Asayiş

Dorukhan Büyükışık davasında ‘birleştirme’ kararı

İZMİR’İN NARLIDERE İLÇESİNDE 2018 YILINDA ŞÜPHELİ BİR ŞEKİLDE HAYATINI KAYBEDEN DORUKHAN BÜYÜKIŞIK’IN ÖLÜMÜNE İLİŞKİN POLİSLERİN 'GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK' SUÇUNDAN YARGILANDIĞI DAVANIN DURUŞMASI BUGÜN GÖRÜLDÜ. DAVANIN 2. CELSESİNDE AÇIKLANAN ARA KARARDA, 21. AĞIR CEZA MAHKEMESİ İLE 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDE GÖRÜLEN DOSYALARIN RESEN BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERİLDİ.

Dorukhan Büyükışık davasında ‘birleştirme’ kararı
10-10-2025 14:56

İzmir’in Narlıdere ilçesinde 2018 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin polislerin ’görevi kötüye kullanmak’ suçundan yargılandığı davanın duruşması bugün görüldü. Davanın 2. celsesinde açıklanan ara kararda, 21. Ağır Ceza Mahkemesi ile 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyaların resen birleştirilmesine karar verildi.


Olay, 13 Mayıs 2018 günü Narlıdere ilçesinde bulunan bir inşaat firmasının şantiyesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, TSK’da önemli kademelerde görev alan emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık (26), gece saatlerinde doğa yürüyüşü yapmak için dışarı çıktı. Sabah saatlerinde ise Dorukhan Büyükışık’ın cansız bedeni, evinin 600 metre ilerisinde bir inşaat firmasının şantiyesinin istinat duvarında bulundu. Olay, kayıtlara ’yüksekten düşme’ olarak geçti. Aldığı bir iş teklifi sonrası Rusya’ya gitmeye hazırlanan Dorukhan Büyükışık’ın intihar etmesinin mümkün olamayacağını öne süren baba Büyükışık, oğlunun bedeninde yüksekten düşme izlerinin olmadığını iddia etti. Olay yerinde incelemelerde bulunan adli tıp uzmanının tuttuğu "Yüksekte düşme bulgusu yoktur. Otopsi yapılmalıdır" raporu bulunduğunu da ileri süren baba Ethem Büyükışık, oğlunun ölümündeki sır perdesini aralamak için mücadele başlattı. Olayın ardından geniş çaplı inceleme başlatan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, olay yeri kamera görüntüleri, 112 ihbar kayıtları, telefon sinyalleri (HTS ve GPRS), adli tıp raporları ve kriminal incelemeler dahil olmak üzere her türlü delili detaylı bir şekilde topladı. Türkiye Dağcılık Federasyonu uzmanlarının da katıldığı olay yeri incelemesinde, Büyükışık’ın cesedinin bulunduğu konuma 27 metre yükseklikten düşerek gelmiş olmasının mümkün olmadığı tespit edildi. Ayrıca, maktulün sırt bölgesine sert ve etkili bir cisimle vurulduğuna dair tespitlere ulaşıldı. İki ayrı dava


Dorukhan Büyükışık’ın inşaat şantiyesinde ölü olarak bulunduğu olayda görevli 8 polis memuru hakkında dava açıldı. Polislerin savcının talimatına rağmen ilgili kamera görüntülerini sağlıklı biçimde incelemediği ve bir örneğini muhafaza altına almadıkları tespit edildi. Polis memurlarının aktif kameraları tam olarak incelemedikleri, delilleri gerekli biçimde toplamadıkları belirlendi. Bunun üzerine komiser Atakan K. (43), komiser Deniz A. (35), polis memuru Duygu Ö. (34), polis memuru Fikret S., polis memuru Halil A. (54), komiser yardımcısı Hüseyin V. (48), Emniyet Müdürü İsmail K. (58) ve polis memuru Musa E. (54) hakkında görevi kötüye kullanma suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Öte yandan olay günü şantiyede görevli olan bekçiler H.K. (68), H.A. (76), T.Ç. (40), A.G. (76) ve çalışan B.Ç.’nin (46) ifadelerinde ciddi çelişkiler olduğu belirtildi. Toplanan deliller ve uzman raporları doğrultusunda, Büyükışık’ın kasten öldürüldüğü ve cesedinin sonradan bulunduğu yere getirildiği değerlendirildi. Elde edilen tespitler neticesinde, olay yerinde bulunan şüpheliler hakkında TCK’nın 81/1. maddesi uyarınca kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açılmıştı. 2. celse


Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık’ın ölümüne ilişkin 8 polis memurunun yargılandığı davanın ikinci celsesi bugün İzmir Adliyesi 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 13 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşen ve kayıtlara intihar olarak geçmesine rağmen cinayet şüphesiyle yeniden dosyası açılan olaya ilişkin davanın bugün gerçekleştirilen 2. celsesinde ise tanık ifadeleri dinlendi. Celseye sanıklar, Atakan K., Duygu Ö., Musa E., Fikret S., Halil A., İsmail K. ve sanık avukatları; katılımcı Ethem Büyükışık ve müşteki avukatları ve tanık Barış A. katıldı. Tanık Barış A. olay gününü anlattı


Celsede tanık olarak dinlenen Barış A. Cinayet Büro Amirliği’nde görevli olduğunu belirterek, "13 Mayıs 2018 tarihinde ölüm alanına giden ekipteydim. Bir ölüm olayı bildirildi. Biz cinayet büro olduğumuzdan ve olay yerine yakın olduğumuzdan oraya gittik. Gittiğimizde oraya savcı bey, doktor bey yanındaki heyet bizden sonra geldi. İlçe ekipleri vardı. Olay yeri ekipleri de bizden sonra geldi hatırladığım kadarıyla Kamil D. ile birlikte gittik. Bir yoldan girdik büyükçe ve kazılmış bir temel alanı vardı henüz yapılmaya başlamamıştı diye hatırlıyorum. Bir de yüksekçe tamamlanmamış bir inşaat alanı vardı. Biz bu yolu yürüyerek çıktık, sağ taraftaki inşaat alanına girmedik, yaklaşık 50 - 100 metre yürüdükten sonra tekrar inşaat alanının yanı doğru yürüdük. Giderken bir araç gördüm ama ilgilenmedik. İnşaatın üzerinde resmi ve sivil ekipler vardı. Yukarı çıktığımda aşağıda maktulü gördüm. Sırt üstü yatıyordu diye hatırlıyorum. Ben notlarımı aldım, her gittiğim olayda böyleydi. İnşaat alanında bir telefondan bahsediliyordu. Sonraki gün zaten savcılık heyeti ve baba geldi ama aynı anda gelmediler. Bizim girişten yürüyerek inşaat alanına geçtiğimizi söylediğim alanda bir güvenlik kamerası olduğunu söylediler. Kamera görüntülerine gittim monitöre baktım. Orada bir görüntü açıktı ve bu görüntü karanlıktı. Biz cinayet şube olarak hiçbir zaman bir savcının söylediğinin dışına çıkmayız. Ölü muayene işlemi yapıldı, tutanaklar imzalandı sonra da ayrıldık" ifadelerini kullandı. Büyükışık: "34 polis bu işe bulaşmış"


Celsede söz alan Ethem Büyükışık ise olayla ilgili 6 ayrı soruşturma devam ettiğini belirterek, "Biri kasten öldürme suçu. Şu an da 21’inci ağır ceza mahkemesinde ilk duruşması yapıldı. Bu dava içinde çok sayıda bu sanıklar ve tanıkların dışında çok sayıda bizim rakamlarımıza göre 34 polis bu işe bulaşmış. İki bilgisayar kasası vardı harddisk, bunları sivil polis aracıyla olay yerinden götürdüler diyor. Cinayet işleniyor o gece, ondan sonrasında olay yeri inceleme bitiyor, sonrasında toplantı yapılıyor. O gün bu sanıklar ve burada olmayan sanıklar cinayet soruşturmasını yöneten M.T. ve T.T. emrinde çalıştılar. Kamera görüntüleri, Ü.Y. şantiyeye gittiğinde çıkarıldı ve al bunu bırak dediler. Bunlarla ilgili polis araştırma yaptı. O gün görüntüleri kimsenin almadığını söylüyor. Ben izlemedim diyor zaten bir ifadesinde, imza at dediler attım diyor. Üç şirket ayrı olay yeri krokisi üretti. Bir az önce gösterdiğim A Blokun olduğu yerde kamera olduğunu söylediler. Hepsi sahte bunların. M.T. ve T.T. o gün olay yeri incelemenin amirliğini yaptı. Barış A. ifadesinde diyor ki, darp olarak görsek soruşturmaya başlardık. Sonrasında rapor çıktı, ben de uyardım arkadaşları. Şu ana kadarki bütün görev listeleri elinizdeki sahte. Mesela Atakan K. olay yerinde görevli, listede izinde göstermişler. Hiç kimse listede gösterildiği şekilde değil. Musa Ç. diye bir adam var. Polis merkezinde görevliydim diye ifade verdi, bu adalet sarayı da dahil olmak üzere İzmir’in farklı ilçelerinde bütün adresleri dolaşmış, kasten öldürme şüphelileriyle bir görüşme yapmış" diye ekledi. Ara karar


Savunmalarının ve tanık beyanının ardından açıklan ara kararda, olayla ilgili olarak 21’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dosya ile duruşması görülen 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyaların resen birleştirilmesine karar verildi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER