USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz: "CHP’nin C’si de Halk’ı da kalmadı"

Ak parti genel başkan yardımcısı ali ihsan yavuz, türkiye yüzyılı buluşmaları kapsamında elazığ’da düzenlenen toplantıda konuştu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz: "CHP’nin C’si de Halk’ı da kalmadı"
08-09-2025 13:37

Türkiye Yüzyılı Buluşmaları kapsamında Elazığ’da düzenlenen toplantıda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Ben Cumhuriyet Halk Partisi için artık bir parti olmadığını düşünüyorum. Onun C’si çoktan gitti, cumhurla alakası yok, halkla da yok" ifadelerini kullandı.


Türkiye Yüzyılı Buluşmaları kapsamında, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un katılımıyla AK Parti Elazığ İl Başkanlığında toplantı yapıldı. Toplantıya, Genel Başkan Yardımcısı Yavuz’un yanı sıra AK Parti Elazığ Milletvekilleri Prof. Dr. Erol Keleş ve Ejder Açıkkapı, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım ile gazeteciler katıldı. Toplantıda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. "Maalesef Türkiye’de yeniden o krizli kaoslu kargaşalı günler adeta geri gelsin isteniyor"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın direktifleri doğrultusunda çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini ifade eden Genel Başkan Yardımcısı Yavuz, "Bizim dur durağımız yok, çünkü biz cumhurbaşkanımıza bakıyoruz ve onun ayak izlerine bakarak yolumuza devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın istirahat yok, rahat yok, dur durağı yok. İlk günden bugüne Türkiye için daha fazla ne yaparım diye bir uğraşın içinde, böyle geceli gündüzü uğraşmasının sonucunda da Türkiye’de gerçekten çok güzel tablolar söz konusu oldu. Hep birlikte çok ilkler, yenilikler ve güzellikler yaşadık. İşte bu ilklerin, güzelliklerin, yeniliklerin devam etmesi için cumhurbaşkanımız başımızda ve biz de sıra dağlar gibi onun yanında, arkasında bulunmak suretiyle var gücümüzle gece gündüz çalışıyoruz, çalışmaya da devam edeceğiz. Bu çalışmalar sonucunda Türkiye’de birçok olmaz iş denilen oldu, birçok pranga kopartıldı, zincirler yerinden sökülüp atıldı ama yapacağımız çok daha fazla işin olduğunu özellikle CHP’ye bakarak anlıyoruz. Hakikaten bir CHP resmi ortaya çıktı, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır partiler, partiler olmasa demokrasilerden bahsedemezsiniz ama parti olacak mesela, böyle bir günde tam da söze buradan başlamak istemezdim ama bir kısım partiler sözüm ona, özellikle CHP’yi kastederek söylüyorum, parti olmayınca hakikaten birtakım handikaplar da peşinden geliyor. Mahkemeler karar veriyor ama CHP ben onu tanımam diyor, birtakım isimler görevlendiriliyor ama CHP asla onu binaya sokmam diyor. Hukuk devleti, hukuk devleti derken bir anda hukukun karşısına dikilmeye başlıyor. Maalesef Türkiye’de yeniden o krizli kaoslu kargaşalı günler adeta geri gelsin isteniyor ve biliyor musunuz daha yeni İzmir’de bir polis merkezi taranıyor ve iki polisimiz şehit oluyor. Türkiye’yi bu kadar germenin, bu kadar tahrik etmenin, manipüle etmenin anlamı yok. Biz o yüzden çok daha yaşanabilir, müreffeh, kardeşlik ruhunun hakim olduğu ortamların teşekkülü için de uğraşıyoruz. Biz onun için Türkiye yüzyılı dedik, biz onun için terörsüz Türkiye dedik, onun için kardeşlik daha da derinleşsin, kökleşsin, çok daha kalıcı olsun Türkiye’de diye istiyoruz. Bu anlamda da yollardayız ve onun için de uğraşıyoruz" dedi. "CHP’nin, C’si çoktan gitti, cumhurla alakası yok, halkla da yok, parti de postrit anlamına geliyor"


CHP’nin hukukun karşısında bir tavır aldığını ifade eden Yavuz, " Emin olun Türkiye, bugüne geldiğimiz bu sürece kadar çok önemli süreçlerin içerisinden geçti ve çok büyük badireler atlattık. Mesela 2000’li yıllardan sonraya bir bakın. Nelerle uğraşmışız azıcık bir bakalım. Bizim çok büyük enerjimiz iç mücadelelerle geçmiş. Hatırlayın, gezi olayları değil mi? 17-25 Aralık süreçte, 15 Temmuz hadisesi ve benzeri çok şey var. Töreyle uğraşmışız, FETÖ ile uğraşmışız, CHP ile uğraşmışız, uğraşmaya da devam ediyoruz. Dışarıyla uğraşmışız. Biz sadece hava savunma sistemi anlamında S-400 aldığımız günlerde yaptırımlarla karşılaşmışız. Sonra gezi olayı olmuş, ağaçlar bahane edilmiş, yok öyle bir şey dedikleri kabilden bir şey olmamasına rağmen ağaçlar bahane edilmiş ve kurdukları komite geriye adım atmalarının şartı olarak nükleer santrallerin ortadan kalkmasını istemişler. Üçüncü havalimanı ortadan kalksın demişler. Üçüncü köprü yapılmasın demişler. Anlayabiliyor musunuz ne olduğunu. S-400 almayın diyenler acaba Türkiye’nin nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalsın istiyorlardı. Nükleer santraller kurulmasın, üçüncü köprü, üçüncü havalimanı yapılmasın diyenler, hatta bunun için türlü türlü yalanlar söyleyenler. Ben Cumhuriyet Halk Partisi için artık bir parti olmadığını düşünüyorum. Onun C’si çoktan gitti, cumhurla alakası yok, halkla da yok, parti de postrit anlamına geliyor. O da Binali Yıldırım başkanımızdan alıntıyla söylüyorum, yalanın siyaseti anlamına geliyor. Onun için bütün bu atraksiyonlar ve manipülasyonların maalesef merkezinde tam da CHP var. İşte CHP gibi bir iktidarın Türkiye’ye gelip yeniden krizli kaoslu kargaşalı günler söz konusu olmasın diye, bizi hukuk devleti olma yolundan vazgeçirilmeyelim diye, yeniden ihtilallerin, darbelerin, krizlerin, kaosların, kargaşaların ve bir takım manipülasyonların, dezonformasyonların içinde ne yaptığını bilmeyen bir Türkiye resmi ortaya çıkmasın diye bizim daha çok çalışmamız gerekir diye düşündük. Onun için cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yollardayız" şeklinde konuştu. "CHP, sandıktan ümidini kesince ihtilallere bel bağlamaya başlıyor"


Yavuz, "Sonuçta bu CHP 1940-50’ye geldiğinde iktidar kaybediyor. 1946’da çok partiyle hayata geçtik ama orada hala çok şey değişmemiş. Çünkü 1946 seçimlerinde hala efendim açık oy, gizli sayım devam ediyor. Bu tersine döndü. Yani gizli oy, açık tasnifin olduğu ilk seçim 1950 seçimi ve CHP kaybediyor. CHP 1950’de bu seçimi kaybedince diyor ki olsun 1954 gelecek ve geri alacağız, alamıyor. Ondan sonra 1957’de bir seçim oluyor şimdi alacağız diyor yine alamıyor ve CHP ümidini kesiyor. CHP’nin sandıktan ümidini kesme tarihi 1957’dir. Sandıktan ümidini kesince ihtilallere bel bağlamaya başlıyor ve 1960 ihtilali geliyor. 61 İhtilal Anayasası’na da sindiriyor. CHP öyle bir mekanizmayı Türkiye’de oluşturmak istiyor ki sandıkta iktidarı ele alamasa geçiremese bile iktidar gibi davranabileceği bir kurgunun oluşmasının zemini oluşturmaya çalışıyor. Diyorum ki bir heveslendi bir ara sonra olmadı. Birbirlerine düştüler. Bir parti düşünün. Son yüzyılın yolsuzluğu söz konusu. Az dön bak, neler oluyor neler. Kimseyi hiç suçlama. Açılan davalar var. Bizi hiç ilgilendirmiyor. Bana ne Kemal Kılıçdaroğlu olacak. Özgür Özel mi olacak. Başkası mı olacak CHP’nin başına. Bizi ne ilgilendiriyor. Birbirinden farkı yok zaten. CHP’lilerin kendisi davaları açıyorlar. Diyorlar ki delegenin oyunu alma karşılığında evler, arabalar, telefonlar, işe girmeler verildi. Geleceğe ilişkin siyasi vaatlerde bulunuldu. CHP’nin kendi üyeleri halen büyük delege üyesi olan kişiler bu durumu ortaya koydu. Şimdi şikayet eden veya dava açan CHP. Tanıklıkta bulunan, itirafta bulunan, yolsuzluğu yapan CHP. Kardeşim dön içine bir bak. Kararı veren mahkeme sen polisten ne istiyorsun veya hani hukuk devleti ya burası. Sen de bunun böyle olmasını istiyorsun. Hukuk devleti istiyor. 45. Asli Hukuk Mahkemesi’ydi sanıyorum. Karar veriyor yerden yere vuruyorsun. Yüksek seçim kurulu karar veriyor ha böyle diyorsun. Senin lehine bir şey çıktığında ha böyle. İşin merkezinde görüyor kendini" diye konuştu.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