Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için ’Türkçe Kolay Dil’ uygulamasını geliştiriyoruz. Bu uygulama, karmaşık bilgileri sadeleştirerek herkesin daha kolay anlayabilmesini sağlayan bir iletişim yöntemidir. Bu yöntemle, metinlerde, broşürlerde, kamu spotlarında, web sitelerinde ve danışma süreçlerinde kullandığımız dili sadeleştiriyoruz" dedi.
3. Uluslararası Katılımlı Öğrenme Güçlüğü Kongresi’nin açılışı, Küçükçekmece’de bulunan bir üniversitenin konferans salonunda düzenlendi.
Kongre 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından video gösterimi ve protokol konuşmalarıyla devam etti. Programın ana teması ise "Öğrenme Güçlüğüne Disiplinler Arası Yaklaşım" oldu. 17 çalıştay, 71 sözlü bildirinin olduğu kongrede 38 çağrılı konuşmacıyla uluslararası uzmanlar da bulundu.
Öte yandan programda eğitim, psikoloji, sağlık, dil ve konuşma terapisi, ergoterapi, sosyal hizmet ve aile çalışmaları alanlarından disiplinler arası paneller de yer aldı. Kongrede, özel öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler ve aileleri için yeni çözüm yollarının tartışılırken, bilimsel bilgi de paylaşıldı. Program sonunda ise Bakan Göktaş’a plaket ve çeşitli hediyeler verildi.
Programda konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Her çocuğun farklı bir öğrenme ritmi, kendine özgü bir algı biçimi vardır. Kimi görerek, kimi duyarak, kimi dokunarak öğrenir. Kimi hızlı kavrar, kimi sindirerek, deneyimleyerek ilerler. İşte tam da bu nedenle, eğitimde tek bir yol, tek bir yöntem yoktur. Öğrenme güçlüğü dediğimiz durum, aslında farklı öğrenme biçimlerinin bir yansımasıdır. Bir eksiklik değil, bir çeşitliliktir" dedi. "Öğrenme güçlüğünün erken tanısı, çocuklarımızın hayatında kritik bir kırılma noktasıdır"
Bakan Göktaş, disleksi bir çocuğu olduğunu söyleyerek erken tanının önemine şu şekilde değindi:
"Ben de disleksi bir çocuğun annesi olarak sizlerin yanındayım. Çocuğumun öğrenme biçiminin farklı olduğunu kabul etmek, bu yolculuğun başlangıcı oldu. Fark etmek ve doğru tanı koymak, onun potansiyelini açığa çıkaran önemli adımlar oldu. Sabırla takip ettik, sevgiyle ilerledik. Güçlü olduğu yönleri ve kişisel becerilerini geliştirmek için birlikte emek verdik. Bu anlamda erken tanı ve etkili eğitim bu sürecin en güçlü araçlarıdır. Öğrenme güçlüğünün erken tanısı, çocuklarımızın hayatında kritik bir kırılma noktasıdır. Ve uygun eğitim desteği, çocuğun normal eğitim sürecine hızla uyum sağlamasını mümkün kılmaktadır. Ailelerimize burada büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü bir çocuk en çok, kendisine inanıldığında güçlenir. Ailelerin, çocuklarını oldukları gibi kabul ederek desteklemesi, özgüvenin ve öğrenme isteğinin en sağlam temelidir." "Aile danışmanlığı ve rehberlik hizmetlerini yaygınlaştırıyoruz"
Bakanlık olarak aile ve çocuklara umut ve güç katacak çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Bakan Göktaş, "Biz, Bakanlık olarak, her çocuğun öğrenme yolculuğunda eşit fırsatlara sahip olmasını temel bir ilke olarak görüyoruz. Ailelerin yanında duran, onların yükünü hafifletmeye çalışan bir destek eli olmayı önemsiyoruz. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarımızın sadece eğitim hayatında değil, her birinin sosyal yaşamlarında da desteklenmeleri için çalışıyoruz. Bu anlayışla; aile danışmanlığı ve rehberlik hizmetlerini yaygınlaştırıyoruz. Çocuklarımızın duygusal ve sosyal gelişimini güçlendirecek psiko-sosyal destek programlarını hayata geçiriyoruz. Erken tanı süreçlerinden özel eğitim uygulamalarına, aile destek programlarından farkındalık çalışmalarına kadar tüm politikalarımızı kapsayıcı bir yaklaşımla güçlendiriyoruz. Sivil toplum kuruluşlarıyla el ele veriyor, çocuklarımızın ve ailelerinin yaşamına umut ve güç katacak ortak çalışmalar yürütüyoruz" şeklinde konuştu. "’Türkçe Kolay Dil’ uygulamasını geliştiriyoruz"
Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için geliştirdikleri bir uygulamadan bahseden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler için ’Türkçe Kolay Dil’ uygulamasını geliştiriyoruz. Bu uygulama, karmaşık bilgileri sadeleştirerek herkesin daha kolay anlayabilmesini sağlayan bir iletişim yöntemidir. Bu yöntemle, metinlerde, broşürlerde, kamu spotlarında, web sitelerinde ve danışma süreçlerinde kullandığımız dili sadeleştiriyoruz. Böylece, desteğe ihtiyaç duyan bireylerin bilgiye daha kolay ulaşmasını ve topluma daha aktif katılmasını sağlıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızla sosyal hizmet modellerimizi günümüz koşullarına göre yeniden ele alıyor, sürekli geliştiriyoruz. Hayata geçirdiğimiz yeni uygulamalarla sahadaki ihtiyaçlara hızlı çözümler üretiyoruz. 2025 Aile Yılı, bu anlamda, Türkiye’nin sosyal politikalarında yeni bir vizyonun, güçlü bir toplumsal dönüşümün başlangıcıdır. ’Aile ve Nüfus 10 Yılı’ da bu yeni vizyon doğrultusunda, Türkiye’nin demografik yapısını, sosyal bütünlüğünü ve aile temelli kalkınma anlayışını güçlendirecek bir dönem olacak" ifadelerini kullandı.
Programa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın yanı sıra İstanbul Vali Yardımcısı Serap Özmen Çetin, öğretim üyeleri, konuşmacılar ve çok sayıda öğrenci katıldı.
HABER KAYNAĞI : İHA