Neler oluyor, gün olmuyor ki sosyal medyada Marmaris aleyhine bir görüntü bir canlı yayın eksik olmuyor.
Kim veya kimler ne yapmak istiyor bilinmiyor.
Bu haber ve yayınları burada tekrar etmek istemiyorum.
Konu veya konuların ana teması, Marmaris’teki olumsuzluklar.
Olmuyor mu? Elbette oluyor ve olacakta. Ama olumsuzları yıkıcı ve hatta karalayıcı bir üslupla sunulmasının üzerinde durmak lazım.
Kim kazanıyor kim kaybediyor?
Kazananları bilmem ama kaybeden ne yazık ki Marmaris oluyor.
Marmaris kalıcı nüfusu 100 bin, yazlık nüfusu 250-300 bin kişi, tek gelir kaynağı turizm. Bunu hepimiz biliyor ve bu şartlar altında burada soluk alıyoruz.
O aman şu soruyu kendimize sormak lazım, olumsuzlukları kendi kendimize neden yapıyoruz.
Tabiri caiz ise kendi ayağımıza sıkmanın alemi ne?
Biz kendi ayağımıza sıkarsak, el alem de zil takar oynamaz mı?
Peki ne yapılması lazım, olumsuzlar yazılmasın mı?
Elbette yazılsın yazılacak da. Ama kaş göz yararak değil olumsuzluk konusunda ilgililerle konuşarak işi gerçek bilgileriyle anlatmak ve halkı aydınlatmak olmalıdır.
Yoksa gecenin orta saatlerinde kuş bakışı bir yerden, en hafifi,
-işte burası Marmaris, hiçbir etkinlik yok... – gibi canlı yayınlar.
Oysa her ayın en yarısının etkililiklerle dolu olduğunu bilseler zaten bu anlamda bir yayın yapmazlar.
Marmaris, evine ekmeği turizmden gelirlerinde götürüyor başka ekmek kapısı yok.