Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Her çocuk ve her insan bizim gözümüzde eşittir. Hiçbir farklılık, o çocuğun eğitim-öğretimden kısmen ya da tamamen alıkonulmasını meşru gösteremez" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da düzenlenen 2. Maarif Kongresi’ne katıldı. Düzenlenen kongrenin Türkiye’nin eğitim sisteminde köklü bir perspektif sunmayı amaçladığı, maarif geleneğinin günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden ele alınacağı ve bakanlığın yürüttüğü yapısal dönüşüm çalışmalarının kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi. Ayrıca farklı illerden gelen eğitim yöneticilerinin, akademisyenlerin ve öğretmen temsilcilerinin de katıldığı kongrenin bu yönüyle hem değerlendirme hem de istişare platformu olarak önem taşıdığı vurgulandı. Bakanlığın son dönemde hayata geçirdiği müfredat yenileme çalışmaları, ölçme ve değerlendirme politikaları ile öğretmen eğitimine yönelik yeni modeller de programda ele alındı. "Değişen dünya koşullarında milli ve manevi değerlerine bağlı bir kuşak yetiştirmek durumundayız"
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kongrede yaptığı konuşmada her çocuğun aynı şartlarda eğitim aldığını, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin herkese eşit şartlarda eğitim verdiklerini belirterek, "Dünyada değişen bu formata uygun eğitim sistemi inşa etmezsek eğer çocuklarımızın milletine, vatanına, ülkesine bağlılık duyguları zayıflar. Dünya küresel bir köy haline geldi. Dolayısıyla biz 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu parametreyi kendimize bir çerçeve aldık ve kabul ettik. Değişen dünya koşullarında çocuklarımızın milli ve manevi değerlerine bağlı, ülkesine, ülkesinin değerlerine, ülkesinin egemenlik haklarına, ülkesinin bağımsızlığına saygı duyan, ihtiyaç duyduğunda gözünü kırpmadan kendisini ülkesi ve milleti için feda edebilecek bir kuşak yetiştirmek durumundayız. Bunu yaparken de değişen dünyanın parametrelerine uygun davranmak durumundayız. Müfredatımızı revize ettik" dedi. "Dünyanın her tarafında canımızı sıkan olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettik"
Bakan Tekin, dünyada var olan eğitim sisteminin insanlığı örnek almadığını ve bu yüzden soykırımların, savaşların ve ırkçılığın yaygınlaştığını vurgulayarak, "Bugünlerde dünyanın her tarafında canımızı sıkan, hoşumuza gitmeyen davranışların, olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettik ve diyoruz ki eğer dünyada bütün eğitim sistemleri kardeşlik, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi, adalet, özgürlük gibi değerleri eğitim sistemleri kendi içerisinde çocuklara kazandırsaydı eğer, dünyanın hiçbir tarafında savaşlar, insan hakları ihlalleri, bebek ölümleri, bebekleri katletmeye varan vahşilikler yaşanmazdı. En son İsrail’in Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde yaşattığı zulüm, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Kundaktaki bebeklerin hunharca katledildiği, yüz binlerce insanın yerinden yurdundan edildiği bir süreç yaşandı. Burada iki tane önemli konu var. Birincisi İsrail’in bu vahşeti yapabilmesi, ikincisi ise dünyanın bir dizi insan haklarına rağmen, insan haklarını korumakla mükellef bir dizi musallat üretim varlığına rağmen yaşanan bu vahşete karşı sessiz kalmasıdır. Dünyadaki eğitim sistemleri, devletin varlık sebebine uygun hareket etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak 2002 yılından itibaren eğitimde fırsat eşitliğinin bir temel insan hakkı olarak gördük. Kılığı ya da kıyafeti, etnik ya da dini farklılığı nedeniyle hiç kimsenin eğitim öğretim hakkından mahrum bırakılamayacağını bir referans olarak aldık ve Türkiye’nin her tarafında hiçbir ayrım gözetmeksizin her çocuğumuzun eğitime eşit bir biçimde erişebileceği bir altyapıyı, hem fiziki hem de hukuki olarak oluşturduk" diye konuştu. "Her vatandaş bizim gözümüzde eşittir"
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapı taşında herkese eşit şartlarda eğitim öğretim hakkı olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her çocuk ve her insan bizim gözümüzde eşittir. Her vatandaş bizim gözümüzde eşittir. Hiçbir farklılık o çocuğun eğitim öğretim hakkından kısmen ya da tamamen alıkolunmasını meşru gösteremez. Bu hareketle eğitim öğretim sistemimizde köklü bir revizyon yaptık. Programlarımızın içerisinde bu türden ayrıştırıcı, ötekileştirici bütün ifadeleri çıkardık. Katsayı zulmünden başörtüsü problemine kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Alevi vatandaşlarımızın beklentilerinden etnik ya da dini ayrımcılık olarak yorumlanabilecek ifadelerin çıkartılmasına kadar gerçekten devrim niteliğinde adımlar attık. Atmaya da devam ediyoruz."
Kogreye Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Program, Bakan Tekin’in öğretmenlere katılım belgesi vermesi ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
HABER KAYNAĞI : İHA