Cumhuriyet Halk Partisi Özgür Özel, Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay’ı ziyaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, asgari ücrete ara zam talebiyle gerçekleştirdiği görüşmeler kapsamında HAK İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nu (TÜRK-İŞ) ziyaret etti. Ziyaret çerçevesinde bir basın açıklaması da yapan Özel’in gündeminde asgari ücret yer aldı.
HAK-İŞ ziyaretinde konuşan Özel, Anayasa’da asgari ücretin tanımına değinerek, "Asgari ücret, işçilerin zorunlu ihtiyaçlarını, beslenme, barınma, ısınma, ulaşım ve sağlık ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücrettir’ diyor. Aslında söz burada başlıyor, burada bitiyor. Bugün verilen asgari ücret, bugün hesaplanan en düşük açlık sınırının altında. Yani bir de bu işçinin ailesi var ve çoluğu, çocuğu var. Burada sayılmayan bu çocuğun eğitim giderleri var. İnsanca bir yaşam için gerekli olan refah payı var. Bunların hiçbiri gözetilmeksizin sadece beslenmeyi, barınmayı, ısınmayı, ulaşımı, sağlığı ele aldığınızda bu asgari ücretin ona dahi yetmediği ve insanların açlık sınırı altında kaldıkları çok açık" açıklamasında bulundu.
Türkiye’de enflasyonun halen yüksek seviyelerde olduğuna dikkati çeken Özel, enflasyonist ortamlarda asgari ücrete bir kez zam yapmanın doğru olmadığını savundu.
"Asgari ücret bazı değerlendirmelere göre ortalama ücret olmuş durumda"
Özel, Türkiye’de ki her iki işçiden birinin asgari ücret aldığını söyleyerek, "Asgari ücret bazı değerlendirmelere göre ortalama ücret olmuş durumda maalesef. Kaçak çalışmaların, kayıt dışı ekonominin, asgari ücretin altında çalıştırmalar da düşünüldüğünde asgari ücret bir takım değerlendirmelere göre ortalama ücret. Ama herkesin kayıt içinde olduğunu ya da asgari ücret aldığını düşünsek de asgari ücret bir taban ücret olmaktan çıkmış durumda ve artık asgari ücret bir genel ücret. Almanların yüzde 9’u asgari ücret alıyor, asgari ücreti ‘İlk yıl alınan ve hızla uzaklaşılan ücrettir’ diyorlar. Hızla kaçıyorlar asgari ücretten. Ama Alman sendikaları yüzde 9’un çok olduğunu savunuyor, eleştiriyor. Bizde son rakamlara göre yüzde 55. Ama birçok hesaplama yüzde 60 - 65’in asgari ücret ve ona komşu ücretleri aldığını ifade ediyor" ifadelerine yer verdi.
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanmasını bekliyoruz"
Özel, seçimlerin ardından asgari ücrete ara zam yapılmadığını da hatırlatarak, "Bu kabul edilebilir bir şey değil, olacak bir şey değil. O yüzden derhal Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanmasını, bu temmuzda da bu Asgari Ücret Komisyonu’nun bu anti-demokratik yapısına rağmen, kapsayıcı bir şekilde tüm konfederasyonların dahil edilip üç konfederasyonun üreteceği ortak talebin dikkate alınıp, işverenin de haklı endişelerinin, taleplerinin giderileceği şekilde kamunun da elini taşın altına atıp bu işini çözmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, Meclis’e sunulan infaz düzenlemesine ilişkin sorulan soruya, "Bir yandan Terörsüz Türkiye hedefiyle atılan adımlarla eş zamanlı bir infaz düzenlemesinin yapılacağının sözü verilmiş DEM Parti’ye. Bu bayramdan önce çok sayıda tutuklu ve hükümlünün serbest kalacağına ilişkin görüşülmüş geçmişte. Diğer taraftan infaz düzenlemesi, cezaevinde yakınları olan herkeste bir beklentiye sebep oluyor. Hele hele böyle dini bayramlardan önce böyle bir beklentinin oluşturulup da yerine getirilmemesi travmatik bir durum oluşturuyor. O yüzden bu konularda çok dikkatli konuşmak gerekirdi" yanıtını verdi.
"Yeni Anayasa için toplumun tüm kesimlerini dinlemek lazım"
Anayasa değişikliğine ilişkin basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Özel, "‘Darbe Anayasasından kurtulacağız ve sivil bir Anayasa yapacağız’ deniyor. Evet, buna ihtiyaç var ama bunun için oturup gerçekten samimiyetle toplumun tüm kesimlerine almak, dinlemek konuşmak ve hep birlikte yapmak lazım. Bunun için de bir Anayasaya sadakat, Anayasacılık, anayasa fikrinin insanı olması lazım.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise, CHP lideri Özel’in asgari ücrete ilişkin taleplerinin çoğunu kendilerinin de talepleri olduğunu belirtti.
