?>

Su uzmanından kritik uyarı: "Yaz aylarında sıcaklık rekorları ve su krizi kapıda"

Ondokuz mayıs üniversitesi (omü) ziraat fakültesi tarımsal yapılar ve sulama bölüm başkanı prof. Dr. Yusuf demir, küresel iklim değişikliğinin türkiye üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, 2025 yılı yaz aylarının ikinci yarısında ciddi sıcaklık artışları, kuraklık, tarımsal verim kaybı ve su krizi yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Gündem - 3 ay önce

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, küresel iklim değişikliğinin Türkiye üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, 2025 yılı yaz aylarının ikinci yarısında ciddi sıcaklık artışları, kuraklık, tarımsal verim kaybı ve su krizi yaşanabileceği uyarısında bulundu. Demir, yerel yöneticilerin ve halkın gecikmeden harekete geçmesi gerektiğini belirterek, "Yeni bir kurak dönem kapıda, acil ve köklü önlemler almak zorundayız" dedi. "Kuraklık, ekosistemleri ve yaşamı tehdit ediyor"

Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’nin iklim açısından riskli bir döneme girdiğini belirterek, "Küresel iklim değişikliği bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini artırmaktadır. 2025 yılı yaz aylarının ikinci yarısında artması beklenen sıcaklıklar; kuraklık, orman yangınları, ani sel baskınları ve tarımsal verim kayıpları gibi etkilerle hem ekosistemleri hem de insan yaşamını tehdit edecek boyutlara ulaşabilir" diye konuştu.

Demir, Türkiye’nin birçok bölgesinde göllerin ve nehirlerin kurumakta olduğunu, barajlarda doluluk oranlarının hızla düştüğünü ifade ederek, "Dünya Meteoroloji Örgütü’nün verilerine göre Türkiye, 2040 yılı itibarıyla kuraklık riski en yüksek ikinci ülke konumuna gelebilir" şeklinde konuştu. "Tarımsal üretim ciddi tehdit altında"

Düzensiz yağış ve sıcaklık artışının tarımsal üretimi doğrudan etkilediğini ifade eden Demir, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2025 yılı kuraklık haritalarına işaret ederek, "Son aylarda İç Anadolu, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde kuraklık alarmı veriliyor. Karadeniz ve Doğu Anadolu’daki bahar yağışları geçici rahatlama sağlasa da genel gidişat, ülke genelinde riski artırıyor" değerlendirmesinde bulundu. "Yağışlarda ciddi düşüş var"

2025 yılı kış mevsiminin normallerin altında geçtiğini hatırlatan Prof. Dr. Demir, "Kış mevsimi normali 205,3 mm iken, geçen yıl bu değer 190,5 mm idi. 2025 yılında ise sadece 139,8 mm yağış ölçülmüştür. Bu düşüş, yağışların azalma eğiliminde olduğunu net şekilde göstermektedir" dedi. "Büyükşehirlerde içme suyu riski var"

Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminlerine göre yaz aylarında sıcaklık rekorlarının kırılabileceğini, yağışların ise daha da azalabileceğini ifade eden Demir, "Metropol şehirler başta olmak üzere birçok kentte barajlardaki su seviyeleri kritik düzeye inebilir. Bu da içme suyu sıkıntılarını beraberinde getirecektir" diye konuştu. "2025, en sıcak yıllardan biri olabilir"

AB’ye bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi verilerine göre, 2024-2025 döneminin ‘tarihin en sıcak ikinci kışı’ olarak kayıtlara geçtiğini hatırlatan Demir, "Yaz aylarının ikinci yarısı için tehlikeli bir süreç bizi bekliyor. 2025’in 2023 ve 2024’e göre daha sıcak geçmesi çok muhtemel. Özellikle temmuz, ağustos ve eylül aylarında sıcaklık rekorlarının kırılması bekleniyor. Türkiye yeni bir kuraklık sürecinin içine girmiş durumda" ifadelerini kullandı. "Tedbir alınmazsa gıda güvenliği riske girer"

2020 sonrasında yaşanan kuraklık sürecine yeterince hazırlıklı olunmadığını belirten Demir, "2024-2025 kuraklığı buğdayda yüzde 11 ila 40 arası kayıplara neden oldu. Bu durum gıda üretimi ve gıda güvenliği açısından ciddi bir tehdittir" açıklamasında bulundu. "Su kaynaklarının sürdürülebilirliği için radikal adımlar şart"

Demir, mevcut su kaynaklarının sürdürülebilirliği için özellikle tarım ve sanayide bilinçsiz tüketimin önüne geçilmesi gerektiğini belirterek, "Tarımda su israfı çok yüksek. Bilimsel yöntemlerle suyun yönetilmesi zorunlu hale gelmiştir" dedi.

Yağış rejimindeki düzensizlik, kar yağışlarının azalması ve yeraltı sularındaki hızlı düşüşe dikkat çeken Demir, "Yeraltı suları stratejik bir öneme sahiptir. Bugünkü azalışlar, gelecek yıllarda arzu edilmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu suların korunması ivedilikle ele alınmalıdır" uyarısında bulundu. "Gelişmiş ülkelerden örnek almalıyız"

Demir, gelişmiş ülkelerde yaygın olan su hasadı, gri su kullanımı ve su tasarrufu uygulamalarının Türkiye’de de yaygınlaştırılması gerektiğini ifade ederek, "Bu sistemlerin yerel yönetimler eliyle projelere dönüştürülmesi ve öncelikli uygulamalar arasında yer alması gerekiyor" dedi.

Demir, ayrıca yağışların mevsimsel olarak depolanması, yaz aylarına aktarılması konusunda acil eylem planlarının hazırlanması gerektiğini söyledi. "Kuraklık sinsi ama kalıcı bir afettir"

Kuraklığın etkilerinin uzun vadede ve yavaş ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Yusuf Demir, "Bu nedenle alınacak tedbirlerin planlı ve aşamalı olması gerekir. Verimli su kullanımı, kuraklığa dayanıklı bitki türleri ve toplumsal farkındalığın artırılması ön hazırlık olarak ele alınmalıdır" ifadelerini kullandı. "Kriz değil, risk yönetimi yapılmalı"

Demir, şöyle devam etti: "Meteorolojik, hidrolojik ve tarımsal kuraklıklarda kriz döneminde alınacak tedbirler sınırlı fayda sağlar. Asıl olan, riski krize dönüşmeden yönetmektir. Bunun için su yönetim anlayışımızdan, su kullanım alışkanlıklarımıza kadar radikal değişimlere gitmeliyiz."

Demir, nehir havzalarında kuraklık eylem planları oluşturulması, üretim deseninin çeşitlendirilmesi, erken uyarı sistemleri kurulması, basınçlı sulama ve kuraklığa dayanıklı ürünlerin geliştirilmesi gibi uygulamaların artık kaçınılmaz olduğunu vurguladı. "Su yoksa hayat da yok"

Türkiye’de bugüne kadar çok şiddetli kuraklık yaşanmadığını hatırlatan Demir, şunları söyledi:

"Ancak önümüzdeki süreçte bu şiddet artabilir. Su krizi ve gıda güvenliği riskiyle karşı karşıyayız. Bu yüzden bugünden itibaren denizden su arıtma, gri su kullanımı, baraj ve gölet kapasitelerinin gözden geçirilmesi, susuzluğa dayanıklı tohumların teşviki, tarım sigortalarının güçlendirilmesi ve erken uyarı sistemlerinin kurulması şarttır." "2025-2026: Kritik döneme giriyoruz"

"Uluslararası kuruluşların raporlarına göre Türkiye, 2025-2026 döneminde ciddi kuraklık riski altındadır. Bu riskin; tarım, enerji, su temini ve ekosistemleri tehdit ettiği belirtilmektedir" diyen Prof. Dr. Yusuf Demir, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Su varsa yaşam var. Su bittiği gün yaşam da biter. Gelecekte yaşanacak savaşların ve krizlerin merkezinde su olacak. Bu nedenle, hızlı, entegre, bilim temelli su yönetimi planları kaçınılmazdır."

HABER KAYNAĞI : İHA
Haftanın Öne Çıkanları

Erzincan’da arı paniği

2025-06-28 13:58 - Gündem

Kuşadası plajlarına son model kum temizleme aracı

2025-06-30 17:42 - Gündem

Yatağan'ın Dipsiz ve Taşkesik Yolları Yenileniyor

2025-06-28 11:00 - Ulaşım

Büyükşehir'den 260 Km Yeni Yol Çizgisi

2025-06-26 13:16 - Ulaşım

Denizlerin akciğerleri nefes alacak

2025-06-27 09:53 - Gündem

KKTC Uçuşlarındaki Fiyat Ayrımcılığı TBMM'de

2025-06-27 15:34 - Gündem

Kocası tarafından balkondan atıldığını öne süren öğretmen felç kaldı

2025-06-29 14:19 - Asayiş

Menteşe’de kaza: 2’si ağır 4 yaralı

2025-06-25 15:41 - Asayiş

CHP'den AK Parti'ye "Boş Salon" Eleştirisi

2025-06-30 10:10 - Gündem

Düğün konvoyundan atılan meşale yangın çıkardı

2025-06-29 00:59 - Asayiş

İlgili Haberler

Boz ayı dron kamerasına yakalandı

08:57 - Gündem

Erzincan’da kuru fasulye hasadı başladı

08:58 - Gündem

Kütahya’da duanın ardından yağan yağmur, katılımcılarda büyük sevinç oluşturdu

01:02 - Gündem

Demre’de hortum iş yerinin çatısına zarar verdi, Kaş’ta yağış etkili oldu

00:05 - Gündem

Çanakkale’de dolu yağışı etkili oldu

22:44 - Gündem

Günün Manşetleri

Beslemek İstediği Sokak Köpeği Saldırdı

14:52 - Asayiş

Hitit Eserleri Turizme Açılıyor

14:50 - Kültür Sanat

Asansör Kazasında 4 Kişi Adliyeye Sevk Edildi

14:33 - Asayiş

Köylü kadınlar 200 yıldır bu pazarda buluşuyor

14:22 - Ekonomi

19 kiloluk dev mantar bulundu

14:21 - Genel