İnsan

Fıskiyeden abdest alıp darbecilere direnen gazi akademisyen, 15 Temmuz’un izini bacağında taşıyor

Ankara'da 15 temmuz gecesi genelkurmay başkanlığı önünde bacağından ve sırtından vurularak gazi olan öğretim görevlisi dr. Hasan önsoy, o gece şehadet bilinciyle hareket ettiklerini belirterek, "meclis bahçesindeki fıskiyelerden abdest aldık, orada tanımadığım insanlarla birlikte. şehadet için gitmiştik. Benim gibi birçok insan da aynı düşünceyle oradaydı" dedi.

Fıskiyeden abdest alıp darbecilere direnen gazi akademisyen, 15 Temmuz’un izini bacağında taşıyor
14-07-2025 09:29

Ankara’da 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı önünde bacağından ve sırtından vurularak gazi olan Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Önsoy, o gece şehadet bilinciyle hareket ettiklerini belirterek, "Meclis bahçesindeki fıskiyelerden abdest aldık, orada tanımadığım insanlarla birlikte. Şehadet için gitmiştik. Benim gibi birçok insan da aynı düşünceyle oradaydı" dedi.


15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişiminin en sıcak noktalarından biri olan Genelkurmay Başkanlığı önünde ayağından ve sırtından vurularak gazi olan Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Hasan Önsoy, karanlık geceyi İhlas Haber Ajansı’na anlattı. Darbe girişimi günü, saat 21.00 sularında kalkışmayı duyar duymaz Genelkurmay’ın önüne gittiğini belirten Önsoy, darbeci askerlerin tavırlarına birebir şahit olduğunu ve vatandaşların ellerinde silah olmadan tankların önüne çıkacak kadar cesaretli davrandığını söyledi.


Önsoy, "Durdurmaya çalıştığımız, önüne geçip engel olduğumuz zırhlı araçların önüne çıktığımız anlar oldu. Her birinde batan sevgisinin gençlerde ve yaşlılarda ne kadar güçlü olduğunu gördük. Bunu biri bana anlatsa, ‘ancak filmlerde olur’ derdim" dedi.


Kendisini her zaman cesur biri olarak gördüğünü, ancak o gece gerçek cesaretini gördüğünü dile getiren Önsoy, "Hayatımda hiç tank görmemiştim, üstüme de hiç ateş edilmemişti. Ateş edilmesine rağmen, korkuya dair içimde en ufak bir şey yoktu. Ama insanların içindeki o imanı hissedebiliyordum" diye konuştu. "Bu vatan sevgisi, imanla olacak bir cesaret"


O gecenin unutulmaz kahramanlarından birini de anlatan Önsoy, "Belki o gün şehit olanlar yaşasaydı şimdi 26-27 yaşlarında olacaklardı. Bu vatan sevgisi, imanla olacak bir cesaret. Allah rahmet eylesin, Yasin isminde bir şehidimiz vardı. ‘Nereden ateş ediyorlar’ dedi. Ben de ‘Genelkurmay Başkanlığı’ndan’ dedim. Kaçacağını sandım ama o çocuk Genelkurmay’ın içine koşmaya başladı. Nereden ateş edildiğini sorup, ateş edilen yere doğru koşan bir çocuk. Onun gibi binlerce kahraman vardı" şeklinde konuştu.


Her yaştan vatandaşın orada olduğunu, özellikle yaşça büyük olanların daha da tepkili olduğunu dile getiren Önsoy, "Ülke, darbeler ülkesi olarak bugüne gelmişti ve yaşça büyük olanlar bu darbenin ülkeye ne büyük zararlar vereceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden onlar daha tepkiliydi" ifadelerini kullandı.


Şehadet bilinciyle hareket ettiklerini belirten Gazi Önsoy, "Meclis bahçesindeki fıskiyelerden abdest aldık, orada tanımadığım insanlarla birlikte. Şehadet için gitmiştik. Benim gibi birçok insan da aynı düşünceyle oradaydı. Kızılay’dan ilerleyen tankları durdurmaya çalıştık. O anlarda tanktan iki kez düşürüldüm" dedi. "Yaralıyı da bir kez daha vurdu"


Silah seslerinin havaya sıkılan kurşunlardan çıktığını sandıklarını ancak bölgeye ulaştıklarında yaralıların olduğunu gördüklerini aktaran Önsoy, "Bir yaralı amcamızı taşırken, dört kişi birlikte vurulduk. Vuran askere, ‘adam yaralı, bırak’ dedik. Yaralıyı aldık ama darbeci asker bizimle hiç konuşmadı. Öfkesi ve darbeyi gerçekleştirme isteği, konuşma kabiliyetini bile bastırmıştı. Tek kelime etmeden şarjör değiştiriyordu. Biz, ‘sonuçta insan, bize sıkmaz’ dedik ve arkamızı döndük. Ama döner dönmez dördümüzü de tekrar vurdu. Yaralıyı da bir kez daha vurdu" diye konuştu. "Bacağımdaki yaraya taş soktum"


Yaralandıktan sonra yaşadıklarını da anlatan Önsoy, şu ifadelere yer verdi:


"Biz yere düştük. Yaralıyı sürükleyerek Akay yokuşunun duvarının arkasına aldım. Ben vurulmuştum, şoktaydım. Ayağımdan kan akıyordu. Kanamayı durdurmak için deliğe taş sokmaya çalıştım. O heyecanla insan ne yaptığını bilmiyor. Tıbbi bilgimiz de yoktu. Bir genç kardeşimiz, Allah rahmet eylesin, o da şehit oldu. Ayağıma tişörtünü bağladı. ‘Nereden ateş ediliyor’ diyen çocuk da oydu. Tişörtü bağladıktan sonra Genelkurmay’a doğru koştu. O, şehadete çağrılmış bir kardeşimizdi. Mekanı cennet olsun. Amcam yurtdışından Yozgat’a gelmişti. Annemi aramış, ‘tankın üstünde Hasan’ı gördüm’ demiş. Cumhurbaşkanına olan hassasiyetimi bilir, ‘Tayyip Erdoğan konuşmadan Hasan oradan gelmez. Boşuna arayıp sormayın, o gelmez. Tayyip Erdoğan ne zaman kurtulur, ülke ne zaman kurtulur, Hasan o zaman gelir’ demiş." "Gözlerimi yoğun bakımda açtım"


Önsoy, "Yaralıları hastaneye taşıdık. Motosikletli bir kurye vardı, beline bağlayıp o da yaralı vatandaşı taşıyordu. Sabaha karşı artık ben kan kaybından bitkin düşmüştüm. Sırtımdaki yaraları hastanede fark ettim. O gece dört kez hastaneye girişim olmuş. Duvara yaslanınca bir hemşire duvardaki kan izini gördü. ‘Sırtınızdan vurulmuşsunuz,’ dedi. Tişörtüm koyu renkti. Baktık ki iki kurşun yarası var. Artık her tarafı bembeyaz görüyordum, kan kaybından gözüm bulanmıştı. Bir gün sonra da gözlerimi yoğun bakımda açtım" dedi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER