
Mühendis TEK-SEN Enerji ile Mühendis TEK-SEN Ulaştırma sendikaları, toplu sözleşme süreci öncesinde teknik personelin kronik hale gelen sorunlarına çözüm üretilmesi amacıyla bir araya geldi. Her iki sendikanın da gündeme getirdiği başlıca sorunlar arasında; maaş politikaları, unvan bazlı ücretlendirme ve sosyal haklar dikkat çekti. Kamu mühendisleri ve teknik personelin ekonomik, sosyal ve mesleki hakları için mücadele eden Mühendis TEK-SEN Enerji ile Mühendis TEK-SEN Ulaştırma sendikaları, ortak taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, Mühendis TEK-SEN Ulaştırma Sendikası Genel Başkanı Cuma Paksoy, yaptıkları ortak açıklamada; kamu mühendisleri ve teknik personelin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek çözüm önerilerini sıraladı. Güler ve Paksoy, yıllardır görmezden gelinen sorunlarının artık görmezden gelinemeyeceğini vurgulayarak, çözüm için toplu sözleşme sürecinin bir milat olması gerektiğini belirtti.
"Maaşlara her ay düzenli olarak enflasyon farkı ödemesi yapılmalı"
Kamu mühendislerinin, mimarların ve teknik personelin ülkenin altyapısını kurduğuna, şehirler inşa ettiğine, kalkınmasına yön verdiğine dikkat çeken Mühendis TEK-SEN Enerji Sendikası Genel Başkanı Mümin Güler, bu emeklerinin karşılığının alınamadığına; özlük haklarının, maaşlarının ve çalışma koşullarının her geçen gün daha da geriye gittiğini ifade etti.
Bu adaletsizliğin ortadan kalması adına ve ekonomik şartlar karşısında maaşların korunması için, Eşel-Mobil sistemine geçilmesi gerektiğini belirten Güler, "Enflasyonun yüksek olduğu bu dönemde, maaş artışlarının altı ayda bir yapılması yeterli değil. Bu nedenle, her ay düzenli olarak enflasyon farkı ödemesi yapılmalı. Enflasyon farkının yanı sıra, refah payının da bir hak olmasını ve bu oranların 2026 yılı ocak ayında yüzde 30, temmuz ayında yüzde 30; 2027 yılı ocak ayında yüzde 25 ve temmuz ayında yüzde 25 olacak şekilde belirlenmeli. Öte yandan, uzun süredir güncellenmeyen teknik hizmetler sınıfında çalışan personelin ek ödeme oranlarına en az 50 puanlık bir artış yapılmalı. ‘Giyim kartı’ şeklinde, görev yapan personellerin sağlığı ve güvenliği için koruyucu giyim malzemesi desteği sağlanmalı. Bu desteğin; hangi personele ne kadar ve ne sıklıkla verileceği konusunda kararın da, ilgili kurumlar ile sendika temsilcilerinden oluşan bir komisyon tarafından alınmalı" dedi.
"Üniversiteye girişte mühendislik bölümleri için YKS başarı sırası sınırı getirilmeli"
Görevde yükselme alanında yaşananlara da dikkat çeken Güler, teknik personelin unvanına göre maaş skalasının yeniden düzenlenmesini, idari personelle aradaki ücret uçurumun kapatılmasını, unvan değişikliğiyle artan sorumlulukların ücretlerde de karşılık bulmasını talep ettiklerini söyledi. Güler, "Görevde yükselme ve unvan değişikliği süreçlerinde liyakat esas alınmalı. Vekâleten yapılan atamalar en fazla altı ayla sınırlandırılmalı. Sınavlar, merkezi ve güvenilir bir kurum tarafından yapılmalı. Ayrıca sözlü mülakat uygulaması kaldırılmalı. Ülkemizde mühendislik eğitimi, nitelikten çok niceliğe kurban ediliyor. Bu nedenle, mühendislik bölümlerine yerleşme koşullu olarak, üniversite sınavlarında en az 80 bin başarı sırası sınırı getirilmeli. Böylece hem nitelikli mühendis yetiştirilmesinin önünü açacak hem de sanayideki nitelikli insan gücü eksikliği azaltacaktır" diye konuştu.
