Muğla Yaşam Hakları Savunucuları, Muğla genelindeki hayvan hakları dernekleriyle birlikte Marmaris, Bodrum, Datça, Fethiye ve Köyceğiz'de eş zamanlı olarak saat 16.00'da basın açıklaması gerçekleştirdi. Marmaris Can Dostları Derneği temsilcisi Eda Ülkü Tören tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Yıllardır kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve ormanların yok edilmesi gibi sorunların görmezden gelindiği bir ortamda, şimdi de hayvanlara yönelik yeni bir cephe açıldı. 2024 yılında "Hayvanları Koruma Kanunu" adı altında yapılan değişiklikler, aslında bir katliam yasasına dönüşmüştür.
Katliam Yasası Vicdanları Öldürüyor
Sözde "koruma" amaçlı yapılan değişiklikler, hayvanların toplu olarak yok edilmesine neden oluyor. Belediyeler, hayvanları sistematik bir şekilde toplayarak onları adeta ölüm kamplarına çevrilen barınaklara kapatıyor ve bilinmeze gönderiyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün hayvan sağlığı ve güvenliği için temel gördüğü kısırlaştırma ve aşılama programları durduruldu. Bu durum, hem hayvanların hem de halkın sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Hukuk Yok Sayılıyor, Talimat Düzeni Geliyor
Bakanlık, hayvanlar lehine olan kanun maddelerinin uygulanmasını engellemek için mevzuata aykırı genelgelerle valiliklere talimat veriyor. Bu talimatlar, kanunların önüne geçerek idarenin keyfi emirlerini meşrulaştırmaktadır. İl Hayvanları Koruma Kurulları, kanunun ruhuna aykırı kararlar alarak hayvanları korumak yerine, belediyelerin yok etme uygulamalarına kılıf hazırlıyor. Hayvan lehine alınan kararların takibi yapılmıyor, denetimler aksıyor. Ayrıca, belediyelerde hayvan sevgisi ve bilgisi olmayan kişilerin torpille göreve getirildiği iddiaları gündemdedir.
Gönüllüler, kanunen belediyelerle işbirliği içinde çalışması gerekirken barınaklara alınmıyor ve hayvanların yaşamını ilgilendiren kararlardan dışlanıyor.
Hayvanı, Çocuğu, Kadını ve Doğayı Korumayan Sistem
Ormanları, kadınları ve çocukları koruyamayan bir devlet anlayışı, şimdi de hayvanların yaşamına kastetmektedir. Yeni yasayla popülasyonun ve sahiplendirmenin artacağı iddiaları, kısırlaştırma ve aşılama programlarının durması nedeniyle bilimsel gerçeklerle çelişmektedir.
Av Yasağı Derhal Getirilmeli
Bilimsel ve hukuki veriler, avcılığın hayvanların yaşam hakkına doğrudan bir saldırı olduğunu açıkça gösteriyor. TCK, 5199 sayılı Kanun, Bern Sözleşmesi ve CITES'e rağmen "sürdürülebilir av" adı altında kitlesel katliamlar teşvik ediliyor. Yaşam hakkını korumak için avcılık derhal yasaklanmalıdır.
Vicdansız Bir Düzene Teslim Olmayacağız
Yaşamı savunan milyonlar olarak, yetkisi olmasına rağmen kendi çıkardığı yasayı uygulamayan, genelgelerle kanunu delen ve sorumluluk üstlenmeyen bir hükümet anlayışıyla karşı karşıyayız. Cezasızlık düzenine ve katliam yasalarına karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.
Tarihe Not Düşüyoruz:
- Hayvan katliamlarına, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına ve doğa talanına karşı duruyoruz.
- Biz yaşamın yanında, onlar ölümün yanında olacak.
- Biz adaletin yanında olacağız ve kazanacağız!
Herkese Çağrımızdır!
Susma zamanı değil, mücadele etme zamanıdır. Susmak, en büyük suç ortaklığıdır. Hayvanların, kadınların, çocukların ve doğanın sesi olmak için omuz omuza duralım. Hukuk ve vicdan adına bir kez daha ilan ediyoruz: “Yaşam hakkı, tüm hakların ön koşuludur; tartışılamaz, yok sayılamaz.”
Susmayacağız, korkmayacağız, hukukun ve vicdanın yanında duracağız.
Editor : Arzu BARIŞKANER