Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, kamu yöneticilerine ait elektronik imzaların yasa dışı yollarla ele geçirildiği, bu imzalarla çok sayıda sahte diploma ve belge üretildiği ortaya çıkmıştı. Süreyya Öneş Derici, kamuoyunu derinden sarsan bu iddiaların devletin işleyişini tehdit eden bir güvenlik açığına dönüştüğüne dikkat çekerek, “Bu durum yalnızca bireysel değil, aynı zamanda kamu düzeni, idari disiplin ve ulusal güvenlik açısından derin bir zaafa işaret etmektedir” dedi.
Ulusal Güvenliği Tehdit Eden Bir Yapısal Zaaf
Öneş Derici, soru önergesinde elektronik imza sistemlerindeki açıkların kaynağını, bu sistemlerin ne sıklıkla denetlendiğini, sahte belgelerle kamuya yerleşen kişilerin hangi görevlere atandığını ve kamu güvenliğini tehdit eden bu zaafların ne gibi tedbirlerle kapatılmaya çalışıldığını sordu. Ayrıca, hayatını kaybetmiş kişilerin kimlik bilgilerinin sistemde nasıl kullanılabildiğine dair iddiaların doğruluğunun araştırılıp araştırılmadığını da gündeme taşıdı.
Süreyya Öneş Derici, dijital devlet uygulamalarının güvenliğinin sağlanamamasının, sadece vatandaşın değil, devletin itibarını da zedelediğini vurguladı. İşte Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin Meclise sunduğu soru önergesinde yer alan sorular:
Hayatını kaybetmiş kişilerin kimlik bilgileri kullanılarak e-imza düzenlendiği iddialarının doğruluğu soruşturulmuş mudur? Elektronik imza sistemlerinde yaşanan güvenlik zafiyetlerinin kaynağı nedir? Bu sistemlerin denetimi hangi sıklıkla yapılmaktadır? E-Devlet ve e-imza sistemlerinin güvenliğini artırmak üzere İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı veya planladığı herhangi bir teknik, hukuki veya idari yapılanma çalışması var mıdır? Sahte diploma ve belge üretimiyle ilgili başlatılan soruşturmalarda bugüne kadar kaç kamu görevlisi tespit edilmiş, kaç tanesi gözaltına alınmış, bu anlamda suça karışan kaç kamu görevlisinin işine son verilmiştir? Sahte belge düzenleyenlerin herhangi bir örgüt veya suç grubu ile bağlantısı tespit edilmiş midir? Bu olayda sahte belgeler düzenlenmesine imkân tanıyan sistem açıklarının kapatılması için ilgili kurumlarla koordineli bir çalışma süreci başlamış mıdır? Başlatılmadıysa bir planlama yapılmakta mıdır? Devletin kurumsal yapısını ve rutin işleyişini bozma girişimi olması ihtimali düşünüldüğünde, bu olayda sahte belgelerle kritik görevlere atanan personel var mıdır? Varsa hangi görevlere atanmışlardır? Bu personel hakkında adli ve idari işlem başlatılmış mıdır? Kamu güvenliği ve milli güvenliğimizi ilgilendiren, milletimizi tehditlere, açık hale getiren bu durum karşısında hangi önlemler alınmıştır? Bu anlamda uluslararası bir bilgi sızıntısı tespit edilmiş midir?