
Bilecik’in Bozüyük ilçesinde yaşayan ev hanımı Gülşah Yüksel, uykusuzluğu konu alan bir öykü kitabı çıkardı.
Öykü kitabında, uyku problemlerini hikayelerin içinde karakterlerin dilinden yansıttığını anlatan Gülşah Yüksel, kitabının geniş kitleye hitap ettiğini söyledi. Gülşah Yüksel, açıklamasında; "İki çocuk annesiyim kendimi bildim bileli okumaya olan bir tutkum vardı. Neredeyse gördüm hemen her şeyi okuyan bir insandım. Lise çağlarında daha çok şiire yönelmiştim. Şiirle ilgili yarışmalara da katılmıştım derecelerde almıştım, ama yaş aldıkça düz yazıya olan ilgimi daha çok arttığını fark ettim. Zamanla bu okumaya olan ilgim içimde bir yazma isteği oluşturmaya başladı. Kısa kısa işte metinler deneme yazıları, bazı paragraflar işte gördüğüm tabloları betimlemeler yada bazı özel günler için belirli yazılar yazmaya başladım. Sonrasında bir hayal oluşmaya başladığı içimde bir kitap yazma hayaline dönüştü bu. Yaklaşık 9 aydır kitabımı yazma süreci ve yayınlanma süreci oldu. Bu süreç içerisinde de ilk hikayelerimi yazmaya başladıktan sonra temel yazarlık dersleri aldım. Kitabımı yara ettikten sonra bir editörle çalıştım. O şekilde tamamladım. Sonrasında editörümün de desteğiyle yayınevi ile buluştuk. Yayınevinden sonra da kitabımız bir haftalık çok taze daha. İlk kitabımı yayınlamış oldu" dedi. Yüksel, "Hedefim tabii ki kitabımı da itaat ettiğim gibi tüm uykusuzlara ulaşmak. Yaş aralığı çok geniş. Bir ergenin de uykusuzluk problemi olabiliyor, 80 yaşında bir insanın da uykusuzluk problemi olabiliyor. O yüzden de hedef kitlemin geniş olduğunu düşünüyorum yada işte öykü okumayı seven edebi bir üslupla yazılmış bir kitabı okuma değeri verebilecek herkesin alıp başucu kitabı yapıp okuyabileceği sadelikte ve akıcılıkta olduğunu düşünüyorum. Amacım da öncelikle bir imza bırakmak, yani kitap yazmanın sadece yazmak olmadığını, insanlara ebedi bir değer bırakmak, insanlara, işte Türkçemizin akıcı ve sade diliyle herkese hitap edebilecek tarzda bir kitap yazarak insanlara kitabı okumayı sevdirmek. İnsanlar okumaya tavsiye ediyorum. Yani kitabın elinize alarak okumayı tavsiye ediyorum. Ona dokunmak üzerine notlar almak, kağıt kokusunu çekmek inanın bunlar insana terapi gibi. Eğer buna bir alışkanlık haline getirirseniz benim bir sözüm vardır. Okumak bir hastalık, Allah şifa vermesin derim ben. Eğer buna bir alışkanlık haline getirirseniz inanın bu şikayet ettiğimiz işte telefon, tablet, sosyal medya hastalığı işte bırakamıyorum, bunlardan ister istemez geri çekileceksiniz. Çünkü oradaki dünya o kadar farklı bir dünya ki siz o dünyaya hayran kaldıkça orayı benimsedikçe buradaki dünyadan uzaklaştığınızı fark edeceksiniz ve inanın kitap yazmak için profesör olmaya ya da çok aşırı derecede bu konuda ilerlemiş olmaya gerek yok. Az çok bildiğini aktarabilecek seviyede okuma yapan insanlar illaki kalemini eline alıp bir şeyleri dökebilirler. Yani özetle herkesi okumaya tavsiye ediyorum. Okumaya davet ediyorum" diye anlattı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi