3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER FARKINDALIK GÜNÜ BASIN BÜLTENİBugün, 3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü. Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Hakları Sözleşmesi’nin TÜRKİYE tarafından onaylanarak yürürlüğe girmesinden bu yana 14 yıl, 5378 sayılı Engelliler Kanunu’nun kabul edildiği günden bu yana ise 18 yıl geçmesine rağmen; engelli bireylerin toplum yaşamına tam ve etkin katılımları önündeki Mimari engeller maalesef ortadan kaldırılamamıştır.Aile, Çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığı ve Türkiye istatistik kurumundan alınan verilere dayanarak Türkiye nüfusunun %12,29’unu kayıtlı engelli bireyler oluşturmaktadır. İstatistiklere göre 10 milyon üzerinde engelli birey ,ve aileleri ile birlikte 40 milyon civarında engelli ailesi yaşamaktadır.Engellilerin iş hayatına katılımı konusunda kamuda % 4, özel sektörde % 3 olan zorunlu engelli kontenjanlarının boş olanları hemen doldurulmalıdır. Engelli istihdamı daha çok teşvik edilmelidir. İş bulduğu halde engelli maaşı aldığı için çalışmak istemeyen engelli birey çalışması için zorlanmalıdır. İş hayatında olmak sadece maddi gelir değil sosyal hayata katılım ve gelecekte daha rahat yaşamı da sağlamaktadır. Engellilik sosyal hayatı kısıtlayan bir kusur değil, desteklenmesi gereken bir durumdur. Günümüzde insana verilen değer toplumların gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılı olup, engelli bireylerimizin her türlü imkânlardan özgürce ve rahatça yararlanabilmeleri bu değerin en büyük göstergesidir. Engelli bireylerimizin yaşama sevincini diri tutacak en küçük çalışmalar dahi bizim için çok önemli ve değerlidir. Engelli bireylerimizin hayatlarını kolaylaştırabilmek ve desteklemek hepimizin ortak ve sosyal sorumluluk görevidir. Asıl engellilik; incinebilir gruplara karşı sergilenen duyarsızlık hali ve düşüncedeki engellerdir.Bir kentin ve bir ülkenin gelişmişliği, sokaklarında, okullarında, sosyal alanlarında görülen ortopedik, görme, işitme engelliler ile farklı zihinsel gelişim gösteren bireyler ve yaşlı sayısı kadardır. Yönetecilerimizin insana dokunan hizmetler konusunda başarı ölçüsü de buradan anlaşılır.Adımlayarak yürüyemediği için evinden çıkıp okula gidemeyen engelli çocuk, çalışmaya gidemeyen engelli birey, sosyal ve toplumsal hayata katılamayan engelli bireyin sorunu adım atamıyor olması değil karşısına çıkan farklı şekil ve büyüklükteki engellerdir. Engelli birey, çeşitli şekillerde toplumu oluşturan diğer bireyler tarafından hayata katılımı önyargısal dar bir bakış açısı ile engellenen bireydir.Toplumumuzun İşte bu önyargılı yaklaşımı  sebebiyle sosyal ve toplumsal hayatta bir takım sorunlarla mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar.  Sorun erişimini sağlayan Tekerlekli Sandalye için uygun erişilebilir mimari ortamın olmaması, mimari ve fiziki engellerin hayata katılımına engel olmasıdır. Görme engellilerin hayata katılımı için işitsel uyarıların olmaması, İşitme engellilerin hayata katılımı için de görsel uyarıcılar ve uygun düzenlemelerin yapılmaması eşit yaşam hakkına engel olmaktadır. Mimari ve fiziki engelleri kaldırıp kanunlar doğru uygulanırsa ENGELLER kaldırılmış olacaktır.Engelli insanlar, sokağa hayat hikayelerini anlatmak için çıkmıyorlar. Yolda bir engelli ile karşılaştığınız zaman, gözlerinizi ondan alamadan dik dik rahatsız edici bakışlar ile bakmayın. Nasıl oldu bu durum, yaşı çokta gençmiş, çokta güzelmiş, çokta yakışıklıymış,tedavisi yok mu, şu doktora yada bu doktora götürdünüz mü gibi meraklı soruları sormaktan vazgeçin artık.            Bakışlarınız ve adeta soru yağmurlarınız ile bizleri rencide etmenizi istemiyoruz. Bizler acınmak değil, hayatın güzelliklerini insanlarla Birlikte paylaşmak ve yaşamak istiyoruz.Herşeye rağmen, çok güçlü ve özel seçilmiş insanlarız biz. Bütün engellere rağmen gülümseyebiliyoruz. Çevremizdeki engelli olmayan insanların yüzde doksanı, bizim yaşadıklarımızı yaşasalar, depresyona girerlerdi kesin. Hayat her şeye rağmen, güzel ve yaşamaya değerdir unutmayalım...!!!Sözlerimizin son kısmında cefakâr, fedakar, eli öpülesi annelerimizi de bu önemli günde unutmuyoruz.Çocuklarının bakımlarını yapıp, onların sosyal hayata katılmaları için aşamayacakları zorlukları yoktur. Engelli annelerimizin omuzlarındaki bu yük kat kat daha fazladır. Kendi yaşantılarını çocukları için feda ederler. Bir sosyal hayatı yoktur bu annelerimizin, çünkü gözleri ve kulakları sürekli çocuklarında olurlar. Engelli annesi olmak çok emek ve fedakârlık isteyen bir kavramdır arkadaşlar. Hepimizin ailesinde ve çevresinde olsun böyle annelerimiz mutlaka vardır. Unutmayın; Bir takım zorluklar ve sıkıntılar yaşayan insanlar bir birini daha iyi tanırlar ve anlarlar. Diğerleri anlıyoruz deseler de bire bir anlayamazlar.  Annelerimize sağlıklı, hayırlı ve uzun ömürler vermesini diliyorumBu duygu ve düşüncelerle sözlerime son vermeden önce bugün burada engelli davamıza buraya teşrif ederek sahip çıktığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor ve nice engelsiz yarınlar diliyorum. Hep birlikte el ele engelleri aşacağız. Bizler sizlerle güçlü bir aileyiz. Saygılarımla.    

Tulgay HASAR  Engelli ve Aileleri Birliği Derneği Genel Başkanı

HABERİ SİTEDEN OKU...