Muğla’da ülke ekonomisi ve halk sağlığını çökerterek, ‘Devletin birlik ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçu işleyen Akbelen’i yıkan Nihat Özdemir (LİMAK) ve İbrahim Çeçen (ICTAŞ ) hakkında Anayasa Mahkemesi”ne başvuruda bulunduklarını açıklayan Av. İsmail Hakkı Atal açıklama yaptı. Atal, “24 Temmuz’da başlayan Akbelen ormanı kesimi sonrası; LIMAK’ın sahibi Nihat Özdemir, ICTAŞ’ın sahibi İbrahim Çeçen hakkında Anayasa Mahkemesi”ne başvuruda bulunduk” dedi.
Hatırlanacağı üzere, 24 Temmuz’da başlayan Akbelen ormanı kesimi sonrası; LIMAK’ın sahibi Nihat Özdemir, ICTAŞ’ın sahibi İbrahim Çeçen , eski Muğla Valisi Orhan Tavlı , şirket CEO’su Serhat Dinç ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey haklarında , TCK 302. Md. “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan 14 Ağustos 2023 tarihinde Milas Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçemizi sunulmuştu.
2 TERMİK SANTRAL HALKIMIZI KANSER EDEREK ÖLDÜRÜYOR
Muğla Akbelen davası gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal yaptığı yazılı açıklamada, “Savcılığa şikayet dilekçemizde delillerini sunduğumuz üzere şüpheliler Yeniköy -Kemerköy termik santrallerini işlettikleri sürece 2 termik santralin hasta ettiği, kanser ettiği, öldürdüğü yurttaşlarımızın Türkiye’ye sağlık maliyetinin her yıl 44 milyar Lira olduğunu 2021 yılında HEAL ( Avrupa Sağlık ve Çevre Birliği belirlemişti. 2013 yılında ise Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği -Hidrojeoloji Bölümü, Bodrum’un su yataklarının Akbelen ormanı altından geçtiğini ve Akbelen altındaki kömür yatakları kalkacak olursa, Bodrum’un susuz kalacağını belirlemişti. Böylece LIMAK-ICTAŞ, Nihat Özdemir -İbrahim Çeçen ikilisi termik santrallerden yılda kazanacağı 200 milyon TL için, aktif olarak Türkiye’ye yılda 50 milyar TL sağlık maliyeti yüklemekteyken, Bodrum’u susuz bırakarak birkaç yıl içinde yıllık 5 milyar dolar (150 milyar TL) turizm gelirini de yok edeceği için Türkiye’ye yılda 200 milyar TL zarar ( kendi ticari kazançlarının bin katı )yüklemesi nedeniyle Türkiye’yi ekonomik olarak çökertmek suretiyle, TCK md. 302 Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçundan şikayette bulunmuştuk” diye konuştu.
TÜRKİYE DEVLETİ, ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR
“Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun ‘Doğal Kaynakların Planlanması -Ülkenin Bölünmez Güvenliği’ çalışmasında da belirtildiği üzere Anayasanın 3. Maddesindeki ‘Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür’ diyen Av. Atal, “Temel Anayasa normu yeryüzü parçası olarak ülkenin doğal, tarihsel ve kültürel değerlerinin azaltılmasını, zedelenmesini ve yok edilmesini yasaklayan bir hüküm olarak anlaşılmalıdır. Devletin temel amaç ve görevi sadece siyasal anlamda değil, doğal ve ekolojik denge açısından da ülkenin birliğini ve bütünlüğünü korumaktır.
Ancak yeni Türkiye yüzyılında, AKP’nin emir ve komutası altında olan Milas Cumhuriyet Başsavcılığı sanıkların ismini dahi yazmaya cesaret edemeden kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verdi. Bodrum Sulh Ceza Mahkemesine itirazımıza da, sadece Milas değil, Bodrum dahil Türkiye’nin her yerindeki hakim ve savcılar AKP’nin emri altında olduğundan RED kararı geldi” ifadelerini kullandı.
HİÇBİR KİŞİYE, AİLEYE, ZÜMREYE VEYA SINIFA İMTİYAZ TANINAMAZ
Anayasanın 10. Maddesine göre, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağını da açıklayan Hakkı Atal, “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Ancak Yeni Türkiye yüzyılı imtiyazlı bir sınıfa -zümreye, kanunların uygulanmadığı, savcı ve hakimlerin AKP’nin emir ve komutası altında olduğu yüzyıldır.
AKP’li savcılar ve hakimler, Türkiye’nin ekonomisi ve halk sağlığını çökertmek suretiyle TCK 302. Maddesindeki ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçunu işleyen şüphelilerin isimlerini kararlarına dahi geçirmemekte, savcılar ve hakimler bizzat kanunları ihlal ederek kendileri suç işlemektedir” dedi.
ADİL YARGILANMA HAKKI VE MAHKEMEYE ERİŞİM HAKKI İHLALİ
Yukarıda belirtilen nedenlerle ülke ekonomisi ve halk sağlığının çökertildiğini de sözlerine ekleyen İsmail Hakkı Atal sözlerini şöyle sonlandırdı: “Devletin birlik ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçu işleyen; Nihat Özdemir, İbrahim Çeçen, eski Muğla Valisi Orhan Tavlı, şirket CEO’su Serhat Dinç ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’e kanunlar uygulanmamak suretiyle adil yargılanma hakkı ve mahkemeye erişim hakkı ihlalinden Anayasa Mahkemesine İkizköylülerin çevre derneği KARDOK ve İsmail Hakkı Atal adına Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.”