USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Konuşulacak yerde susup,susulacak yerde konuşmayı kimden öğrendin ?

16-07-2023

Kabul edelim dünya sayemizde dünden daha kirli. Belki bir savaş yok dışarıda görünen fakat ruhların savaşı da bir başkaymış doğrusu.

“Geçmişe özlem arttıysa geleceğe güven eksilmiştir” der büyükler. Zaman zaman sinyallerini aldığımız bu gerçeklik, acının tam ortasında vücut bulmuş hali ile karşımıza dikilir halde.

Neden bahsediyorsun? Sorunuzu duyar gibiyim.

Sosyal medyadaki paylaşımlarımızdan bahsediyorum. Oturduğumuz yerden kestiğimiz ahkamlardan bahsediyorum. Elazığ’da , Malatya’da can pazarı yaşanırken, çevre iller Şanlıurfa, Diyarbakır’da korku çoluk çocuk herkesi kışın ortasında sokakta gece geçirmeye zorlamışken, pervasızca yazılan iletilerden bahsediyorum.

Önce etnik kökeni ileri sürüp “oh iyi olmuş” diyenler, ardından adında Türk ibaresini taşıyan Türk Kızılayı’na yönelik itibarsızlaştırma çalışmaları. Arkadaşlar; şunun ille ve illa altını çizmek isterim; bir kurumda hele ki böyle bir kurumda yolsuzluk iddiaları varsa, siz de bu güven kaybı oluşturuyorsa pek tabi haklısınız tepkinizi dile getirmekte. Fakat zaman bu zaman değil. Çünkü o formayı üzerinde taşıyan yüzlerce arkadaşımız deprem bölgesinde can kurtarmaya çalışıyor, siz evinizde çayınızı güvende yudumlarken onlar enkazın altından insan çıkarıyor. Kendileri hala aktif olan fay hattının  üzerinde anaları babaları sadece yitip giden canlara yanmakla kalmıyor,  kendi evlatlarının da hayırlısı ile evlerine dönmelerinin telaşında diken üstündeler. O evlatlar sadece enkaz alanında değil evine giremeyenlerin karnının doyurulmasında, sağlık kontrollerinin yapılmasında da aktif görevdeler ve uyku uyumadan hizmet ediyorlar. Evet çok sinirlisiniz, evet yönetimden rahatsızsınız, elinizde belge var yok, bu zannı bile kuruma yakıştırmıyorsunuz belki. Tamam, tamam hepsine tamam. Ama bu tabloda böylesine bağırıp çağırmak, hayat mı kurtarıyor? İtibar mı kurtarıyor? Neyin ispatı bu iletiler sizce?

Bencesini açıklayım size!

Bence bu iletiler emeğe saygısızlık, kurumun adının başındaki Türk ibaresine saygısızlık! Çünkü Türk yasını nasıl tutacağını bilir, Türk için yasın da bir adabı vardır. Bu kadar bağıra çağıra bu kadar suçlama ya da içinde bildiklerini kusma ile yasa saygı aynı yerde olmaz! Haklıysan bile haksızsın neden? Düşene bir tekme de ben vurayım diyen daha abad olmadı dünyada da ondan… Fabrika çevreye zararlı deyip işçilerin çalıştığı yeri bombalamaya kalkarsan mazlum olduğun yerde zalim ilan edilirsin, yazık olur sadece sana değil üstelik hepimize. Elini vicdanına koy da bir düşün artık.

Durumu anlamakta güçlük yaşıyorsan,enine boyuna düşünemiyorsan,  “her olayla ilgili iki satır yaz yoksa sayfanı kapat git!” diyen mi var Canım kardeşim yazma. Git manzara resmi paylaş, özlü sözler falan takıl ya hu ne olacak? Yaşadığını, var olduğunu anlatmak değil mi derdin?

Neye hizmet ettiğinizi bilmediğiniz algı operasyonlarına balıklama atlamaktan koruyun kendinizi. Biri de yazmış “AHBAP’a yardım gönderirim Türk Kızılayı’na göndermem “ sapla samanı ayıramayan halinle sana kim yardım edecek acaba kendinden başka..

Etki tepkiyi doğurur şüphesiz ve tekrar söylüyorum davanda haklıysan bile zamanlamada haksızsın! Susman gereken yerde konuşan, konuşman gereken yerde susan halinle de acizsin Canım Kardeşim…

Elazığ ve Malatya’da yitirdiğimiz canlara Allah’tan rahmet, kalanlara sabır ve metanet diliyorum.

Canlarımızı kaybettik. Müsaade edin de yasımızı yaşayalım! Yetiversin ayrımcılığınız, yetiversin kininiz!

Elazığ, Malatya türkülerin başkentidir. Evladından ayrı düşen ana/babadır, kardeşliğin doğduğu yerdir. Bir ekmeğinin yarısını evladına yarısını komşusunun evladına paylaştırıp yarı aç yarı tok yatan anadır. İnsanı insanlığa anlatan vatan toprağıdır, acıyla harmanın yeridir. Elazığ’dan Malatya’dan şüphe duyanlar türküleri hiç duymamış olanlar, anadili bizimle bir olmamış olanlardır. Bunu da böyle bilin!

 

Aşkınız baki olsun…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?