
Skolyoz Farkındalık Ayı’na özel düzenlenen etkinlikte konuşan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, skolyozun korkulacak bir rahatsızlık olmadığını, tedavide erken teşhisin önemine değindi. Akgül, "Tedavi için elimizde çok etkili yöntemler var. Erken teşhis edilen skolyozlarda, ameliyat dışı yöntemlerle hastalığın ilerlemesini başarıyla durdurabiliyoruz" diye konuştu.
Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, ’Skolyoz Farkındalık Ayı’ çerçevesinde farkındalığı artırmak, bilimsel bilgi ve deneyim paylaşımını teşvik etmek ve hasta hikâyelerini kamuoyuyla buluşturmak amacıyla kapsamlı bir etkinlik düzenledi. ‘Skolyozda Bilgi ve Tecrübe Paylaşımı Beraber Mücadele’ Programı’ etkinliğinde, skolyozun tanı ve tedavi süreçleri ele alınırken hastalığa dair farkındalık oluşturulması için önemli mesajlar da paylaşıldı. Korkmaya gerek yok, ilerlemeyi durduruyoruz
Prof. Dr. Turgut Akgül, "Skolyoz korkulacak bir rahatsızlık değil. Bu yüzden skolyozla karşılaşıldığında sakin kalmalarını öneriyoruz. Skolyozun tedavisi var ve elimizde çok etkili yöntemler bulunuyor. Önemli olan, tedaviye erken başlamak. Erken teşhis edilen skolyozlarda, ameliyat dışı yöntemlerle hastalığın ilerlemesini başarıyla durdurabiliyoruz. Eğer skolyoz ilerler ve ameliyat gerektiren bir duruma gelirse korkmaya gerek yok. Günümüz teknolojisiyle çok başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Ameliyat olmuş çocuklarımız hayatlarından memnun ve normal yaşamlarına sorunsuz devam edebiliyorlar" açıklaması yaptı. "Skolyozu en çok terziler fark ediyor"
Tedavi yöntemlerinin her hasta için aynı sonuç veremeyebileceğini belirten Prof. Dr. Akgül, "Bu yüzden genç hekimlerimiz ve hastalarımız yeni yöntemler peşinde koşuyor. Ancak her tedavi her hastaya uygun olmayabilir. Bu nedenle, hastaya özel doğru tedaviyi seçmek çok önemli. Uygun tedaviyle çok başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Skolyozun neden olduğu şekil bozukluklarını en çok kim fark ediyor? Genellikle beden eğitimi öğretmenleri, spor hocaları ve terziler. Özellikle genç kızlarda, mezuniyet veya balo gibi özel günlerde kıyafet provaları sırasında terziler veya aile büyükleri asimetriyi fark edebiliyor. Eğer vücutta bir asimetri gözlemlenirse, mutlaka skolyoz açısından değerlendirilmeli" dedi.
Prof. Dr. Akgül sözlerine son olarak şunları ekledi:
"Sporun skolyoz üzerinde etkisi var mı? Hayır, ne olumlu ne de olumsuz bir etkisi yok. Skolyozlu çocuklar normal bireylerden farklı değil. İstediği her şeyi yapabilirler. Spor yapmaları skolyozu ne düzeltir ne de kötüleştirir. Ancak spordan uzak durmalarına gerek yok. Maraton koşup altın madalya alan, yüzmede başarı elde eden skolyozlu çocuklar var. Spor skolyozu iyileştirmez, ama çocukları spordan koparmak da doğru değil. Spor yapmalarını teşvik ediyoruz." "Sosyal medyadaki bilgi kirliliği yersiz endişelere yol açıyor"
"Skolyoz, günümüzde en bilinen omurga deformitelerinden biri" diyen Doç. Dr. Özcan Kaya, "Bu bilinirliğin artmasında sosyal medyanın payı oldukça büyük. İnsanlar sosyal medyada skolyoz hakkında bilgi arıyor ve bu konuda daha bilinçli hale geliyor. Ancak bu durum, aynı zamanda bilgi kirliliği nedeniyle endişe ve korkuları da beraberinde getiriyor. Toplumda skolyozla ilgili ciddi bir korku oluşmuş durumda. Uzmanlar olarak bizler, bu durumun korkulacak bir şey olmadığını insanlara anlatmak zorundayız" dedi. "Sosyal medyadaki bilgi kirliliği, ailelerde ve çocuklarda skolyozun tedavisi konusunda yersiz endişelere yol açıyor" diyen Doç. Dr. Özcan Kaya sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yüzden skolyoz farkındalığını artırmak ve bu endişeleri gidermek için bir çaba gerekiyor. Dünya Skolyoz Araştırma Cemiyeti öncülüğünde başlatılan bir hareketle, her yıl haziran ayı dünya genelinde Skolyoz Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor. Bu kapsamda, 21 Haziran’da İstanbul’da Boğaziçi Köprüsü yeşil renk ile ışıklandırıldı. Neden yeşil? Çünkü skolyozun rengi yeşildir. Skolyoz Farkındalık Ayı’nın amacı, insanlara bu durumun var olduğunu, ancak korkuya kapılmadan neler yapılabileceğini anlatmak. Hastalarımıza ve ailelere şunu söylüyoruz:
Endişelenmeye gerek yok, korkmayın. Skolyozun tedavisi mümkün. Korse tedavisi, fizik tedavi ve skolyoza özgü egzersizlerle bu sorunu kontrol altına alabiliyoruz. Gerektiğinde ise cerrahi tedavi, bu problemi çözmede son derece etkili bir yöntem."
Programın sonunda, toplumsal farkındalığın simgesi olarak hastane önünde gökyüzüne balonlar uçuruldu.
Etkinlikte; Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Abdullah sert, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Turgut Akgül, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Özcan Kaya, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Çınar, Tıbbi Genetik ve Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Ocak ile Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Günay Budagova skolyozla ilgili tüm detayları anlattı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi