Eğer karanlıkta yol almaya çalışıyorsanız geçmişinizdeki boşa harcadığınız mumları hatırlayın.
İnsan vicdanı kadar hür, aklı kadar büyüktür.
Önce insan olabilmek ve insan kalabilmek, insan olarak yaşayabilmek üstün bir çaba ve gayret gerektirir.
İnsanlığı koruyup yaşatabilmek aç bir nefse karşı durabilmektir. En kolay yoldur insanlıktan çıkıp insanlığı kaybedebilmek.
Buradan seslenmek isterim çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük miras onurlu ve temiz bir geçmiş mi? Yoksa mal mülk mü?
Evet çocuğa göre değişir çünkü bazı insanların asaleti yoktur. Kısaca kötücüldür, aslı bozuktur. O insanların üzerine bağlasan durmaz asalet. Ve asil bir insan asla kötücül düşüncelere sahip olamaz. Asalet o kadar önemlidir ki! Her seyi satın alabilirsiniz ama asil birini satın alamazsınız.
Eskiden para karşılığı bedenini satan yasal mesleği olan kadınlar vardı. O kadınlar bu gün ne kadar masum kaldılar. Onlar çaresizdiler geçim kapısı ekmek parası için seçerlerdi bu yolu. Bazen de kötü birinin eline düşüp mecbur kalırlardı.
Günümüzde insanlar çıkarı için para için ne değerler satıp o değerlerden vazgeçiyorlar.
Siz inanıyor musunuz çok parası olanın daha çok mutlu olduğuna?
İnsan mutlu olabilmek için bütün değerlerden hakkını alabilirse mutlu ve huzurludur. Vitamin gibi vücudun sağlıklı olması için bütün vitamin ve minerallere ihtiyacı vardır. İnsanlığında tıpkı iskeletimiz gibi karakterin de değerler ile beslenip doyurulup yoğrulması gerekir ki hamuru bozuk olmasın.
Bir çok insanın bana gıcık olduğunu biliyorum, gerçekten gıcığımdır da her insanın kötü huyları vardır benimde var. Yalan söylemeyi rol yapmayı asla sevmem nefret ederim. Yalan söylediğim zaman kendimden nefret eder ve de çok zorlanırım. O yüzden gıcık olmak daha masumdur.
Yahu ne aç insanlar var yetim hakkı yiye yiye doymadılar. Ne utanmaz aşağılık insanlar var gencecik masum çocukları zehirleyip hayattan koparan zehir tacirleri para için anasını bile satabilecek karaktersizler var. Hırsızlar var hırsızlar. 5 kilo altın çalmayla 5 elma çalmanın farkının olmadığı hırsızlığı meslek edinenler var. Ne kötü ne kadar tehlikeli ve insan olmaktan ne kadar uzak bir zavallı canlı türü.
Irz düşmanları katiller ne çok var benim ülkemde mantar gibi türediler. Yağmur sonrası hortlayıp toprak üzerine çıkmış gibi çoğalıp yanı başımızda bitiverdiler son yıllarda. Mantar mevsimi gibi kötü tehlikeli ve korkunç insanlar zamanı yılları gibi. Gün geçmiyor bir kötü haber olmasın. Kafamızı
nereye çevirsek kötülük değiyor gözlerimize. Her gün mutlaka bir kadın öldürülüyor ve tecavüze uğruyor, kocasından şiddet görüyor, yakınları tarafından hayatı karartılıyor.
Yokluk içinde kıvranan öğrencilerin çektikleri eziyet, yokluk içinde geçinmeye çalışan suskun çaresiz insanların sırtındaki ağır yükte insanlıktan nasibini almayanların insancıkların sistemli işkencesinin sonucudur.
Bu kadar kötülük nasıl yayılıp çoğalabildi? Ne zaman bitecek bu kötülükler?
İnsanların ağzında tat kalmadı, yüreklerinde yaşam sevinci kalmadı. Kimsede huzur yok ve kimse gülmüyor, gülemiyor. İnsanların çoğu son yıllarda üzüntüden ölüyor, bu işkencelere üzüntülere kalpleri dayanmıyor.
İyilerden çok kötülerin varlığına şahit olduğumuz bir süreçten geçiyoruz.
Bu toplum nasıl iyileşecek? Sevgiyi saygıyı, dürüstlüğü güzelliği yayacak hissettirecek insanlara ihtiyacımız var bizim. Her gün yalan söyleyenlere değil.
Değerlerimize sıkıca sarılıp vicdanımızın sesine kulak verme zamanıdır yoksa hepimiz kaybedeceğiz ve hepimiz kötü olacağız.
İyiliği besleyip umudu yeşertmenin yolu özümüze dönmekle başlayacaktır. Bu kadar kötülüğe şahit olmayı hiç birimiz hak etmiyoruz.