Arnavutluk, Bosna-Hersek, Cezayir, Fas, Filistin, Fransa, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail, İtalya, Libya, Malta, Monako, Moritanya, Mısır, Portekiz, Sırbistan, Suriye, Ürdün, Yunanistan delegasyonlarının da iştirak ettiği toplantı; 1. Daimi Komite “Akdeniz’de Siyasi Gelişmeler ve Perspektif”, İkinci Daimi Komite “Akdeniz’de Ekonomik ve Çevresel Mücadeleler” ve Üçüncü Daimi Komite “Göç, Kültürler Arası Diyalog ve diğer Sosyal Meseleler” başlıkları altında gerçekleştirildi.
Toplantıda, AKDENİZ-PA Üye Ülke Parlamenterleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika meseleleri üzerine fikir teatisinde bulundular. Bölgesel barış ve güvenliğin yanı sıra delegasyonlar; terörizmle mücadele, ekonomik kriz, işsizlik, iklim değişikliği, su kıtlığı, kültürler arası ve dinler arası diyalog konularını görüştüler. Toplantıya, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Parlamentolardan 250 kişilik bir delegasyon katıldı.
Özyer, ikili temaslarda bulundu ve Arnavutluk Büyükelçimizin verdiği resepsiyona katıldı
Genel Kurul toplantısında ikili temaslarda bulunan ve Arnavutluk Büyükelçimizin verdiği resepsiyona katılan Muğla Milletvekili ve AKDENİZ-PA Türk Grubu Başkanı Hasan Özyer, Üçüncü Daimi Komite “Göç, Kültürler Arası Diyalog ve diğer Sosyal Meseleler” temalı oturumda, “Türkiye Cumhuriyeti tarafından Geçici Koruma altında olan Suriyelilere Yapılan İnsani Yardımlar” başlıklı bir konuşma yaptı.
AKDENİZ-PA Türk Grubu Başkanı Hasan Özyer, “Göç, Kültürler Arası Diyalog ve diğer Sosyal Meseleler” oturumunda Türkiye adına konuşma yaptı
AKDENİZ-PA Türk Grubu Başkanı Hasan Özyer Genel Kurul’da yaptığı konuşmada; misafirperverliği ve bu başarılı toplantıyı organize ettiği için Arnavutluk Meclisi’ne teşekkür ederek, bölgemizi ve dünyamızı ilgilendiren Suriyeli mülteciler problemi hakkında Genel Kurul üyelerini bilgilendirdi.
Komisyonun temel amaçlarından birisinin, Akdeniz ülkelerinin ve halkının barış ve refah içinde yaşaması için çalışmak olduğunu vurgulayan AKDENİZ-PA Başkanı Özyer, “Bölgemizde birçok mülteci hayatını kaybediyor, buna sessiz kalmamalıyız. Birleşmiş Milletleri ve uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeliyiz. Türkiye hiçbir ayrım yapmaksızın Suriyeliler için açık kapı politikasını devam ettirmektedir. Biz katı bir şekilde mültecilerin savaş bölgesine gönderilmemesi ilkesine uyuyoruz. Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı 2.5 milyonu geçmiştir. Türkiye, dünyada en fazla Suriyeli mülteciye ev sahibi yapan ülkedir. Evlerinden kaçan Suriyelilerin yarısından fazlası Türkiye’de yaşamaktadır.” şeklinde konuştu.
270 bin Suriyelinin Türkiye’de kurduğumuz 26 geçici barınma merkezine yerleştirildiğini, psikolojik destek, meslek eğitimi ve sosyal aktiviteler kadar, yiyecek, giyecek, sağlık ve eğitim hizmetleri de sağlandığını, barınma merkezlerinin dışında yaşayan Suriyelilerin de, korumamız altında olduğunu ve ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalandırıldığını belirten Özyer konuşmasının devamında; “Suriyelilerin yaşam standartlarını geliştirmek amacıyla 15 Ocak 2016 tarihinde ülkemizde çalışmalarına imkan sağlayan yasal düzenleme yaptık. Ülkemiz, şimdiye kadar Suriyelilerin ihtiyacı için 10 milyar doların üzerinde para harcamıştır. Türkiye Cumhuriyeti 10 milyar dolar harcarken, Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplum sadece 455 milyon dolar harcamıştır. Göç krizinin üstesinden gelmek için kalıcı bir çözüm bulmamız gerektiğine inanıyorum ve bu sorumluluğu paylaşmalıyız. Bu anlayışla Avrupa Birliği ile işbirliğini artırdık. Göç eylem planı yaptığımız Türkiye Avrupa Birliği Zirvesi’nden beri Türkiye, düzensiz göçle savaşmak için büyük çaba harcıyor.” dedi.
AKDENİZ-PA Başkanı Özyer, 2015 yılında Türkiye Sahil Güvenliği’nin denizden 92 bin mülteciyi kurtardığını, bu sayının 2014 yılında kurtarılan toplam göçmen sayısından 6 kat fazla olduğunu, son bir yılda yaklaşık 3 bin göçmenin özgürlüğe kaçarken Ege Denizi’nin soğuk sularında boğularak hayatını kaybettiğini belirterek, konuşmasının sonunda; “Şunun altını özellikle çizmek istiyorum. Türkiye tüm terör örgütlerinin karşısındadır ve terörü asla desteklememiştir. Aksine, yıllardır terörden acı çekmiştir ve hala acı çekmekteyiz. Biz bölgemizde ve dünyada barış, düzen, huzur ve güvenlik istiyoruz. Teröre karşı ortak mücadele edilmelidir.” ifadelerini kullandı.
AKDENİZ-PA Türk Grubu Üyesi Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın da toplantıda söz alarak; “Sözde Türk istilası” iddiası, Kıbrıs’taki olgularla, 1960 Antlaşması ve BM kapsamlı yerleşim süreci ile bağdaşmamaktadır. Türkiye’nin garantör ülke olarak hakları ve yükümlülükleri çerçevesinde, Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığı 1960 uluslararası antlaşmalarından kaynaklanmaktadır. Kıbrıslı Türkler çözüm süreci için büyük bir çaba sarf etmektedir. Kıbrıslı Rumlar’ın reddettiği 2004 Annan Planı referandumunu Kıbrıslı Türker’in kabul etmesi çözüm sürecine bağlılıklarını kanıtlamıştır. Ayrıca, koruma altındaki Suriyeli mülteciler konusunda Avrupa ülkelerinden destek bekliyoruz.” Şeklinde konuştu.