Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, terör örgütünün silah bırakma sürecinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için sosyal medya üzerinde yapılan dezenformatik içeriklere dikkat edilmesini gerektiğin vurgulayarak, olmayan içeriklerin gerçekmiş gibi sunulabileceğini söyledi. Terör örgütünün silah bırakma sürecine ilişkin almış olduğu karar, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, bu süreci sekteye uğratmaya yönelik çeşitli dezenformasyon kampanyaları da hız kazanıyor. Özellikle yurt dışı kaynaklı bazı yayınlar aracılığıyla dezenformatik içeriklerin yaygınlaşması kamuoyunda tartışmalara yol açıyor. Son dönemde, yapay zekâ ile üretilen ve "deepfake" teknolojisi kullanılarak oluşturulan sahte görüntü ve videoların sayısında da ciddi bir artış yaşanıyor. Bu içeriklerin, toplumsal hassasiyetleri hedef alarak kamuoyunu yanıltma, provoke etme ve süreci manipüle etme amacı taşıyabiliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, bu hassas bir süreç içerisindeki sosyal medyada yapılan paylaşımların birçok insanı farklı duygu durumları içerisine sokabileceğini belirterek, toplumsal olarak da tetikleyebilecek unsurlar da içerebileceğini söyledi. "Yoğun tepkiler oluşturabilir"
Doç. Dr. Sefer Darıcı, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların önceden kontrol edilmesi gerektiğini belirterek, "Terör örgütünün silah bırakma sürecine ilişkin olarak almış olduğu kararın ardından sosyal medyada ve diğer haber kuruluşlarında da tartışmalar kendisini gösteriyor. Buna ilişkin olarak özellikle bu süreci baltalamaya yönelik olarak yurt dışı kaynaklı bazı yayınların da yapıldığını görmekteyiz. Özellikle bu sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesini temin etmek amacıyla sosyal medya üzerinde yapılan dezenformatik içeriklere de oldukça dikkat etmek gerekiyor. Kimi görüntülerde özellikle deepfake gibi araçlar vasıtasıyla yapılabiliyor. Aslında olmayan görüntüler oluşturulabilir veya olmayan içerikler farklı anlamlar itibarıyla sunulabilir. İçeriklerin kendine has özellikleri dolayısıyla toplumda buna ilişkin yoğun tepkiler oluşabilir. Farklı gruplar, amacı çok daha önceden belirlenmiş propaganda malzemesi yapmak için bu içerikleri veya kişileri kullanabilir. Bu noktada özellikle sosyal medya üzerindeki yapılacak paylaşımların önceden kontrol edilmesi, içeriklerin doğruluğunun araştırılması ve bu içeriklerin anlamlarının kontrol edilmesi gerekiyor" dedi. "Propaganda malzemesi olabiliyor"
Sadece vatandaşların değil kamu personelinin de dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Darıcı, "Sadece vatandaşlar için değil, aynı zamanda kamu personeli için de bu içeriklere dikkat edilmesi gerektiğini ifade etmek gerekiyor. Çünkü kimi zaman oldukça gerçekçi görünen bir içerik, tamamen bir propaganda malzemesine alet edilebiliyor ya da propaganda malzemesinin kendisi olabiliyor. Sosyal medyada yapılan böylesine hassas bir süreç içerisindeki paylaşımlar, birçok insanı farklı duygu durumları içerisine sokabilir. Toplumsal olarak da tetikleyebilecek unsurlar içerebilir. O nedenle bu paylaşımların kimden geldiğine, paylaşımların yapıldığı kaynağa, içeriklerine, anlam ve bu içeriklerdeki unsurların fotoğraf, video gibi gerçek olup olmadıklarına dikkat edilmesi gerekiyor. İçeriklerin yapay zeka yardımıyla üretilip üretilmediklerine ve herhangi bir manipülasyon içerisinde olup olmadıklarına da dikkat etmek gerekiyor. Yine haberciler açısından da benzer durum geçerli. Bazen çok paylaşım alan içerikler, daha sonradan yapay zeka içeriği olduğu veya tamamen bir propaganda malzemesinin unsuru olduğu ortaya çıkabiliyor. Hem gazeteciler hem televizyoncular hem de kamu görevlileri böylesi hassas bir süreç içerisinde bu içeriklere oldukça dikkat etmeli" diye konuştu.
HABER KAYNAĞI : İHA