Bursa’nın artık su şehri olmadığını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Bursa’da içme suyuna daha zor erişilebildiğini görebliiriz. O yüzden su tüketen sanayi tartışılmalı" dedi.
Bursa’nın ‘Kent Anayasası’ niteliğinde olacak olan 2050 vizyonlu 1/100.000 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı, ortak akılla hazırlanıyor. Sanayi ve lojistik sektörü temsilcileriyle bir araya gelen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Dünyanın iklim krizini konuştuğu bir ortamda sıkıntıları konuşmak lazım. Bursa, artık bir su şehri değil. O yüzden su tüketen sanayi tartışılmalı" dedi.
Bölgesel Muhtarlar Çalıştayları ve ‘Hayalimizdeki Bursa’yı Konuşuyoruz’ toplantılarıyla 17 ilçede vatandaşların 2050 vizyonlu ‘1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’na dair görüşlerini dinleyen Büyükşehir Belediyesi, sektör temsilcileriyle buluşmaya da devam ediyor. Farklı sektörlerin görüş ve önerilerinin doğrudan alındığı toplantıların son konuğu, sanayi ve lojistik sektörü temsilcileri oldu.
Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’ndaki toplantıya, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, BTSO KOBİ Konsey Başkanı Arif Demirören, BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, BUMİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gümüş, Büyükşehir Belediyesi yöneticileri ve ilgili kamu temsilcileri katıldı.
"Bursa’da içme suyuna daha zor erişilebildiğini görebiliriz"
Bursa’daki her katmanının planın içerisinde yer almasına büyük önem verdiklerini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, planın sahiplenilmesinin işlevselliği açısından da önemli olduğunu dile getirdi. Tüm sektör temsilcilerinin düşüncelerini alarak yapılan hazırlıkları da paylaştıklarını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Bursa, ‘sanayi kenti’ diyoruz ama aynı zamanda tarım kenti özelliği de var. Dünyanın iklim krizini konuştuğu bir ortamda artık sıkıntıları konuşmak lazım. Bursa, artık bir su şehri değil. Bunu iyi anlamalıyız. O yüzden su tüketen sanayi tartışılmalı. Belki 20 sene sonra Bursa’da içme suyuna daha zor erişilebildiğini görebiliriz. Tüm olumlu ve olumsuz yönleri düşünerek 2050, 2075 ve 2100 planlama sürecini hayata geçirmeliyiz. Herkesin ortak bir noktada buluşabildiği anlayışı ortaya koymalıyız. Ancak böyle olursa kentte daha güvenli ve daha huzurlu bir yaşam süreriz" dedi.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA