Sağlık

Skolyozda Erken Teşhis Hayati Önem Taşıyor

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, Uluslararası Skolyoz Farkındalık Ayı dolayısıyla aileleri uyararak, skolyozun özellikle çocukluk çağında erken fark edilmesinin cerrahiye gerek kalmadan başarılı tedavi sağlayabileceğini belirtti.

Skolyozda Erken Teşhis Hayati Önem Taşıyor
11-06-2025 09:58
11-06-2025 11:41

Skolyozun, normalde ön arka düzlemde düz olması gereken omurganın sağa veya sola doğru eğrilmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, "Her yaş grubunda görülebilen skolyoz, özellikle çocukluk çağında fark edildiğinde tedavi süreci açısından avantaj sağlar. Çocukların omurga sağlığını korumasında ailelerin dikkatli gözlemi çok değerlidir. Skolyozun erken dönemde fark edilmesi, çoğu zaman cerrahiye gerek kalmadan çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayabilir" dedi. VM Medical Park Maltepe Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, Uluslararası Skolyoz Farkındalık Ayı dolayısıyla ailelere önemli uyarılarda bulundu. Skolyozun tanımını yapan Prof. Dr. Önen, "Skolyoz, normalde ön arka düzlemde düz olması gereken omurganın, sağa veya sola doğru eğrilmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Her yaş grubunda görülebilen bu problem, özellikle çocukluk çağında fark edildiğinde tedavi süreci açısından avantaj sağlar" diye konuştu. "Ailelere öneriler"

Prof. Dr. Önen, ailelerin çocuklarını gözlemlerken dikkat etmeleri gereken önemli noktaları şöyle paylaştı: "Çocuğun yürüyüş bozukluğu var mı, omuz seviyeleri eşit mi, sırt bölgesinde belirgin bir "hörgüç" çıkıntısı var mı, bel boşluğunda dengesizlik var mı, kıyafetlerin vücuda orantılı oturuyor mu." Prof. Dr. Önen, "Bu belirtiler gözlemlendiğinde ilk adım olarak bir çocuk doktoruna, ardından gerekirse beyin cerrahi uzmanına başvurmak gerekir" dedi. "Doğumsal skolyozda kalp, böbrek ve diğer organlarda da problemler olabilir"

Skolyozun tek bir nedeni olmadığı için iki ana grupta değerlendirildiğini anlatan Prof. Dr. Önen, şu bilgileri paylaştı: "Doğumsal (Konjenital) Skolyoz: Bu tür skolyoz, bebeğin anne karnındaki gelişimi sırasında omurgada meydana gelen kemik veya sinirsel yapısal anomalilerden kaynaklanır. Yani, çocuk daha doğmadan kemik ve sinir bozukluğu ile dünyaya gelir. Genellikle küçük yaşta tanı alır ve tedaviye de olabildiğince erken başlanması gerekmektedir. Bu tür skolyozlarda omurga dışında kalp, böbrek gibi diğer organlarda da eşlik eden problemler olabilir.

İdiopatik / Adolesan Skolyoz: Bu tür skolyoz yaşamın erken döneminde ortaya çıkabilir. Nedeni tam olarak bilinmez. Genetik yatkınlık, hormonal değişiklikler ve büyüme faktörlerin etkili olabileceği düşünülür. Başlangıçta belirti vermeden ilerleyebilir, bu yüzden dikkatli gözlem büyük önem taşır. Eğriliğin şiddeti zamanla artabileceğinden düzenli takip ve gerekirse korse veya cerrahi tedavi gündeme gelebilir." Prof. Dr. Önen, "Her iki skolyoz türünde de erken tanı, tedavinin başarısını belirleyen en önemli etkendir" açıklamasında bulundu. "Fizik tedavi seçenekler arasında"

Tedavi sürecine değinen Prof. Dr. Önen, "Doğumsal skolyozda altta yatan problemi ortadan kaldırmaya yönelik tedaviler ön plandayken, idiopatik skolyozda izlem, korse tedavisi, fizik tedavi ve gerekli görülürse cerrahi seçenekler devreye girer. Skolyozun tedavisi eğriliğin türüne, derecesine, kişinin yaşına ve ilerleme hızına göre her hastaya özel olarak uygulanır. Doğumsal (konjenital) skolyozda omurga kemiklerinin veya sinir sisteminin gelişiminde doğuştan gelen bir bozukluk söz konusudur. Bu yüzden tedavi yaklaşımı, yalnızca omurgadaki eğriliği düzeltmekten öteye gider, altta yatan anatomik sorunu ortadan kaldırmak önceliklidir. Bu grup hastalarda çoğu zaman erken yaşta cerrahi müdahale gerekebilir. Tedavi planı, eşlik eden nörolojik ya da organik bozukluklara göre şekillendirilir" dedi. "İdiopatik (nedeni bilinmeyen) skolyozda korse tedavisi tercih edilebilir"

Prof. Dr. Önen, "İdiopatik (nedeni bilinmeyen) skolyozda ise eğriliğin derecesi hafifse düzenli aralıklarla takip tercih edilir. Eğrilik ilerleme gösteriyorsa: Korse tedavisi ile omurgadaki eğriliğin ilerlemesi yavaşlatılabilir. Özellikle büyüme döneminde oldukça etkilidir. Fizik tedavi ve kas güçlendirici egzersizler, duruşu düzeltmeye ve kas dengesini sağlamaya yardımcı olur. Eğrilik ciddi boyutlara ulaştığında ise cerrahi tedavi gündeme gelir. Gelişen teknoloji sayesinde skolyoz cerrahisinde artık sadece omurgayı sabitlemek değil, aynı zamanda çocuğun büyümesini destekleyen ve hareket kabiliyetini koruyan teknikler de uygulanıyor" ifadelerini kullandı. "Cerrahi tedavi uygulanabilir"

Prof. Dr. Önen, cerrahi tedavi seçeneklerini şöyle sıraladı: "Manyetik Uzatılabilir Rod Sistemleri (MAGEC Rod): Özellikle küçük yaşta skolyoz tanısı alan çocuklarda kullanılır. Cerrahiyle yerleştirilen bu rodlar, çocuğun büyümesine paralel olarak dışarıdan mıknatıs yardımıyla tekrarlayan ameliyat gerektirmeden uzatılabilir. Vertebral Body Tethering (VBT): ‘Omurga ipi gerdirme’ olarak da bilinen bu yöntem, skolyoz cerrahisinde devrim niteliğindedir. Eğrilik yapan tarafın omurgasına özel bir kablo sistemi yerleştirilir. Bu sistem, çocuğun büyümesini yönlendirerek omurganın zamanla düzelmesini sağlar. Omurganın hareketliliği korunur, esnekliği kaybolmaz. Bu yöntem bazı uygun hastalarda füzyon (omurların sabitlenmesi) yerine tercih edilmektedir. Minimal İnvaziv Cerrahi Teknikler: Son yıllarda skolyoz tedavisinde, büyük cerrahi kesiler ve kas hasarına yol açan klasik yöntemler yerine, daha küçük kesilerle uygulanan minimal invaziv teknikler ön plana çıkıyor. ‘Kapalı’ ya da ‘kameralı’ olarak da bilinen bu yöntemler, ameliyat sonrası ağrıyı azaltırken iyileşme sürecini hızlandırıyor." "Erken teşhis oldukça önemli"

Skolyozda başarılı bir tedavi için en kritik unsurlardan birinin zamanlama olduğunu kaydeden Prof. Dr. Önen, "Eğer çocuklarda saptanan omurga eğriliği belirli bir seviyenin altındaysa, çoğu durumda cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyulmadan, düzenli hekim kontrolleriyle takip edilerek sürecin ilerleyişi izlenebilir. Ancak eğrilik ilerler ve hem estetik görünümde bozulmaya hem de akciğer kapasitesinde azalmaya neden olacak seviyelere ulaşırsa, daha aktif tedavi yöntemlerine geçilmesi gerekir. Bu noktada korse kullanımı, fizik tedavi ve cerrahi müdahale gibi seçenekler gündeme gelir. Çocukların omurga sağlığını korumada ailelerin dikkatli gözlemi çok değerlidir. Skolyozun erken dönemde fark edilmesi, çoğu zaman cerrahiye gerek kalmadan çocuğun sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlayabilir. Bu yüzden ailelerin duruş bozukluklarını ciddiye alması ve zamanında uzman görüşü alması sürecin başarısı açısından kritik rol oynar" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.





Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER