
Samsun’da düzenlenen bir çalıştayda konuşan Prof. Dr. Fatma Telli Karakoç, Karadeniz’e yayılan istilacı İsrail sazanının ekonomik kayıplara yol açtığını, balıkçıların ağlarını parçaladığını ve diğer balıkların yumurta ve larvalarını yediğini söyledi.
"Karadeniz Deltası Koruma Alanlarında İklim Değişikliği Etkilerinin ve Bağlamsal Ekosistem Hizmetlerinin Değerlendirilmesi için İstilacı Yabancı Türler Gözlemevi Ağının Geliştirilmesi Projesi Çalıştayı"nın ilk günü Samsun’da yapıldı. Çalıştayda yerli ve yabancı akademisyenler, Kızılırmak Deltası’ndaki istilacı türlerin durumunu ve risk faktörlerini değerlendirdi.
Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Fatma Telli Karakoç, "Avrupa Birliği’nin sınır ötesi iş birliği çerçevesinde desteklenen bir projedir. Karadeniz’deki deltalardaki istilacı yabancı türlerin ekosistem servisi olarak kendilerinin sunduğu servis ayrıca doğadaki ekosistemin etkilerini anlatan bir projedir. Projede Türkiye ile beraber 6 ortak var. Projede biz ekip olarak 11 kişiyiz. Deltalarda aktif olarak örnekleme yapılıyor. Türler üzerinde çalışılıyor. Her ülke kendi alanın seçmiş durumdadır. Karadeniz Teknik Üniversitesi sucul ekosistem çalışırken, Ukrayna hem sucul hem de karasal ekosistem çalışıyor. Yunanistan sadece karasal ekosistem çalışırken Romanya daha çok karasal ve böcek çalışıyor. Amacımızı Karadeniz’e giren bütün deltalarda var olan istilacı yabancı türlerin daha çok ekonomik olarak fark eden etkilerini anlamak. Dönüştürebilir bir durum varsa müdahale etmek, iklim değişikliğine bağlı olarak gelişim senaryolarını çizmek. Sucul ekosistem olarak baktığımızda İsrail sazanının önemli bir tehdit olduğu, ekonomik olarak büyük kayıplar verdiğini biliyoruz. Eti sevilmiyor. Ekolojik olarak büyük tehditlerinin dışında balıkçıların ağlarını yırtması, diğer balıkların yumurta ve larvalarını yemesi açısından büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu çerçevede bakanlık balıkçılara bir takım desteklere vermeye çalışıyor. Son örneklemeye baktığımızda sudak balığında artış aslında balıkçılara çok sevindirdi. Sudak balığı da istilacı bir tür olmasına rağmen halk tarafından sevilen, eti değerli bir balık olduğu için balıkçılar onu tercih ediyor" dedi.
Prof. Dr. Karakoç, son örneklemelerde sudak balığında artış gözlemlediklerini ve bunun balıkçılar açısından sevindirici olduğunu ifade etti. Kızılırmak Deltası’nın önemi vurgulandı
Kızılırmak Deltası Alan Başkanı Doç. Dr. Mustafa Güler ise "Hepimizi odaklandığı konu kuş varlıkları ama kumul habitatlar ve buradaki ekosistem çok kıymetlidir. Su basar ormanları çok kıymetlidir. Kuş çeşitliliği 365’dir. Türkiye’de kuş çeşitliliği 500 civarındaydı. Türkiye’de bir alanda tespiti yapılmış, literatüre geçmiş 365 tür en yüksek tür sayısı olarak Kızılırmak Deltası’nda görülüyor" diye konuştu.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz ise deltadaki oluşum ve kıyı erozyonu hakkında bilgi verdi. Çalıştay, 27 Eylül’de sona erecek.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA