
Filistin’i son günlerde tanıyan ülkelerin artmasının ardından gözler ABD’nin vereceği karara çevrilirken, Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Küresel vicdan artık dile geldi, bu çok önemli bir mesaj. Birleşmiş Milletler, artık görevini yerine getiremiyor. Bu sistemi yeniden düzenlemek lazım. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ mottosu burada çok önemli" dedi.
New York’ta devam eden BM 80. Genel Kurul’unda "Filistin Sorununun Barışçıl Çözümü ve İki Devletli Çözümün Uygulanması İçin Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferans" başlıklı toplantıda 11 ülke daha Filistin Devleti’ni resmen tanıdı. İsrail’in saldırısı altındaki Filistin’i tanıyan ülkelerin sayısı her geçen gün artarken, Doç. Dr. Berat Akıncı konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Küresel vicdanın harekete geçirilmesi çok önemli"
İsrail’in zalimliğinin halkları bir araya getirdiğini vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, "İsrail’in Filistin ve Gazze üzerinde yapmış olduğu zalimlik, bu abluka bütün toplumları bir araya getirmiş oldu. Bu birliktelikten dolayı da toplumlar kendi yöneticilerini bu noktada bir opsiyon almaya zorladı. Bu çok kıymetli. Küresel vicdanın harekete geçirilmesi, uluslararası hukukun, uluslararası sistemin tekrar canlandırılması ve bu meyanda hakkı elinden alınmış, güçlü diye her şeyi yapabileceğine inanan devletlerin de sınırlandırılması noktasında da aslında çok önemli" ifadelerini kullandı. "Verilmek istenen mesaj, zalimliğe kapı aralayan bütün ülkelere yönelik"
Ülkelerin Filistin’i tanımaya başlamasıyla verilmek istenen mesajın İsrail başta olmak üzere zalimliğe kapı aralayan bütün ülkelere yönelik olduğuna değinen Doç. Dr. Akıncı, şunları söyledi:
"Bu mesaj aslında sadece İsrail’e değil, İsrail’in bu zalimliğinin aslında arkasında duran ve kapı aralayan, ön ayak olan ülkelere de verilen aslında çok güçlü bir mesaj. Bu mesajı aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ülkelerin hem yöneticilerinin hem de vatandaşlarının çok dikkatlice alması gerekiyor. Eğer bu mesajı doğru okuyamazsak küresel sistemin ve uluslararası toplumun nereye gideceğini kestiremeyiz. Bu sistem eğer İsrail ve Filistin arasındaki bu sorunu çözemezse yarın dünyanın başka noktalarında yaşanabilecek sorunları da maalesef çözemez. Bu sistemin başta İsrail ve Filistin olmak üzere bütün sorunları masasına alıp, etkili bir çözüm üretmesi gerekiyor." "Birleşmiş Milletleri düzenlemek gerekiyor"
Birleşmiş Milletler’in artık sorunları çözüme kavuşturamadığını ve yeni bir küresel sisteme geçilmesi gerektiğine vurgu yapan Akıncı, "Birleşmiş Milletler aslında yeniden savaşlar olmasın diye kurulan bir sistem. Uluslararası barışı korumakla görevlendirilmiş bir sistemin uluslararası barışı tehlikeye atan, bölge ülkelerini tehlikeye atan bütün bu zalimlikleri veya hukuksuzlukları durduracak bir çözümü acil bir şekilde devreye alması gerekiyor. Bizim aslında Birleşmiş Milletleri yeni gelişen, değişen dünya düzenine göre düzenlememiz gerekiyor. Bu noktada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ mottosu çok önemli. Terazinin bir kefesine 5 ülkeyi, diğer kefesine kalan ülkeleri koymak çok adaletli bir sistem değil. Temsil açısından da çok büyük bir eşitsizlik var. Bakıldığında Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin bu noktada bir üstünlüğü de söz konusu" şeklinde konuştu. "Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz"
ABD’nin önümüzdeki süreçte Filistin’i tanımasını beklediğini belirten Doç. Dr. Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Filistin’i son tanıyan ülkeler Amerika’nın müttefikleri olan İngiltere, Fransa ve Avrupa Birliği’nden başka ülkeler oldu. Dolayısıyla bu kritik ülkelerin Filistin’i tanıyor olması, Amerika Birleşik Devletleri’nin de bölgeye yönelik politikasını yeniden düşünmesine neden olacaktır. Cumhurbaşkanımız, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’la görüşecek. İsrail-Filistin konusu da iki ülke liderinin görüşeceği konuların en başında geliyor. Tabii ki Türkiye’nin bölgeye yönelik olarak temel tezleri de aslında çok önemli, çok kıymetli. Çünkü burada Türkiye’nin temel tezleri çok gizli değil. Çok açık bir şekilde Cumhurbaşkanımız ‘Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz’ diyor. Biz bu bölgeyi, Orta Doğu coğrafyasını bir barış havzasına, insanların refahının arttığı, zalimliklerin olmadığı bir barış havzasına dönüştürmek zorundayız."
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA