USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Asayiş

Antalya’da "Böcek yedirip dişlerimi kırdılar" iddiasına 20 yıl hapis talebi

VEDAT KURT İŞKENCEYE UĞRAMIŞTI

Antalya’da "Böcek yedirip dişlerimi kırdılar" iddiasına 20 yıl hapis talebi
16-10-2025 13:48

Antalya’da 23 yaşındaki gence çalıştığı iş yerinde 3 gün boyunca işkence yapıp, dişlerini kırarak hamam böceği yedirdikleri öne sürülen tutuksuz 4 sanığın yargıyandığı davada savcı, ‘nitelikli yağma’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından sanıklar için 20’şer yıla kadar hapis cezası talep etti. Duruşma sonrası konuşan Vedat Kurt, "Olaydan sonra Urfa’ya gittiğimde annem benim başımı okşamayı çok sever. Başımı okşadığında, annemin o yaraları gördükten sonraki halleri annemi bayağı üzmüştü, ki ben en çok da bunun için bu davanın peşindeydim. Annem için" dedi.


Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinden çalışmak için 2020 yılında Antalya’nın Kepez ilçesine gelen Vedat Kurt (23), sanayi sitesindeki bir iş yerinde yaklaşık 10 ay çalıştı. Kurt, iddiaya göre maaşını eksik almaya başladı. Biriken alacağı 70 bin liraya karşılık iş yerindeki masadan patronuna ait 15 bin lirayı alarak İstanbul’a giden Kurt, ailesinin devreye girmesiyle parayı geri teslim etmek üzere Antalya’ya döndü. Kurt’un iddiasına göre iş yerinde A.T., O.T., S.T. ve A.A. tarafından depoya kilitlenerek sandalyeye bağlanan genç, 3 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Dişleri kırılan, vücudunda kesikler oluşan Kurt’un elleri ve kolları bağlandı, hamam böceği yedirildi. Şüpheliler, yaptıkları işkenceyi cep telefonuyla da kaydetti. Daha sonra iş yerinden kaçan Kurt, şüphelilerin cep telefonundaki işkence görüntülerine ulaşarak, şikayetçi oldu. Bilirkişi raporu: Fotoğraf ve video kayıtları bulundu


Açılan davada Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, sanıklardan S.T.’ye ait olduğu belirlenen cep telefonu ile kopya disklerin incelendiği, telefonun "DCIM/RESTORED" klasöründe 19 fotoğraf ve bir video bulunduğu, görüntülerin 13-14 Ekim 2020 tarihli olduğu, konum bilgilerinin de Kurt’un çalıştığını söylediği iş yeri ile örtüştüğü belirtildi. Raporda, video kaydının transkriptinde Kurt’a "Hırsızlık yaptım, uyuşturucu içtim" gibi sözler söylettirildiği kaydedilerek, söz konusu seslerin sanığın WhatsApp yazışmalarında geçen seslerle benzer olduğu ifade edildi. Savcılık mütalaası: "Eylemler sabit"


Tutuksuz yargılanan 4 sanık, Antalya 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 14’üncü duruşmada hakim karşısına çıktı. Duruşmada savcı, esas hakkındaki mütalaasını sundu. Mütalaada, müştekinin sunduğu darp fotoğrafları ile sanık S.’nin telefonunda çıkan görüntülerin uyuştuğu, Kurt’un 13-14 Ekim 2020’de kalın ip ve sopayla darp edildiğinin sabit olduğu belirtildi. Sanık S. ve A.’nın savunmalarının darp eylemini gerçekleştirdiklerini ortaya koyduğu, O. ve A.’nın olay yerinde olmadıklarını iddia etseler de HTS kayıtları, kolluk ifadeleri ve tanık beyanlarının aksini gösterdiği kaydedildi. Mütalaada, Kurt’un telefonunun gasbedildiğine ilişkin HTS kayıtlarının beyanıyla örtüştüğü, eylemin "gece vakti birden fazla kişiyle silahlı nitelikli yağma" kapsamında olduğu, ayrıca Kurt’un elleri ve ayakları bağlı şekilde alıkonulduğu için sanıkların "silahla birden fazla kişiyle gece vakti nitelikli yağma" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından her biri için ayrı ayrı 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları talep edildi. Savcı, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerini ve eylemin sabit olduğunu belirtti. Sanık avukatları suçlamaları reddetti


Sanık O.T.’nin avukatı, "Şikâyet 2 yıl sonra yapılmıştır, hayatın olağan akışına aykırıdır. Telefon gasbedilmemiştir, müvekkilim gece geç saatlerde iş yerinde değildir" dedi. Sanık A.T.’nin avukatı ise, müştekinin daha sonra müvekkilinden iş istediğini, işe başladığını ve sigorta kayıtlarını sunacaklarını söyledi. Diğer sanıkların avukatları da suçlamaları kabul etmeyerek, ek süre talebinde bulundu.


Mahkeme heyeti, sanık ve müşteki avukatlarının savunma için süre taleplerini kabul ederek, duruşmayı 8 Aralık tarihine erteledi. "Paralarını verdim, buna rağmen işkence ettiler"


Duruşma sonrası konuşan Vedat Kurt, Antalya’ya ailesini geçindirmek için geldiğini belirterek, "Şubat 2020’de çalışmaya başladım. İlk zamanlarda maaşımı düzenli alıyordum ancak sonra paramız içeride kalmaya başladı. 8 ay geçtikten sonra artık içeride 60 bin küsur lira belki param birikmişti. Onu istediğim için egoist tavırlar sergilendi bize karşı. Paramız doğru dürüst verilmedi. Ben de o hırsla, tabii o zamanlar çocuktum, 18 yaşındaydım. O hırsla gidip patronun masasının üzerinde bulunan 15 bin 400 TL’ye tekabül eden yarısı Türk lirası, yarısı döviz olmak üzere parayı alıp İstanbul iline gittim. Ailemin adı kirlenmesin diye geri döndüm ve parayı iade ettim. Buna rağmen bana işkence ettiler. Aldığım para benim hakkımdı ve birikmiş maaşımın yarısı bile değildi" dedi.


Parayı teslim ettiği gün akşam saatlerinde sanıkların aralarında plan yaptığını iddia eden Kurt, "Beni aracın arkasına attılar, eve götüreceklerini söylediler ama Kepez Cezaevi’nin karşısındaki ormanlık alana götürdüler. Telefonumu kırarak gasbettiler, ağaçlardan kopardıkları odunlarla beni dövdüler. Ardından iş yerine geri götürüp ‘domuz bağı’ yöntemiyle bağladılar. Savunmamı engelleyip, 2-3 gün boyunca aralıklarla işkence yaptılar. Gündüzleri duruyordu ama geceleri devam ediyordu. Ağzımı açık tutarak hamam böceği yedirdiler. Allah kimsenin başına vermesin" diye konuştu. "Delil bulunca şikayetçi oldum, psikolojim bozuldu"


Delil bulamadığı için hemen şikayetçi olamadığını anlatan Kurt, "Sanıkların telefonundaki fotoğrafları ele geçirince başvuruda bulundum. Bu yüzden şikayet olaydan aylar sonra oldu. Bunca delile rağmen sanıklar en fazla iki ay yatıp çıktılar, tutuklanmalarını talep ediyorum" dedi.


İşkenceden sonra ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını belirten Kurt, "Halüsinasyonlar görmeye başladım, ani stres tepkileri yaşadım, çalışmakta zorlandım. Askerlik görevim sırasında bile psikolojik tedavi gördüm. Şimdi tedaviye ara verdim ama sorunlarım devam ediyor" dedi.


Sanıkların daha sonra kendisini yeniden işe almak istediğini, bunu da "Biz gerçekten böyle bir şey yapmış olsaydık neden bizimle çalışıyor?" demek için yaptıklarını öne süren Kurt, "Bu davayı kimse hapse girsin diye değil, ibret olsun diye sürdürüyorum. Başka anneler evlatlarını bu halde görmesin. Annem o fotoğrafları görünce perişan oldu. Oradan çıkıp Urfa’ya gittiğimde annem benim başımı okşamayı çok sever. Başımı okşadığında annemin o yaraları gördükten sonraki halleri annemi bayağı üzmüştü, ki ben en çok da bunun için bu davanın peşindeydim. Annem için" diye konuştu.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