
Karadeniz’in köylerinde bir zamanlar mısır tarlalarının bereketiyle dönen su değirmenleri, bugün sessizliğe bürünmüş durumda. Fındık ve çay bahçelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte mısır üretiminin azalması, bölge kültürünün köklü bir parçası olan değirmenciliği de yok olma noktasına getirdi. Eskiden her köyün çarkları suyla dönüyor, taşların sesi üretimin ritmini tutuyordu. Bugün o sesler, yalnızca birkaç köyde yankılanıyor. Keşap’taki bu son değirmen, Karadeniz’in üretim kültürünün ve emeğe dayalı yaşam biçiminin sembolü olarak zamana direniyor. Değirmencilik kayınpederinden miras kaldı
Giresun’un Keşap ilçesinde ayakta kalmayı başarabilen tek değirmencilik ise Ayşe Ceylan tarafından yaşatılıyor. Kayınpederinden miras kalan değirmeni yaklaşık 15 yıldır işleten Ceylan, suyun gücüyle dönen bu çarkları ayakta tutmak için mücadele ediyor. Ceylan "Keşap’ın Karabulduk köyünde 13 yıldır bu mesleği severek yapıyorum. Bu değirmeni daha önce baba mesleği olarak kayınpederim yapıyordu. Ancak rahatsızlanıp hasta olunca tek geçim kaynağımız olan değirmenciliği yapmak bana kaldı. Ben de ilk zamanlarda zorlansam da şimdi severek yaptığım bir meslek haline geldi. Uzun yıllardır köylerin göç vermesiyle mısır üretimi azaldı. Yine de ihtiyacı kadarını yapanlar oluyor. Birçok su değirmeni faaliyetini durdursa da biz devam ediyoruz. Biz de kapatsak ilçemiz genelinde başka değirmen yok. Eylül ayında başlayan yoğunluğumuz aralık ayına kadar devam ediyor" dedi. Mısır unu Karadeniz yemeklerinin vazgeçilmezi
Köylerinde çalışan değirmen kalmadığını kaydeden Şeniz Yaylamış, Küçükgeriş köyünden mısırını öğütmek için Karabulduk’a geldiğini anlatarak "Başka değirmenler çalışmadığı için köyümüzden birkaç kişiyle buraya geldik. Artık her yerde değirmen bulunmuyor. Bazı değirmenler var ama çalıştıran yok. Mısırlarımızı topladık öğütmek için sıra bekliyoruz. Artık her yerde değirmen yok. Biz köyümüzden birkaç kişiyle buraya geldik. Mısır ununu hamsi, lahana çorbası, mıhlama yapmak için kullanıyoruz. Mısır unu bizim yemekler için vazgeçilmez. Bir kısmını un, bir kısmını yarma olarak çektiriyoruz" diye konuştu. Şimdiki nesil üretimden yoksun
Gençlerin artık toprağa dönmediğini söyleyen Sefile Ayaz da "Biz mısırla büyüdük ama gençler mısır ekmeğini bile yemiyor. Bizim yaşımız geçti, genç nesiller ise ne ekiyor ne biçiyor. Biz mısır unuyla büyürken, şimdikiler mısır ekmeğini yemiyorlar. Tüketimi az olunca da üretimi de kalmadı. Günümüzde mısır tarlalarının yerini, fındık bahçeleri aldı. Mısırın ununu, yarmasını biz yerdik sapını, samanını ise hayvanlarımız yerdi. Şimdi ne üretim kaldı ne de hayvancılık" ifadelerini kullandı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA