Sağlık

ESOGÜ Hastanesi’nde ‘Dünya Diyabet Günü Farkındalık Etkinliği’

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ (ESOGÜ) SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, 14 KASIM DÜNYA DİYABET GÜNÜ DOLAYISIYLA BİLGİLENDİRME VE FARKINDALIK ETKİNLİĞİ DÜZENLEDİ.

ESOGÜ Hastanesi’nde ‘Dünya Diyabet Günü Farkındalık Etkinliği’
14-11-2025 17:58

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla bilgilendirme ve farkındalık etkinliği düzenledi.


Etkinlik kapsamında ESOGÜ Hastanesi poliklinikler girişinde kurulan stantta hasta ve yakınlarına bilgiler verildi. ESOGÜ Hastane Başhekim Yardımcısı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Yıldız; İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Genel Dahiliye, Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalları adına açıklamalarda bulundu. Prof. Dr Yıldız, "Diabetes Mellitus (DM), pankreasın yeterli insülin üretememesi veya vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan ve ömür boyu devam eden kronik bir hastalıktır. Günümüzde diyabet, sıklığı ve oluşturduğu sorunlar nedeniyle tüm dünyada önemi her geçen gün artan önemli ve öncelikli sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşam tarzındaki değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların tümünde özellikle tip 2 diyabet görülme hızı artmaktadır" dedi. "Yanlış beslenme ve hareketsizlik obezite ve diyabet tanı hızını arttırmaktadır


Prof. Dr. Yıldız, konuşmasının devamında, "Geçmişte ‘insüline bağımlı olmayan diyabet’, ‘erişkin diyabet’ veya ‘tip II diyabet’ olarak da isimlendirilen tip 2 diabetes mellitus tüm diyabet olgularının yüzde 90’dan fazlasını oluşturmaktadır ve en yaygın görülen diyabet formudur. Tip 2 diyabet, obezite ve fiziksel inaktiviteye bağlı olarak genellikle daha sık görülmektedir. Hastalığın temelinde genetik olarak yatkın kişilerde yaşam tarzı ile tetiklenen ve giderek artan insülin direnci ve zamanla azalan insülin salınımı söz konusudur. Yanlış beslenme ve hareketsizlik son yıllarda gençlerde ve hatta çocuklarda da obezite ve diyabet tanı hızını arttırmaktadır. Tanısında gecikme ve hastaların takip uyumundaki sorunlardan dolayı tedavileri de yeterli olamamaktadır. Kontrolsüz diyabet, hiperglisemiye yol açarak zamanla kalp-damar sistemi hastalıkları başta olmak üzere göz, böbrek, sinir sistemi dahil vücudun bütün sistemlerini etkileyen komplikasyonların gelişmesine neden olur" ifadelerini kullandı. "Diyabet toplumsal olarak insan sağlığını olumsuz etkilemekte"


Kardiyovasküler hastalıkların sıklığı yaygınlığının ve ölümle sonuçlanma oranının diyabetli bireylerde, diyabeti olmayan akranlarına kıyasla 2 ila 8 kat daha yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:


"Ayrıca, diyabetli bireylerde infeksiyon gelişme riski, diyabeti olmayanlara oranla daha yüksektir. Tüm dünyada böbrek yetersizliğinin ve travma-dışı amputasyon olgularının en yaygın nedeni diyabettir. Diyabetli bireylerde alt ekstremite amputasyon riski diyabeti olmayanlara oranla 25 kat yüksektir. Özellikle gelişmiş ülkelerde diyabet en sık görme kaybı ve körlük nedenlerinden biridir. Dünyada artık bir epidemi olarak nitelendirilen diyabet hem bireysel hem de toplumsal olarak insan sağlığını olumsuz etkilemekte, yaşam kalitesini ciddi anlamda bozmakta ve ekonomik olarak yük getirmektedir. Bu hastalıklar sağlıklı yaşam yıllarından çalmakta, daha kısa ve kalitesiz yaşama sebep olmaktadır." "Hastalığın kontrolünün sağlanması önemlidir"


ESOGÜ Hastane Başhekim Yardımcısı ve İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pınar Yıldız, "Her yıl 14 Kasım Dünya Diyabet günü olarak çeşitli farkındalık aktiviteleriyle anılmakta ve Diyabet hastalığının önemine dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Diyabet Federasyonu tarafından 1921’de İnsülini keşfederek sayısız hayatı kurtaran Fredrick G. Banting’in doğum günü olan 14 Kasım Dünya Diyabet günü olarak ilan edilmiş ve 2007 yılından itibaren de resmi olarak kutlanmaktadır. Bu yıl 14 Kasım teması olarak, ‘Diyabet ve Esenlik’ vurgulanmaktadır. Diyabet hastalarının özellikle yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve hastalığın kontrolünün sağlanması önemlidir" şeklinde konuştu.


ESOGÜ İç Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Aysen Akalın ve Prof. Dr. Göknur Yorulmaz ile Tıp Fakültesi öğrencileri katıldı.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER