USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HÜZNE BENZEMESİN SEVİNÇLERİMİZ

13-09-2023

Anısı biz olalım bu sokakların 

ve hiç durmadan yağmur yağsın 

Biz gürültüsüz sözcükler bulalım 

sarmaşıklar fısıldaşsın yine 

Gidersek birlikte gideriz 

yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen 

Ahmet TELLİ

 

Biraz önce,  kışın da yeşil yapraklarıyla kalabilen ağaçlar olduğuna şükrettim. Gri gökyüzünün altında nasıl gözünü okşayıp, ruhunu dinginleştiriyor insanın. Birkaç kuş uçuşup kondu yeşil dallara. Cıvıldaşıyorlar.

Kış güneşi yüzünü göstermeyip, naz ediyor. Grili beyazlı bulutlar bir o yana bir bu yana salınıyorlar, hafif esen rüzgarla. Güneşin son ışıkları, bulutları bir yerinden aralayarak karşı tepeyi turuncuya boyamış, gün bitmek üzere. Taa ki gün doğarken yırtılacak siyah bir örtü gibi yavaştan çökmeye başladı gece. Uzun siyah bir örtü…  Uzunluğu akşamdan sabaha kadar… Ölçü bu…

Siyah örtünün henüz aralık olduğu, o aralıklardan ışık sızdığı akşam saatlerini seviyorum. Neden sevdiğimi de bilmiyorum. Yaşamda bir günü daha tamamlamış olmanın rahatlığı, eve gidiyor olmanın huzuru, yeni bir güne hazırlanacak olmanın heyecanı olabilir mi? Kim bilir!

Akşam oldu mu, evlerin pencerelerinde sarı ışıkların belirmesi içimi ısıtır hep. Oysa ki neler yaşanır bilinmez o evlerde.  Sevinçler ya da hüzünler bilinmezliği ile dopdoludur sarı pencereler.

Bulutlar, güneşi uğurlarken hüzünlenmiş gibiler. Yavaştan ağlamaya başladılar. Sokak lambalarının yol gösterdiği ıssız sokakta yürüyorum.   Yerlerde ıslak ıslak oynaşıyor ışıklar. Akşam çöker çökmez el ayak çekiliyor ya, işte o sessizlik,  palmiye yapraklarında, tekne direklerinde rüzgara ıslık çaldırıyor. Yağmurun kokusunu dolduruyorum ciğerlerime, yosun kokusuyla karışık. Islanıyorum ve yürüyorum su birikintilerine basarak.

“Yine sevinçler buluruz hüzne benzeyen”

Ahmet Telli’nin “Anısı biz olalım bu sokakların” şiirinin son mısraını aklımdan gelip geçerken yakalıyorum.  Eve gidiyor olmanın sevincini bulandıran hüzün kırıntılarına rastlıyorum yüreğimde.

Evlerin sarı ışıklarındaki bilinmezlik, sevinçlerimi nasıl da hüzne dönüşüyor içimde! Yağmur damlaları yüreğime ulaşsın yıkasın, arıtsın istiyorum.

Bu sokakta onlarca, başka sokaklarla birleşince yüzlerce, binlerce halka büyüdükçe milyonlarca sarı ışık... Dayaklar, tacizler, tecavüzler, cinayetler, kazalar…  Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri geçiyor önce belleğimden.

Ardından birinci sayfalara dönüyorum. Savaş hazırlıkları… Savaş olmalı, olmamalı, olacak haberleri. Kadın cinayetleri… Kazalar…  Onlarca ölü… İklim krizi… Balina intiharları…

İçim daralıyor, boğazımı bir el sıkıyor sanki. Eve gidiyor almanın sevinci parçalanıyor. Hüzün, kırık cam parçaları gibi batıp kanatıyor sevincimi.  Yağmur çoğalıyor. Şemsiyemi açmıyorum.  Yıkansın diye sevincimin hüznü.

Oysa üçüncü sayfa haberleri, birinci sayfa haberleri ile yarış ediyor belleğimde…

Bir gazete sayfası gibi buruşturup, yırtıp atmak istiyorum belleğimin bu yanını…

Yağmurdan medet umuyorum…

Hüzünlerim aksın gitsin…

Sevinçlerim kanamasın…

Yüreğim kuş gibi kanatlansın…

Gidip sevinçle ışıldayan bir sarı pencereye konsun…

Yeter ki hüzne benzemesin sevinçlerimiz…

 

Oya Dirikcan “OYA GİBİ” kitabından…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
V. Tülay Yüksel
V. Tülay Yüksel 7 ay önce
Sevgili Oya Dirikcan’ı yüreğinden öpüyorum. ????????