Siyaset

TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Akar: ’’Türkiye söz dinleyen değil, sözü dinlenen Türkiye’dir’’

Türkiye büyük millet meclisi milli savunma komisyonu başkanı hulusi akar, "türkiye artık eski türkiye değil. Türkiye, söz dinleyen değil sözü dinlenen türkiye’dir" dedi

TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Akar: ’’Türkiye söz dinleyen değil, sözü dinlenen Türkiye’dir’’
16-05-2025 12:21

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, "Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye söz dinleyen değil, sözü dinlenen Türkiye’dir. Türkiye artık uluslararası ortamda özne haline geldi. Türkiye burada güneyimizde ve kuzeyimizde çatışmaların, gerginliklerin ve krizlerin önlenmesi ve çözülmesi için kilit rol oynuyor. İnşallah biz sadece kendimiz için değil, aynı zamanda bölgenin de barışı, istikrarı, gelişmesi için ve herkesin barış ve güven içerisinde yaşaması için elimizden gelen her türlü şeyi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz" dedi.


TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, bir dizi ziyarete katılmak üzere Elazığ’a geldi. AK Parti Elazığ İl Başkanlığını ziyaret eden Akar, burada açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde tarihi şanla ve şerefle dolu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyük atılımlar ve yatırımlar yaptığını belirten Akar, "Bunun sonucunda büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için terörsüz Türkiye’nin gerçekleştirilmesi için çalışmalar devam ediyor. Türkiye’nin 100. yılında elimizden gelen ne ise bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bizim 2500 yıllık bir tarihimiz ve geçmişimiz var. Bu tarih, bizim için şanlı bir tarihtir. Bu tarihte herkesin yeri var. Dolayısıyla 86 milyonu bir millet olarak görüyoruz. Bir bayrak altında bir millet olarak görüyoruz. Dolayısıyla milli birlik ve beraberliğimizi en üst düzeyde gerçekleştirmek suretiyle sağa sola bakmadan ilerleyeceğiz ve gerçekten layık olduğu şekilde Türkiye’mizi layık olduğu seviyeye getirmeye gayret göstereceğiz ve getireceğiz de inşallah. Asil milletimizin duası ve sevgisi olduğu müddetçe Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışanlarının aşamayacağı hiçbir engel, yapamayacağı hiçbir görev yoktur. Allah’ın izniyle bunların hepsini bugüne kadar başardık, bundan sonra da başaracağız. Terörsüz Türkiye konusunda hepimizin hassas olması, hepimizin katkı sağlaması ve hepimizin dikkatli olması lazım. Bu terörsüz Türkiye’nin amacı açık ve nettir; bizim enerjimizi, insanımızı ve gençlerimizi korumak ve kollamak, paramızı çarçur etmemek ve işimize gücümüze bakmaktır. Bu konuda yapılması gereken ne varsa, mali külfet dahil bundan kurtulup ülkemizin kalkınmasına yönelmemiz lazım. Bunun için de bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarmamız, emniyet teşkilatımız ve koruyucularımız omuz omuza terörle mücadele ettiler ve bugünlere gelindi. Bizim dileğimiz ve temennimiz bir an önce fesih kararının uygulanması, silahların bırakılması ve buna bağlı olarak da 86 milyon vatandaşımızın çok daha güvenli ve müreffeh bir şekilde hayatını sürdürmesidir. Bunun için çalışıyoruz. Bu konuda yapılan çalışmaları yakından takip ediyoruz. Herkesin ağzından çıkanı kulağı duyacak. Hiçbir şekilde dezenformasyona ve provokasyona meydan vermeyeceğiz. Bu konuda hepimiz uyanık olacağız. Bu çalışmaların başarılı bir şekilde gerçekleşmesi ve sonuçlanması için üzerimize düşen ne varsa hep beraber bunu gerçekleştireceğiz. Bu konuda Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bahçeli, son derece hassas bir şekilde görüştüler, konuştular ve çerçeveyi çizdiler, istikameti belirlediler ve hedefi gösterdiler. Bu istikamette, bu hedefler doğrultusunda hep beraber çalışmak suretiyle bu memleketin ve milletin, asil milletimizin evlatlarının bir arada yaşamasıdır" diye konuştu. ’’Biz birliğimizi ve beraberliğimizi her zaman ön plana çıkardık’’


Tarih, kültür, medeniyet ve inanç çerçevesinde kendilerinin hiçbir zaman etnik, dini ve mezhep ayrımı yapmadıklarını ve yapmayacaklarının da altını çizen Akar, ’’Biz birliğimizi ve beraberliğimizi her zaman ön plana çıkardık, çıkarmaya da devam ediyoruz. Bundan sonra çok daha güçlü bir şekilde 86 milyon birlik ve beraberlik içerisinde vatan, millet ve kalkınmamız için ne lazımsa yatırım, istihdam, üretim ve ihracat gerçekleştirmek suretiyle gerçekten sahip olduğumuz potansiyeli çok verimli bir şekilde kullanacağız. Artık hiçbir mazeretimiz yok. Turizmde ve ticarette yapılması gereken ne varsa, bunları en iyi şekilde yapacağız. Şu anda tüm Türkiye’de büyük bir ümit, saygı ve sevgiyle desteklediği bu faaliyetleri gerçekleştirip, bunun da sonucunu hep beraber göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu istikamette ilerleyeceğiz. 86 milyonun düşmanları ve karşıtları kimler varsa çatlasalar da patlasalar da Allah’ın izniyle asil milletimizin sevgisi, güveni ve desteğiyle bunu başaracağız. Bunda azimli ve kararlıyız. Allah’ın izniyle bunu gerçekleştireceğiz. Çünkü çok can kaybı, zaman kaybı ve imkan kaybı oldu. Bu memleketin bir sürü kaynakları heder oldu. Bunlara fırsat vermeyelim, düşmanları sevindirmeyelim. Buradaki evlatlarımızın, kardeşlerimizin ve bütün 86 milyon ailemizin rahatını ve huzurunu hep beraber sağlayalım. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye söz dinleyen değil, sözü dinlenen Türkiye’dir. Türkiye artık uluslararası ortamda özne haline geldi. Türkiye burada güneyimizde ve kuzeyimiz de çatışmaların, gerginliklerin ve krizlerin önlenmesi ve çözülmesi için kilit rol oynuyor. İnşallah biz sadece kendimiz için değil, aynı zamanda bölgenin de barışı, istikrarı, gelişmesi için ve herkesin barış ve güven içerisinde yaşaması için elimizden gelen her türlü şeyi yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Özellikle kendi kardeşlerimize, dost ve müttefiklerimiz başta Kıbrıs ve Azerbaycan’da olmak üzere Libya’da, Sudan’da ve Somali’de yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Diğer taraftan da başta Gazze olmak üzere Filistinli kardeşlerimizin çektiği cefa olmak üzere bir an önce barışın ve huzurun gelmesi için Ukrayna dahil elimizden geleni yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Gazze konusuna herkes duyarlı. Orada gerçekten bir katliam başladı. Daha sonra bu etnik haline, en son da soykırım haline geldi. Orada önce hukuk bitti, daha sonra insanlık bitti. Bunları maalesef görüyoruz ve takip ediyoruz. Elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Netanyahu ve etrafındakilerin gerekli cezayı bulması için, döktükleri kanda boğulması için elimizden geleni gösterdik, gösteriyoruz da. Boykot dahil bunlara verebileceğimiz ne zarar varsa gece gündüz demeden çalışmalar yapıldı, yapılıyor. Bu konuda hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Orada mücadele halen devam ediyor, onlara Allah yardım etsin. Elimizden hiçbir şey gelmese bile sabah akşam çocuğumuzla çoluğumuzla rahmet ve yardım dileyelim. Bunu ailemize unutturmayalım ve farkında olalım. Hiçbir şey yapamıyorsak bunu yapalım. Orası bitmiş gibi değil, orada açlık ve susuzluk var. Çocuklarımızın ve evlatlarımızın farkında dahi olmadığı bir ekmek ve su büyük bir nimet haline dönüştü. Yüzbinlerce insan katledilerek şehit oldu. Oradaki gösterilen rakamlar çok küçük rakamlar. Orada çalışan sağlıkçılar başta olmak üzere herkes bu alçakların hedefi haline geldi. Bu katliam halen sürüyor. Bunun sonlanması için elimizden gelen ne varsa kalbimizle, elimizle ve dilimizle gücümüz neye yetiyorsa, bunda da bizim yapabileceğimiz en basit konu boykottur. Belli mal ve malzemeler var, almayın. Hiç olmazsa bu şekilde desteğimizi ortaya koyalım" şeklinde konuştu.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER