Ekonomi

"Hazır giyim ve tekstil istihdamın sigortasıdır"

İSTANBUL HAZIR GİYİM KONFERANSI’NIN AÇILIŞINDA KONUŞAN TGSD BAŞKANI TOYGAR NARBAY, "SANAYİDE KARANLIK FABRİKALARIN ORTAYA ÇIKTIĞI, HİZMETTE ROBOTLARIN SERVİSE BAŞLADIĞI BİR DÜNYADA, HAZIR GİYİM VE TEKSTİL SEKTÖRLERİ İSTİHDAMIN SİGORTASIDIR. BU NEDENLE HAZIR GİYİMİ, TEKSTİLİ VE SANAYİYİ FEDA ETMEK, GELECEĞİ FEDA ETMEKTİR" DEDİ.

"Hazır giyim ve tekstil istihdamın sigortasıdır"
07-10-2025 13:11

İstanbul Hazır Giyim Konferansı’nın açılışında konuşan TGSD Başkanı Toygar Narbay, "Sanayide karanlık fabrikaların ortaya çıktığı, hizmette robotların servise başladığı bir dünyada, hazır giyim ve tekstil sektörleri istihdamın sigortasıdır. Bu nedenle hazır giyimi, tekstili ve sanayiyi feda etmek, geleceği feda etmektir" dedi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından düzenlenen ve sektörün en büyük buluşmalarından olan İstanbul Hazır Giyim Konferansı başladı. Bu yıl 18’incisi düzenlenen ‘Yeni Düzenin Pusulası’ temalı konferansın açılışını TGSD Başkanı Toygar Narbay yaptı. İki günlük konferansın ilk gününde, ‘yeni ekonomik dengeler’, ‘yeni pazarlar’, ‘inovasyon’ ve ‘markalaşma’ olmak üzere ‘Yeni Düzenin Pusulası’nı oluşturan dört rota farklı yönleriyle ele alındı.


Konferansın ilkini 2008 yılında düzenlediklerini ve o tarih itibarıyla dünyada bilinen tüm kuralların adeta yeniden yazılmaya başladığını söyleyen Narbay, "2008’deki küresel finans kriziyle başlayan süreç, siyasi ve jeopolitik fay hatlarının kırıldığı, milyonlarca insanın göç ettiği, yeni güç dengelerinin oluştuğu bir dönemle devam etti. BRICS ülkeleri dünya ticaretinde ağırlığını artırıyor, yakından tedarik giderek daha fazla önem kazanıyor. Korumacılığın yükseldiği, belirsizliklerin çoğaldığı, bilimin, teknolojinin ve doğanın yüksek dalgalar oluşturduğu bu çok kutuplu, karmaşık dünyada, ‘Yeni Düzenin Pusulası’ ile yolumuzu bulmaya çalışıyoruz" dedi.


"Dünyadaki gelişmeler dönüşümü zorunlu kılıyor"


Dünyadaki bu köklü değişimin hazır giyim sektörü üzerindeki etkilerine değinen Narbay, "Pazarın adeta dijital bir oyun alanına dönüşmesiyle birlikte, ticaret ve rekabetin tanımı da yapısı da değişti. Rekabet artık yalnızca fiyat, ürün ya da lojistik üzerinden tanımlanmıyor; büyük veriyi yorumlama, sosyal medya kullanımı ve sürdürülebilirlik gibi başlıklar da belirleyici hale geliyor. Dün ortaya çıkan bir girişim, onlarca yıllık markalarla aynı sahada yarışabiliyor, niş alanlarda yeni fırsatlar doğuyor. Ticaret bir yandan hızla ve yenilikçi biçimde gelişirken diğer yandan tarifeler, ikili anlaşmalar ve ticaret savaşları yeni engeller oluşturuyor. Bu tablo Türk hazır giyim sektörünün dönüşümünü de zorunlu kılıyor" diye konuştu.


"Türkiye Markası rekabet gücümüzü artırır"


Yeni hedefler koyulduğu ve birlikte hareket edildiği takdirde bir ‘Türkiye Markası’ oluşturulabileceğini vurgulayan Narbay şöyle devam etti: "Hazır giyim, tekstil, moda, turizm, gastronomi ve dizi-film gibi alanlarda ülke olarak çok güçlü bir birikime sahibiz. Ancak bugüne kadar bu potansiyel bir iş birliğine dönüşmedi. Eğer bu birikimi nitelikli bir tedarik zinciri ve üretim markasıyla bütünleştirirsek güçlü bir Türkiye Markası oluşturabilir, ürünlerimizin, hizmetlerimizin ve markalarımızın küresel rekabet gücünü artırabiliriz. Bu nedenle bu sektörlerimizin temsilcilerine bir çağrı yapıyoruz: Gelin; kendi özgün değerlerimizle ortak bir vizyon etrafında birleşelim. Sanayi ile hizmetleri buluşturan bir kümelenme anlayışını ortaya koyalım. Kamunun ve üniversitelerin de katkısıyla ‘Türkiye Markası’nı nasıl oluşturacağımızı ve dünyaya nasıl duyuracağımızı konuşalım. Biz dernek ve hazır giyim sektörü olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız."


"Hazır giyim ve tekstil istihdamın sigortasıdır"


2030’a doğru ise iş dünyasını bambaşka bir dönüşümün beklediğine işaret eden Narbay sözlerini şöyle tamamladı: "Dünya Ekonomik Forumu’nun raporları, iş gücü piyasasında gerekli becerilerin büyük ölçüde değişeceğini ortaya koyuyor. Dünya Bankası verileri ise büyümenin giderek sanayi yerine hizmetler üzerinden şekillendiğini gösteriyor. Türkiye’de de benzer bir tablo var; mal ve hizmet ihracatımızın GSYH içindeki oranı her yıl daha da azalıyor. Öyle ki bu oran 2022’de yüzde 27,2 iken 2024’te yüzde 18,7’ye geriledi. OVP’ye göre 2028’de de yüzde 16,4 olacak. Hazır giyim ve tekstil sektörleri her ne kadar dijitalleşse de hala en yüksek istihdam sağlayan alan olmaya devam ediyor. Sanayide karanlık fabrikaların, hizmette robotların öne çıktığı bir dünyada bile her makinenin başında bir insan emeği var. İşte bu nedenle hazır giyim ve tekstil istihdamın sigortasıdır. Bu iki sektör, bugün 850 bin kişilik istihdam, 40 milyar doların üzerinde yatırım, 27 milyar doları aşan ihracat ve 45 milyar doların üzerinde üretim gücüne sahiptir. Bu tablo göz ardı edilmemelidir. Hazır giyim ve tekstil sektörlerini feda etmek, geleceğimizi feda etmektir."



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER