
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Arş. Gör. Dr. Özlem Delal Abanoz, haberlerde kullanılan olumsuz dilin diğer bağımlıları tedavi olmaktan uzaklaştırdığını söyledi.
Samsun Sağlık İl Müdürlüğü, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti arasındaki iş birliğinde basın mensuplarına yönelik "Bağımlılıkla Mücadelede Basının Rolü" başlıklı program düzenlendi. Çok sayıda gazetecinin katıldığı programda OMÜ İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Arş. Gör. Dr. Özlem Delal Abanoz tarafından uyuşturucu ve bağımlılık haberlerinde yapılan yanlışlar ve yapılması gerekenler hakkında bir sunum gerçekleştirildi. "Bağımlılar yargılanmamak için saklanıyorlar"
Haberlerde kullanılan dil ve üslup nedeniyle izleyen diğer bağımlıların tedaviye gitme noktasında çekingenlik gösterdiğini ifade eden Arş. Gör. Dr. Özlem Delal Abanoz, "Bağımlılıkla ilgili haber dilinde hangi hususlara dikkat edilmesi gerekiyor onları anlatacağım. Aslında haber dili deyip geçiyoruz ama bu haber dili oldukça önemli. Çünkü bir anlamda dünyayı şekillendiriyor bunlar. Haberde kullandığımız kelimeler, ifadeler damgalayıcı olabiliyor, ayrıştırıcı olabiliyor ve insanların bununla mücadele etme noktasında işini zorlaştırıcı olabiliyor. Örneğin; aslında ‘uyuşturucu bağımlısı’ demek bir ayrıştırıcı ifade. Onun yerine işte ‘madde kullanımı bozukluğu olan kişi’ ifadesini kullanmamız daha mantıklı olur. Esrarkeş, Eroinman gibi ifadeler oldukça yargılayıcı, insanların yardım aramasını daha zorlaştırıcı bir yere gidiyor olabilir. Bu nedenle bu ifadelere dikkat etmemiz gerekiyor. Haber yaparken biraz daha sansasyonel olma adına ifadeler kullanabiliyoruz, daha böyle tıklansın, daha dikkat çeksin, okunurluğu fazla olsun diye. Televizyonda reyting kaygısı, gazetede tiraj kaygısı ama internette daha fazla bir şekilde tık haberciliği diye bir kavram oluştu. Özellikle haberler noktasında insanlar tıklanmak için haberciler hani bazen bilerek bazen bilmeyerek yanlış ifadeler kullanıyorlar. İfadelerin damgalayıcı olması çok zararlı. İnsanlar yargılanmamak adına, damgalanmamak adına, ötekileştirilmemek adına kendi bağımlılıklarını gizliyorlar, yardım almaları noktasında biraz daha saklanıyorlar. Kadınlar özellikle bu noktada biraz daha hani anne ve eş olarak sunulduğu için biraz daha fazla yargılanmaya açıklar aslında. Bu açıdan da çok önemli. Bu konu biraz daha hassas bir konu ve kullanılan dile çok dikkat etmemiz gerekiyor bu noktada" dedi. "Bağımlılık, tedavi edilebilir bir hastalıktır ve bu vurgulanmalı"
Bağımlılığın tedavisinin olduğuna değinen Özlem Delal Abanoz, "Haber dilinin daha birleştirici olması gerekir. Bağımlılık aslında tedavi edilebilir bir hastalık. Bunlar bir kişisel eksiklik ya da bir kusur olarak veriliyor çoğu zaman. Genellikle zaten bağımlılıkla ilgili haberler suçla ilişkilendiriliyor. Bir bağımlı annesini öldürdü, bağımlı soygun yaptı, bağımlı uyuşturucu kullandı, birine zarar verdi ya da kendine zarar verdi gibi suçlarla ilişkilendiriliyor. Onları topluma kazandırmak, o bağımlılığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulamak gerekiyor. Bağımlılığın belirli sebepleri var. Bu kişisel kusur değil, ahlaki bir kusur değil, çeşitli sebepleri var bağımlılığın. Dolayısıyla tedavi edilebilir bir hastalık. Aslında bir obeziteyi nasıl bir hastalık olarak sunuyorsak bağımlılığı da haberlerde tedavi edilebilir bir hastalık olarak sunmamız gerekiyor" diye konuştu. "Haberlere tedavi yöntemlerini ve tedaviye yönlendirici kaynakları eklememiz gerekiyor"
Haberlerde uyuşturucunun diğer suçlarla bağdaştırılmasından öte tedaviye yönlendirici kaynaklara yönelimin vurgulanması gerektiğini belirten Abanoz, şunları söyledi:
"Bu kişisel bir tercih değil. Daha çok böyle suç sayfalarında, polis haberlerinde görüyoruz bağımlılıkla ilgili haberleri. Ama bunlar bir sağlık sorunu aslında. Bunu bu şekilde sunduğumuz zaman zaten böyle yani bunu doğru bir şekilde sunduğumuz zaman insanların da yardım araması, tedavi olması, topluma kazanması daha muhtemel oluyor. Bu kişisel bir sorun değil, sadece bireysel bir sorun değil. Aileyi, çevreyi ve toplumun genelini etkiliyor. Çeşitli farklı sonuçları olabiliyor. O yüzden çok önemli bir sorun aslında. Habercilere olarak da biz dilimizi değiştirerek, kullandığımız dile dikkat ederek, yargılayıcı olmadan daha böyle insanı öne çıkaran bir şekilde olayları haberleştirirsek, tedavinin nasıl olduğuna, tedavinin olabileceğine dikkat çekmek gerekiyor. Bu konuya çalışırken bazı haberler gördüm. İşte ‘tedavi şansı çok düşük’, ‘10 bağımlıdan sadece 3’ü tedavi olabiliyor’ gibi daha böyle olumsuz, tedavinin olmayacağına dair mesajlar veriliyor. Aslında böyle bir durum yok. Bu tedavi edilebilir bir hastalık. Bunu vurgulamamız gerekiyor. Haberlere tedavi yöntemlerini ve tedaviye yönlendirici kaynakları eklememiz gerekiyor. Yeşilay’ı, 191 Uyuşturucu Hattı gibi kurumları da vurgulamak gerekiyor. Böylece olumlu sonuçlar alabiliriz diye düşünüyorum."
Programda ayrıca İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Hatice Öz ve Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır, katılımcılara teşekkür etti.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA