürü Prof. Dr. Nıshıakı Yoshihiro, Chiba Teknoloji Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Setokuma Osamu, Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Matsumura Kimiyoshi, Taş Tepeler Koordinatörü Prof. Dr. Necmi Karul ile birlikte çok sayıda kişi katıldı.
Konuşmaların ardından dünyanın insanlar için en uzun süre yaşam alanı olan Ayanlar Höyük’e ilk kazma vuruldu.
HABER KAYNAĞI : İHA