"Seyyanen ödemeler, SGK matrahına dâhil edilerek emeklilik maaşlarına yansıtılmalı"
Kamu çalışanlarının izin haklarında adalet sağlanmasını talep ettiklerini belirten Güler, memurların izinlerinde hafta sonlarının düşülmemesi, kullanılmayan izinlerinin silinmemesi ve yol izni uygulamasının tüm kamu personelini kapsayacak şekilde standartlaştırılması gerektiğini söyledi. Güler, "Seyyanen ödemelerin SGK matrahına dâhil edilerek emeklilik maaşlarına yansıtılmalı. Bu kapsamda, teknik personelin ek görevleri de göz ardı edilmemeli. Komisyonlarda görev alan, proje hazırlayan, imzalayan ya da onaylayan teknik personele ek ödeme yapılmalı, sorumluluklarının karşılığı olarak tazminat ödenmeli. Teknik hizmetler sınıfında görev yapanlar için ayrıca ‘Teknik Çalışma Ödeneği’ adı altında bir ek ödeme düzenlemesi hayata geçirilmeli ve meslek hayatı sonrasında da emekli maaşlarına ilave edilmeli" dedi.
"Mühendisler yasal güvencelere sahip olmalı"
Ülke kalkınmasında önemli bir rol üstlenmesine rağmen yasal statüden ve mesleki güvenceden yoksun olan mühendislik mesleği için; doktorlar, avukatlar, noterler gibi özel bir "Mühendislik Meslek Kanunu" çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Güler, "Mesleki yetki, etik denetim, görev tanımı, kariyer gelişimi ve ücretlendirme konuları yasal zemine oturtulmalı. Stratejik, uzmanlık gerektiren, toplumun her alanına dokunan bir bilgi alanı olan bu meslek çalışanları, yasal güvencelere sahip olmalı. Öte yandan tüm teknik hizmetler sınıfı personelinin emeklilik sürecinde yaşadığı mağduriyeti gidermek adına, işe giriş tarihine bakılmaksızın 5434 sayılı Kanun hükümleri geçerli olmalı. Bu doğrultuda; adalet, liyakat ve hakkaniyet istiyoruz. Biz, alın terimizin ve emeğimizin karşılığını istiyoruz. Yetkilileri ve tüm karar vericileri, çağrılarımıza kulak vermeye, ortak akılla çözüm üretmeye davet ediyoruz" diye konuştu.
"Ramazan ve Kurban bayramları öncesi bayram ödeneğiverilmeli"
Mühendis TEK-SEN Ulaştırma Sendikası Genel Başkanı Cuma Paksoy ise, teknik hizmet sınıfı çalışanlarının uzun yıllardır biriken yapısal sorunlarına kalıcı çözümler gerektiğini söyledi. Bu bağlamda; ek göstergelere 2200 puan ilavesi, Ramazan ve Kurban bayramları öncesi bayram ödeneği verilmesi gerektiğini ifade eden Paksoy, gelir vergisi oranının yüzde 15’te sabitlenmesi, üretimden kaynaklı olarak yılda dört maaş tutarında ikramiye ödenmesi, ücretsiz yemek hizmeti veya karşılığında ücret verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
"3+1 yıl veya 3 yıl gibi zorunlu hizmet şartları kaldırılmalı"
Paksoy, konuşmasına şöyle devam etti: "Toplu sözleşme sürecinde, hizmet kolunda üyeye sahip tüm sendikaların oransal temsil ilkesiyle komisyonlara katılımı ve alınacak kararların ortak imza ile geçerlilik kazanması; sendikal çoğulculuğun korunması açısından önemli. Bazı kamu kurumlarında ve KİT’lerde uygulanan 3+1 yıl veya 3 yıl gibi zorunlu hizmet şartlarının kaldırılması; çalışanların kariyer planlaması, aile birliği ve yer değişikliği gibi temel haklarının önünü açacaktır. Haftalık çalışma süresinin 40 saatle sınırlandırılması ve fazla çalışmanın adil biçimde ücretlendirilmesi de bir başka temel talep alanıdır. Öte yandan, aile yardımı, çocuk yardımı, özel gereksinimli çocuklara yönelik destekler ve eğitim/evlilik ödenekleri gibi sosyal hakların artırılması da çalışanların yaşam kalitesine olumlu katkı sunacaktır. Taleplerimizin, toplu sözleşme sürecinde dikkate alınması, mevcut mağduriyetlerin giderilmesi ve yapısal iyileştirmelerin gerçekleştirilmesi adına büyük önem taşıyor. En büyük beklentimiz, ülkemizin her köşesinde altyapıdan üstyapıya emek veren teknik personelin motivasyonunun korunması, mesleklerine olan aidiyetlerinin yeniden tesisi ve topluma daha güçlü bir hizmet sunabilmeleri için bu taleplerin dikkate alınması."
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi