AstraZeneca Türkiye ve TOÇEV iş birliğiyle hazırlanan ‘Genç Sağlığı Raporu’ kamuoyu ile paylaşıldı. Rapora göre, gençlerin yüzde 24’ü diyabet, hipertansiyon ve obezite risklerinden en az biriyle karşı karşıya. AstraZeneca Türkiye ve TOÇEV iş birliğiyle hazırlanan ‘Genç Sağlığı Raporu’, düzenlenen paydaş toplantısında kamuoyuna sunuldu. Gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumlarına dair verilerle politika önerilerinin paylaşıldığı raporda yer alan bilgilere göre gençlerin yüzde 24’ü diyabet, hipertansiyon veya obezite risklerinden en az biriyle karşı karşıya, yüzde 92’si düzenli spor yapmıyor ve yüzde 65’i yeterli meyve-sebze tüketmiyor. Raporda gençlerin sağlığı için fiziksel aktivitenin teşvik edilmesi, sağlıklı beslenme bilincinin artırılması, ruhsal sağlığın güçlendirilmesi, zararlı alışkanlıklarla mücadele, sağlıklı dijital yaşam başlıkları altında politika önerilerine de yer veriliyor.
Rapor; AstraZeneca Türkiye ve TOÇEV iş birliğiyle, Prof. Dr. Selcen Öztürk ve Prof. Dr. Dilek Başar’ın istatistiki ve iktisadi analizleri ile hazırlandı.
Şirketin küresel çapta yürüttüğü Genç Sağlığı Programı kapsamında hazırlanan bu çalışma, gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlık durumlarına ilişkin verilerle birlikte politika önerilerini de içeriyor. Bu öneriler genç sağlığının geliştirilmesine yönelik ortak eylem planı, fiziksel aktivitenin teşvik edilmesi, sağlıklı beslenme bilincinin artırılması, psikolojik sağlığın güçlendirilmesi, zararlı alışkanlıklarla mücadele, sağlıklı dijital yaşam başlıkları altında detaylı bir şekilde aktarılıyor. Özellikle gençlik ve sağlık alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, raporda ortaya konan istatistikler ışığında gençlerin sağlığını iyileştirmeye yönelik politika önerileri, sosyoekonomik faktörlerin etkisi, ekonomik yüke ilişkin değerlendirmeler ve sağlıklı yaşamı destekleyecek çok paydaşlı çözümler de masaya yatırıldı.
Açılış konuşmalarını AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz ve Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ile TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun’un yaptığı buluşmada, Prof. Dr. Selcen Öztürk ve Prof. Dr. Dilek Başar ise araştırmanın bulgularını detaylı bir şekilde aktardı.
"Gençlerin potansiyelini gerçekleştirmesi için sağlık temel şart"
Açılış konuşmasında genç sağlığının yalnızca bireysel değil, toplumsal kalkınma açısından da belirleyici bir alan olduğunu vurgulayan AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz, "Şirket olarak sağlığı yalnızca hastalıkların önlenmesi veya tedavisi olarak değil, gençler de dahil olmak üzere tüm bireylerin potansiyellerini tam anlamıyla ortaya çıkarabilmeleri için temel bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Bu nedenle küresel ölçekte yürüttüğümüz Genç Sağlığı Programımız gençlerin sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmaları, yenilikçi fikirler hayata geçirmeleri ve kendi sağlık hakları konusunda savunuculuk yapmalarını destekliyor. Türkiye’de de bu programı uzun yıllardır sürdürüyoruz. Bugüne kadar 100 binin üzerinde çocuk ve gencin bu projelerde sağlık farkındalığının gelişmesine katkı sağladık. Kamuoyu ile paylaştığımız Genç Sağlığı Raporu ile ülkemizdeki gençlerin sağlığı ile ilgili ihtiyaçları kapsamlı bir şekilde ortaya çıkarmayı amaçladık. Çalışmanın bulgularının gençlik ve sağlık alanında çalışan pek çok kurum ve paydaşlarımız için yol gösterici olacağına inanıyoruz." dedi.
"Genç yaşta kazanılan alışkanlıklar tüm yaşamı etkiliyor"
AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ise açılış konuşmasında raporun sağlık hizmetleri açısından önemine değinerek şunları söyledi: "Genç Sağlığı Programı, şirketimizin küresel çapta öncülük ettiği ve Türkiye’de de büyük bir kararlılıkla sürdürdüğü bir girişim. Bu program, gençlerin sağlıklı alışkanlıklar edinmesini teşvik ederek, gelecekte sağlık sistemimiz üzerindeki yükü azaltmayı hedefliyor. Gençlik döneminde edinilen alışkanlıklar, bireylerin ileri yaşlardaki sağlık durumları açısından önemli bir etkiye sahip. Bu alışkanlıklar, yalnızca bireysel sağlığı değil, sağlık sisteminin genel yükünü de etkiliyor. Tütün kullanımı, yetersiz fiziksel aktivite ve sağlıksız beslenme gibi faktörler, kronik hastalıkların temel nedenleri arasında yer alıyor."
"Gençlerin sağlığı yalnızca bireysel bir mesele değil, toplumsal bir meseledir"
TOÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Uygun ise yaptığı konuşmada, "Bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz Genç Sağlığı Araştırması bu uzun soluklu iş birliğimizin en kapsamlı çıktılarından biri. Araştırma, gençlerin sağlık alışkanlıklarını, karşılaştıkları zorlukları ve beklentilerini bilimsel bir çerçevede ele alıyor. Bulgular bize gösteriyor ki, gençlerin önemli bir kısmı düzenli fiziksel aktiviteden uzak, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını yeterince geliştirememiş ve bu da hem fiziksel hem psikolojik sağlıkları üzerinde ciddi riskler oluşturuyor. Biz TOÇEV olarak şuna inanıyoruz: Gençlerin sağlığı yalnızca bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir meseledir. Sağlıklı bir gençlik, eğitimde daha başarılı, üretimde daha güçlü ve sosyal yaşamda daha aktif bireyler demektir. Dolayısıyla genç sağlığına yapılan her yatırım, toplumun geleceğine atılan sağlam bir temeldir" dedi.
"Fiziksel inaktivite sağlık sistemi ve bütçesi için önemli bir yük oluşturuyor"
Prof. Dr. Selcen Öztürk ve Prof. Dr. Dilek Başar da raporda gençlerin sağlık durumuna ilişkin dikkat çeken verileri paylaştı.
Öztürk, "Gençlerin fiziksel ve zihinsel sağlığı, bireysel yaşam kalitesinin yanı sıra gelecekteki iş gücü verimliliği, ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma için temel oluşturuyor. Bu nedenle gençlerin sağlığını desteklemek, bireylerin ve toplumların uzun vadeli refahı için stratejik bir yatırım olarak değerlendirilmeli. 2019 ve 2022 Türkiye Sağlık Araştırması mikro veri setlerinden yararlanarak ortaya çıkardığımız sonuçlara göre, 15-24 yaş aralığındaki bireylerin yüzde 24’ünün diyabet, hipertansiyon veya obezite risklerinden en az biriyle karşı karşıya olduğu görüldü. Gençlerin yüzde 92’si düzenli spor yapmıyor, yüzde 65’i ise yeterli meyve-sebze tüketmiyor. Bu tablo, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının geliştirilmesi için odaklı bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor" dedi.
Toplumlarda fiziksel inaktivite kaynaklı ekonomik yüke ilişkin araştırma sonuçlarına değinen Başar ise "Araştırmamızı TÜİK’in 2019-2022 sağlık araştırması anket verilerini kullanarak yaptık. Bu nedenle elde ettiğimiz bulguların tüm Türkiye’yi temsil ettiğini söyleyebiliriz. Araştırmalara göre her 4 gençten birinin tütün tüketicisi ve elektronik sigara kullandığını görüyoruz. Obezite, diyabet ve hipertansiyon risklerinin ne boyutta olduğunu görüyoruz. Günlük egzersiz verileri gibi birçok alanda detaylı bilgi elde ediyoruz. Rapor bulgularına göre politika yapıcılara bir takım önerilerde de bulunuyoruz. Fiziksel aktivite eksikliğinin ekonomik yükü yalnızca tedavi giderlerinden değil aynı zamanda üretkenlik ve iş gücü kayıpları gibi faktörlerden de etkileniyor. Türkiye’de fiziksel inaktivitenin ekonomik etkilerinin kapsamlı olarak incelenmesine ihtiyaç var. Avrupa Birliği ve ABD özelinde hesaplanan sonuçları Türkiye için temel aldığımızda bu yükün Türkiye’de 50 milyar TL’ye ulaşması beklenebilir." yorumunda bulundu.
Genç Sağlığı Raporu’nda öne çıkan diğer çarpıcı bulgular şu şekilde: 2019-2022 yıllarında tamamen durağan bir yaşam tarzı benimseyen gençlerin oranı yüzde 9,96’dan yüzde 16,34’e yükseldi. Genç kadınlar arasında hareketsiz yaşam tarzının daha yaygın olması, sağlık eşitliği açısından da ciddi bir mesele oluşturuyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe spor yapma oranı da artma eğiliminde. Çok yoksul grupta düzenli spor yapma oranı oldukça düşükken bu oran gelir düzeyi arttıkça belirgin şekilde yükseliyor. Gençlerin sadece yüzde 35’i düzenli olarak meyve ve sebze tükettiğini belirtiyor. Gençlerin yaklaşık yüzde 25’i düzenli tütün kullanıyor.
TOÇEV’in desteği ile yapılan ve raporda da yer alan çevrimiçi anketin sonuçlarından bazıları: Fiziksel aktiviteye katılımda karşılaşılan engeller arasında en yaygın sebep ekonomik nedenler. Katılımcıların yüzde 38,07’si ekonomik nedenleri bir engel olarak belirtti. Katılımcıların yüzde 40,17’si sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin akademik veya çalışma hayatlarına olumlu bir etkisi olduğunu düşünüyor. Katılımcıların yüzde 71’i günlük kalori ihtiyacı konusunda bilgi sahibi olmadığını söyledi. Katılımcıların yüzde 35,21’i sosyal medyada sağlıklı yaşam içeriklerini düzenli takip ettiğini, yüzde 42,25’i ise "kısmen" takip ettiğini ifade etti.
HABER KAYNAĞI : İHA