"Sadece işverenin ve hükümetin oluşturduğu bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısı Türkiye’ye yakışmaz"
Arslan, TÜRK-İŞ’in Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısının değişmediği sürece komisyona katılmayacağını açıkladığını hatırlatarak, komisyon yapısı değişmediği sürece belirlenen asgari ücretin anlamını yitireceğini sözlerine ekledi. Arslan, "Bizim önceliğimiz asgari ücret tespit komisyonunun daha demokratik, katılımcı, çoğulcu, objektif kriterlere dayalı bir modeli oluşturması. TÜRK-İŞ’e teşekkür ediyorum, ilk kez böyle bir bizimle aynı yerde duran bir yapısı söz konusu. O nedenle bu yıl tartışmaların içerisinde bir de komisyonun yapısı tartışılması gerekiyor. Biz buradan da çağrı yapıyoruz, sadece işverenin ve hükümetin oluşturduğu bir asgari ücret tespit komisyonu yapısı Türkiye’ye yakışmaz kesinlikle" şeklinde konuştu.
Özel, buradaki ziyaretinin ardından TÜRK-İŞ genel merkezinde Ergün Atalay ile bir araya geldi. Buradaki konuşmasında sendikalaşma oranı, asgari ücret ve kamu çerçeve protokolüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir"
Özel, işçilerin sendikalaşmasının önemine vurgu yaparak, "En kötü sendika, sendikasızlıktan iyidir. Sözümüze değer veren herkesi; tüm emekçileri, kendi iş kollarındaki tercih edecekleri en uygun sendikada hızla örgütlenmeye davet ediyoruz. Çünkü eğer işçinin sendikası yoksa ona sahip çıkan kimse olmaz. Siyasetçiler, bizler söyleriz. Sahip çıkmaya çalışırız ama esas işçinin derdini dile getirecek olan, onu koruyacak olan, onun hakkı için mücadele edecek olan sendikasıdır. İşçinin sendikası ile birlikte verdiği örgütlü mücadele ancak sonuç alabilir" dedi.
"Sendikaların Kamu Çerçeve Protokolü taleplerini sahipleniyorum"
Yaklaşık 600 bin işçiyi ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü sürecine ilişkin konuşan Özel, "Bu 600 bin işçinin 350 bini altı aydır mağdur. 250 bini üç aydır mağdur ve bir an önce bunun yapılması lazım. Maalesef hem anlaşılmıyor, anlaşılmadığı zaman uzlaştırmacı da anlaştıramadığında oradan sonra grev hakkı var. Ama bu iş kollarında grev yasağı olduğu için bu sefer hadi bakalım hakem heyetine gidecek, hakem heyeti ne karar verirse o karar ortaya çıkacak. Bir an önce adaletli ve sendikaların HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ burada var. Sendikaların haklı taleplerini gözeten ve emekçinin hakkını verecek olan bir sonuca ulaşılması gerektiği çağrısını ben de sahipleniyorum" diye kaydetti.
"Kamu Çerçeve Protokolü’nün bir an evvel bitmesi gerekiyor"
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay ise, Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinin 6 ay önce başladığını fakat henüz kendilerine herhangi bir teklif verilmediğini anımsattı.
Enflasyon oranlarının yükseldiğini ve bu çerçevede işçilerin alım gücünün de düştüğünü söyleyen Atalay, "Bir de vergi meselesi var. Eskiden biz yüzde 27’lik vergi dilimine aralık ayında giriyorduk. Şimdi ise nisan ayının sonunda yahut mayıs ayının başında giriyoruz. Bu yüzde 27’ye girmek ne demek? Yani 12 ay çalışıyoruz 2 ay vergiye gidiyor. Onun için ekonomik yönden arkadaşlarımızın tezgah başında ne huzuru var, ne verimleri müsait. Bu nedenle kamu sözleşmelerinin bir an evvel bitmesi gerektiğini ülkeyi yönetenlerin tamamına defalarca söyledik. Şu ana kadar bize bundan ilgili müspet bir cevap verilmedi" ifadelerini kullandı.
Atalay, savunma sanayiindeki işçilere yönelik müzakerelerin sona erdiği bilgisini de veren Atalay, Yüksek Hakem Kurulu’na gidileceği bilgisini paylaştı.
HABER KAYNAĞI : İHA