Obezite ve aşırı kilo, Avrupa genelinde ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Verilere göre, 18 yaş ve üstü her altı Avrupalıdan biri obez, yüzde 50'den fazlası ise aşırı kilolu durumda bulunuyor. Türkiye, bu konuda Avrupa'da önemli bir yer tutuyor, özellikle kadın obez oranı ile erkek obez oranı arasındaki farkın en yüksek olduğu ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.
Fazla kilolu veya aşırı kilolu terimleri eş anlamlı olarak kullanılmakta ve genellikle vücut kitle indeksi (VKİ) ile ölçülmektedir. VKİ, vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanır.
Avrupa genelinde, AB'nin resmi istatistik ofisi Eurostat'a göre, 2019 yılında yaşayan yetişkinlerin yüzde 44,8'i normal kiloda iken, yüzde 52,7'si aşırı kilolu durumda bulunuyor. Türkiye'de ise normal kiloda olanların oranı yüzde 38,4; aşırı kilolu oranı ise yüzde 58,8.
Türkiye, aşırı kilolu oranında 30 ülke içinde 7. sırada yer alıyor. Obezite oranına bakıldığında ise Türkiye, Avrupa'da 5. sırada bulunuyor. 2019 verilerine göre obezlerin oranı Türkiye'de yüzde 22,3.
OECD'nin 'Bir Bakışta Sağlık' raporuna göre, AB ülkelerinde obezitenin yaygınlığı son 20 yılda artış göstermiştir. Bu durum, sosyoekonomik faktörlerle, beslenme alışkanlıklarıyla, egzersiz olanaklarına erişimle, sağlık okuryazarlığı ve fiziksel aktiviteyle ilişkilendirilmektedir.
Cinsiyet, aşırı kilolu olma oranlarını etkileyen önemli bir değişken olarak karşımıza çıkıyor. AB'de erkeklerde aşırı kilolu oranı kadınlardan daha yüksekken, Türkiye'de bu durum daha eşit bir dağılıma sahiptir. Ancak obezite oranında kadınlar, erkeklere göre daha yüksek orana sahiptir.
Yaş ve eğitim düzeyi de aşırı kilolu ve obezite oranlarını etkileyen faktörler arasındadır. Yaşlandıkça aşırı kilolu olma oranı artarken, eğitim seviyesi yükseldikçe bu oranlar düşmektedir. Düşük eğitim seviyesine sahip olanlarda aşırı kilolu ve obez oranları daha yüksekken, yüksek eğitim seviyesine sahip olanlarda bu oranlar daha düşüktür.