“ONE MINUTE”Schengen Eşitsizliğine Dur Demenin Zamanı Gelmedi mi?

NURETTİN   ECE
NURETTİN  ECE
“ONE MINUTE”Schengen Eşitsizliğine Dur Demenin Zamanı Gelmedi mi?
05-12-2025
Schengen ülkelerinin yıllardır süren vize politikalarındaki eşitsizlik artık tahammül sınırlarını zorluyor. Demokratik değerlere en çok vurgu yapan bu ülkelerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına uyguladığı ağır ve çoğu zaman keyfi işleyen vize süreci, adaletsizliğin en görünür hali.
Bir tarafta nüfus cüzdanıyla elini kolunu sallayarak Türkiye’ye giren Schengen vatandaşları…
Diğer tarafta banka hesap dökümlerinden nüfus kayıt örneklerine, ikametgâhtan tapu bilgilerine kadar A’dan Z’ye tüm hayatını belgelemek zorunda bırakılan Türk vatandaşları…
Üstelik bu belgeleri sunmak bile yeterli değil.
Randevu yok, değerlendirme yok, süreç tamamen konsoloslukların inisiyatifinde.
Artık bu eşitsizliğe “one minute” diyerek dur demenin vakti geldi, hatta geçiyor.
Gülünç Boyutlara Gelen Vize Uygulamaları
Bugün Türkiye’de 200 çalışanı yöneten bir işletme müdürü bile gideceği fuar için ticari vizeyi zorlukla alırken ...
Aynı kişinin eşi, kendisiyle birlikte seyahat etmek için gereken vizeyi çoğu zaman alamıyor. Konsoloslukların “eşinizi hangi sıfatla götüreceksiniz?” gibi küçümseyici sorularına maruz kalıyorlar.
Evet, komik ama gerçek.
Bu arada Schengen ülkelerinden gelen ziyaretçilere Türkiye girişinde herhangi bir gelir denetimi uygulanmıyor. Geliri var mı, seyahat masraflarını karşılayabilir mi, ülkeden dönecek mi? Bunların hiçbiri sorulmuyor.
Bu nasıl bir denge?
Yeni Uygulamalar Türk Vatandaşını Daha da Zora Sokuyor…
Özellikle Almanya’nın 1 Temmuz 2025 itibarıyla remonstrasyon (itiraz) yolunu tamamen kaldırması, vize reddi alan Türk vatandaşları için büyük bir mağduriyet daha doğurdu.
Artık haksız bir “red”kararı geldiğinde başvuruyu düzeltme, değerlendirme talep etme ya da yeniden inceleme hakkı yok.
“Gidiş amacına inanmama”, “kategori uyumsuzluğu” gibi muğlak gerekçelerle yapılan retler karşısında vatandaş çaresiz bırakılıyor.
Rakamlar Eşitsizliği Açıkça Gösteriyor
• Schengen ret oranı %22 ile tarihin zirvesine çıktı.
• Rusya’nın bile ret oranı Türkiye’nin altında kaldı.
• Türk vatandaşları yalnızca 2024 yılında Schengen başvuruları için 95 milyon Euro ödedi.
• Son 10 yılda ödenen toplam tutar 900 milyon Euro’yu geçti.
Vergiden muaf konsolosluklar, Türk vatandaşlarının cebinden oluk oluk konsolosluk ve aracılara para akarken; sonuç çoğu zaman “RED”.
Buna karşılık Schengen vatandaşları Türkiye’ye gelirken hiçbir belge sunmuyor. Adeta çifte standart resmileşmiş durumda.
Bu durum, hem vatandaşların hem de iş dünyasının yıllardır süren şikayetlerinin temelini oluşturuyor.
Türkiye de Eşit Şartlar Talep Etmeli..         
Türkiye ise yıllardır Schengen ülkelerinin vatandaşlarına kapılarını koşulsuz açmayı sürdürdü.
Bu, diplomatik bir gerilim arayışı değil;
Bu, onur, saygınlık ve karşılıklı adalet talebidir.
Türkiye nasıl Schengen vatandaşlarına kapılarını açıyorsa, Schengen ülkeleri de Türk vatandaşlarına aynı saygıyı göstermek zorunda.
Schengen vize sistemi bugün bir güvenlik mekanizmasından çok, ekonomik kazanç ve politik baskı aracına dönüşmüş durumda.
Türk vatandaşları için rencide edici, güven vermeyen, keyfiyete açık bir süreç haline geldi.
Bu ses yalnızca bireysel değil;
iş insanının, öğrencinin, turizmcinin, akademisyenin, kısacası toplumun neredeyse tamamının ortak talebidir.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?