
Edirne Kalesine ait Zindanaltı Kulesinden dolayı Zindanaltı Mevkii olarak da bilinen ve antik kent Hadrianapolis surlarının olduğu alandan 18 yıl önce çıkartılan çömlek ve seramik kırıkları sepetlerde terk edildi.
2007 yılında başlayan çalışmalarda önemli bulgular elde eden ve kale surlarının kazıları sırasında çıkartılan ve alanda bulunan boş bir odada terk edilen seramik ve çömlek kalıntılarının bu şekilde bırakıldığını ve o zamanki emeklerin boşa gittiğini söyleyen vatandaşlar, yetkililerin bir an önce buraya el atmasını istediler. Kale surları ağaçlar arasında kaldı
Antik kent Hadrianapolis surlarına ait duvarlar, orta bölümdeki sondajda ise geç Osmanlı dönemine ait veriler elde edilmişti. Edirne Müze Müdürlüğü tarafından 2007 yılında yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan Sur duvarlarının üzerleri ağaçlar ile kaplandı.
Tarihin ortasından fışkıran ve duvarların üzerini örten dallar her yıl temizlenmeye çalışılsa da yapılan çalışmalarda bir sonuca ulaşılmadığını belirten Arkeolog ve tarihçi Prof. Dr. Engin Beksaç, "Kalıntıların bu şekilde bırakılması kesinlikle kabul edilemez bir durum. Edirne’nin Roma döneminden kalma bu tür duvarlar, son derece önemli arkeolojik verilerdir ve büyük bir özenle korunmaları gerekir. Ancak gördüğümüz kadarıyla, bu duvarın yapımında bile birçok tartışma yaşanmış. Normalde, her kazıdan sonra çıkarılan eserler toplanır ve değerlendirilir. Müzelik değeri olanlar müzeye kaldırılır veya deponun yolunu tutar. Müzelik değeri olmayanlar ise özel bir yerde gömülerek ortadan kaldırılır. Burada tanık olduğumuz ise düpedüz bir ihmal örneği. Yığın yığın atılmış, sandıklar içinde bırakılmış bu kazı artıkları, kazı etiği açısından hiç de hoş bir görüntü sunmuyor. Bu eserlerin kırık vaziyette çıkması olasıdır, çoğu zaman kazılardan bu şekilde çıkar. Tümleyebilenler bir araya getirilir, müzeye alınır, depolanır veya sergilenir. Ancak sergilenemeyecek durumda olanlar bile öylece ortada bırakılmaz; geleneksel olarak gömülürler. Burada gördüğümüz ise neredeyse 20 sene geçmiş bir kazıdan artakalan, terk edilmiş kalıntılar" dedi. "Onlar tarihi eserlerdir ve korunmaları gerekir"
Esnaf Ziya Yıldırım ise "Bu durumu bizzat gördüm ve çok üzüldüm. Daha önce böyle bir manzarayla karşılaşmamıştım. İnşaat alanının etrafı açılınca merak edip arka tarafa baktığımda, manzaranın ne kadar kötü olduğunu fark ettim. Böyle olmaması lazım. Onlar tarihi eserlerdir ve korunmaları gerekir. Bir kulübenin içinde, etiketlenmiş ve numaralandırılmış olsalar bile tarihi eserler bu şekilde korunmaz. Önemli olan, ’bunlar bize ait değil’ mantığıyla hareket etmek yerine, bu eserlere sahip çıkmamızdır. Bu benim için kötü bir durumdur ve kesinlikle uygun bulmuyorum. Bu kalıntıların güzel, korunaklı bir yere götürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu duruma şahit olmak beni gerçekten çok üzdü, böyle olmaması gerekirdi" ifadelerini kullandı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi