Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak"

Malazgirt zaferi’nin 954. Yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere dün geldiği bitlis’in ahlat ilçesinde geceyi geçiren cumhurbaşkanı erdoğan, beraberindeki mhp lideri devlet bahçeli ve bakanlarla öğle saatlerine doğru muş’un malazgirt ilçesine geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak"
26-08-2025 13:09

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenlerin kazanacağını belirterek, "Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar eninde sonunda kaybedecektir. Şunu da biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Tekrar ediyorum. Biz tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız" dedi.


Malazgirt Zaferi’nin 954. yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere dün geldiği Bitlis’in Ahlat ilçesinde geceyi geçiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki MHP Lideri Devlet Bahçeli ve bakanlarla öğle saatlerine doğru Muş’un Malazgirt ilçesine geldi. Burada toplanan kalabalığa hitap eden Erdoğan, "Sevgili Muşlu kardeşlerim, ülkemin dört bir yanından şu anda Malazgirt’te bir araya gelen kardeşlerim, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanları, yarınlarımızın teminatı sevgili gençler, kıymetli hanımefendiler, değerli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerin şahsında Hakkari’den Edirne’ye, Muğla’dan Kars’a, Hatay’dan Sinop’a 81 ilimizdeki 86 milyon vatandaşımızın tamamına selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum. Yine buradan İsrail’in barbar saldırıları altında hayat ve haysiyet mücadelesi veren Gazzeli, Filistinli kardeşlerimizi selamlıyor. Kendilerine dayanışma mesajlarımızı iletiyorum. Dün Ahlat’ta gençlerimizle hasret giderdik. Kubbetül İslam’ın o ferah ve vakur iklimini doya doya teneffüs ettik. Ardından kabine toplantımızı Cumhurbaşkanlığı Ahlat Külliyemizde gerçekleştirdik. Akabinde milletimize yine Ahlat’tan seslendik. Bugün de sizlerle birlikte o müstesna zaferin 954. yıl döneminde Malazgirt’teyiz. Bu meydanı hıncahınç doldurarak heyecanımıza ortak olan siz kıymetli kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum" dedi.


"Gençler, dünyaya biz buradayız ve kıyamete kadar da burada olacağız mesajını en güçlü şekilde verdiğimiz Malazgirt Zaferi’nin 954. yılı mübarek olsun" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Büyük komutan Sultan Alparslan ve yiğit askerlerinin, gazilerin, akıncı birliklerinin, o kahraman ordunun, her bir neferinin, aziz ruhları şad olsun. Kıymetli kardeşlerim, zaferin müjdecisi olan o kutlu gündü. İslam coğrafyasının dört bir ucundaki camilerde, minberlerde şu hutbe irade ediliyordu. ‘Allah’ım, İslam’ın sancağını yükselt ve Alparslan’a yardım et. Onun niyet ve azmini başarıyla neticelendir. O nasıl senin çağrına uyup dininin korunmasını rehavet göstermeden emrine uymuş ve düşmanlarına bizzat karşı koyarak geceyi gündüze katmışsa sen de ona zafer kısmet eyle. Dileklerinde ona yardımcı ol. Kaza ve kaderini onun için tecelli ettir.’ Sultan Ertuğrul’dan 26 Ağustos cuma namazını eda ettikten sonra kefen niyetine giydiği beyaz elbisesiyle ordusunun huzuruna çıkmış ve gaza erlerine şu tesirli sözlerle hitap etmişti. Gençler, burayı iyi dinleyin. ‘Ey askerlerim ve komutanlarım daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere böyle bekleyeceğiz. Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır. Aksi takdirde şehit olarak cennete gideceğiz.’ Evet. Atının kuyruğunu bağlayıp düşmanın üstüne korkusuzca atılan Sultan Alparslan ve ordusunu bugün bir kez daha kemal-i hürmetle yad ediyoruz. Ahlat ve Malazgirt önlerindeki ilk akınlardan fethin ilk günlerinden bugüne vatan için, bayrak için, millet ve ümmet için canlarını feda eden şehit ve gazilerimizin tamamına Cenabı Allah’tan rahmet niyaz ediyor." "954 yıl önce Malazgirt Ovası’nda yazılan kahramanlık destanından aldığımız cesaret ve öz güvenle istikbale yürüyoruz"


Malazgirt’te düşmanı bozguna uğratan, Anadolu’nun cümle kapısını ardına kadar açan o gücün bugün burada olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şu anda Malazgirt’teki gazilerin Allah adına and içtikleri minberin önünde ve Allah’a yükselen ellerin üstünde minberdeki yeşil perdenin harp meydanlarından gelen rüzgârla kabardığını adeta görüp gibiyim. Ben bugün Nurettin Topçu üstadımızın işte bu sözlerle tarif ettiği o güçlü ruh bugün hamd olsun Malazgirt meydanındadır. Malazgirt’te omuz omuza destan yazan kahramanların uğruna hayatlarını feda ettikleri mukaddes değerler işte buradadır. Türk’üyle, Kürt’üyle, Arap’ıyla, Sünni’si ve Alevisi’yle Anadolu’nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır. Asırlar boyunca yeryüzüne nizam vermiş İlah-ı Kelimetullah’ı bu davayı müdafaa etmiş. O sarsılmaz inanç bugün ham olsun buradadır. Şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Sultan Artuklu’nun zaferini Selahaddin-i Eyyubi ve ordusu ile buluşturan, Sultan Fatih’in emanetini Yavuz Sultan Selim’e ulaştıran işte bu imandır. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Mevlana’da Yunus Emre’yi, Hacıbektaşi Veli’yi de İdris-i Bitlisi’yi, Ahmet-i Hani’yi gören işte bu aşktır. Hazreti Ömer’i, Hazreti Ali’den, Selman-ı Farisi’yi, Süheyl-i Rumi’den ayıran o hikmetli bakış işte bu topraklarda mahfuzdur. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, millet olarak bundan 954 yıl önce Malazgirt Ovası’nda yazılan kahramanlık destanından aldığımız cesaret ve öz güvenle istikbale yürüyoruz. Ecdadın mübarek kanlarıyla bizlere Vatan eylediği bu toprakları, ebedi yurdumuz olarak muhafaza etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Her türlü engele, her türlü engellemeye, her türlü sabotaja rağmen yeniden büyük ve güçlü Türkiye için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyoruz. Şunu burada samimiyetle ifade etmek isterim. Bugün bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bugün kendi vatandaşlarıyla birlikte mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir devlete sahibiz. Bugün Filistin davasına her platformda tüm imkanlarıyla sahip çıkan, İsrail’in alçak zulümleri karşısında Gazzeli kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bir ülkemiz ve hükümetimiz var. Mektup diplomasiyle telefon görüşme uluslararası toplantılarla 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze’nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin bize ve milletimize yakışan tavır neyse eğilmeden bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz" diye konuştu.


Yürütülen sürece de değinen Erdoğan, şöyle devam etti:


"Sevgili kardeşlerim şimdi bütün bu emeklerin neticelerini alacağımız bir sürecin içindeyiz. Milletimizin fertleri arasına örülen fitne duvarlarını tamamen yıkmak için başlattığımız terörsüz Türkiye sürecinde hamdolsun kısa sürede önemli mesafe kat ettik. Kandan ve çatışmadan beslenen çevrelerin süreci kundaklama çabalarına rağmen tüm kurumlarımız çalışmalarını asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe hedefiyle adeta bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Milletimizle yürütülen çalışmaları dikkatli olduğu kadar son derece umutlu bir yaklaşımla yakından takip ediyoruz. Kimin sürece samimiyetle destek verdiği, kimin de alakası gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor. Şurası bir gerçek ki Türkiye terör meselesini tamamen çözme yönünde yol aldıkça saldırı, sabotaj ve tuzaklar da artacaktır. Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar. Kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar. Kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar. Kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar. Kimi zaman da sureti haktan görünerek yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bu sefer başaramayacaklar. Allah’ın izniyle milletimizin desteğiyle oluşan umut havasının önünde bu defa kimse duramayacak. Ayrılıktan, bölünmüşlükten, kardeşler arası nifaktan yıllarca rant ve çıkar devşirenler inşallah bu sefer kazanamayacak. Değerli kardeşlerim, şunu sizlerle birlikte aziz milletimin de çok iyi bilmesini arzu ediyorum. Biz hepimiz 86 milyon olarak tarihin, kültürün, ortak medeniyetimizin, inançlarımızın bir araya getirdiği büyük bir aileyiz. Aynı milletin efradıyız. Hepimiz aynı bayrağın, aynı gök kubbenin altında yaşıyoruz. Nazlı Hilal’in güven veren gölgesinde. Unutmayın, hepimize yer vardır. Rengini şehitlerimizin alkanından alan bu bayrak bizim. Her karış toprağın altında bir yiğit yatan bu cennet vatan bizim. Bu ülke bizim, hepimizin." "Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak"


"Türkiye’miz aynı zamanda sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimizin başı dara düştüğünde sığınacağı en güvenli limandır" diyen Erdoğan, "Bakınız, bunu Irak’ta gördük. Bunu 14 yıl boyunca komşumuz Suriye’de gördük. Bunu daha önce Balkanlar’dan Kafkasya’ya gönül coğrafyamızın Birçok köşesinde gördük. Yarın da zulme uğrayanların, ötekileştirenlerin, baskı görenlerin, ölümle burun buruna gelenlerin eman yurdu yine Türkiye ve Türk milleti olacaktır. Dolayısıyla Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak. Kardeşlik ve komşuluk hukukunu gözeten kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir. Şunu da biliyoruz ki kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Tekrar ediyorum. Biz tüm bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız. Biz sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesinden yanayız. Kimse unutmasın. Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinde çekildikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın Malazgirt’te olacağız. Türkiye yüzyılını büyük ve güçlü Türkiye’yi önce terörsüz Türkiye’yi ardından da terörsüz bölgeyi gönül gönüle vererek el birliğiyle gerçeğe dönüştüreceğiz. Ayrılık türküleri değil, inşallah kardeşlik türküleri söyleyeceğiz. Kayıplarımızın arkasından ağıtlar yakmayacak, ortak başarılarımızın zafer marşlarını hep beraber coşkuyla terennüm edeceğiz. Terörün, kanın, gözyaşının, ayrılığın karşısındaki her bir vatandaşımızın bu çalışmalarımıza destek olmasını özellikle bekliyorum. Bu milletin bugünlere gelmesinde emeği geçen başta komutanlarımızı, Mehmetlerimizi hayırla yad ediyorum. ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda canı cananı bütün varımı alsa da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.’ Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun diyorum. Malazgirt Zaferimizin 954. sene-i devriyesinin ülkemiz, milletimiz ve İslam alemi için tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Programımızı teşrif eden siz kıymetli kardeşlerime teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.


Erdoğan, konuşmasının ardından Ankara’ya gitmek üzere Malazgirt’ten ayrıldı.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER