Adana’da 41 yıl önce eşi iş kazasında ölünce, öğrencilerini 3. sınıfta bırakıp başka okula gitmek zorunda kalan 79 yaşındaki emekli Melehat öğretmen öğrencileri tarafından ziyaret edilince, duygu dolu anlar yaşandı.
Melahat Tutaş (79), üniversiteyi bitirip öğretmen olunca kendisinin de mezun olduğu Yüreğir ilçesine bağlı Köprülü Mahallesindeki Cengiz Topel İlkokulunda göreve başladı. Makine mühendisi Mehmet Tutus (34) ile evli ve iki çocuğu olan Melahat Tutaş, birinci sınıftan aldığı öğrencileri 3. sınıfa getirdiğinde eşi iş kazası geçirdi. Kaza sonucu 5 gün hastanede yatan Tutaş’ın eşi hayatını kaybetti. Bunun üzerine Tutaş evine daha yakın olan bir okula tayini çıktı. Çok sevdiği 3 yıl emek verip bir anne şefkati ile yaklaştığı öğrencilerden 1984 yılında ayrılmak zorunda kaldı. "41 yıl sonraki buluşma duygulandırdı"
Melehat öğretmenin 3. sınıfa kadar okutup bırakmak zorunda kaldığı çocuklar büyüyüp iş ve çocuk sahibi oldu. Ancak sadece 3 yıl kendilerini okutan Melahat öğretmeni bazı öğrenciler aradan 41 yıl geçmesine rağmen unutmadı. Emekli olan ve 79 yaşına gelen Melahat Tutaş’ı, eski öğrencileri ’Öğretmenler Günü’nde ziyarete gitti. Karşılarında öğrencilerini gören Melahat öğretmen önceleri onları tanımasa da öğrencileri olduğunu fark edince duygu dolu anlar yaşadı. Kendisini 41 yıl öncesine götüren ziyaret nedeniyle öğrencilerine teşekkür eden Tutaş, "Beni ziyaret ettiler, çok duygulandım. Her biri anne, baba, bazıları dede olmuş. 41 yıldır bazılarını hiç görmemiştim. Onların beni ziyaret etmeleri beni çok mutlu etti. Bu gece mutluluktan uyuyamadım. Onlar benim çocuklarım. Kendi çocuklarımdan çok onlarla vakit geçiriyordum. Birkaç kişiyle görüşüyorduk ama bazılarıyla ilk defa karşılaştım. Bazılarının yüz ifadeleri değişmemiş, bazılarını hemen tanıdım" dedi. "Onları bırakmak zorunda kaldım"
Tutaş, şöyle devam etti: "Onları çok küçükken bırakmak zorunda kaldım. Eşim hayatını kaybetmişti ve başka bir yere tayinim çıkmıştı. Onları o şekilde yarım bırakmıştım. Şimdi onları bir arada görünce daha çok duygulandım. Sabahtan bu yana telefonum durmadı. Çocukluğumdan bu yana öğretmen olmayı hayal etmiştim. Allah nasip etti ve öğretmen oldum. O sevgiyi öğrencilerime verebildiğim için onlar da beni arıyorlar. Geziye gidiyorum ve ummadığım yerlerde öğrencilerimle karşılaşıyorum." "Ben hem annesiz hem babasız büyüdüm. Öğretmenim bana anne oldu"
Öğretmenini ziyaret edenlerden Hasan Cop, kendisinin özel bir durumu olduğunu, hem annesiz hem de babasız büyüdüğünü belirterek, "Öğretmenden ziyade bir anne şefkatiyle bizi eğitti. Eşini kaybetmişti ve bizi ilkokul 3. sınıfa kadar okutmuştu. İlkokul 3 değil, sanki 33 yıl bizimle birlikte gibiydi. Bizim yüreğimize dokundu. Ben anne ve babasız büyüdüm, öğretmenimden anne sevgisi gördüm. Simit ve gazoz alamazdım; öğretmenim bana para verirdi ve ancak o şekilde alabiliyordum. Kıyafet konusunda da yardımları oldu. Bize hep anne şefkatiyle yaklaştı. Bunca yıl sonra onunla bağımızın kopmamasının sebebi, onun yüreğindeki kocaman sevgiydi" diye konuştu.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA