USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Asayiş

Aren bebeği hastanelik eden caninin yargılandığı davada annenin de tutuklanmasını istendi

Denizli'de 2 yaşındaki aren bebeği darp ederek hastanelik eden annesinin sevgilisi ve annesinin yargılandığı davanın devam eden duruşmasında avukatlar, annenin de tutuklu yargılanarak cezalandırılmasını talep etti

Aren bebeği hastanelik eden caninin yargılandığı davada annenin de tutuklanmasını istendi
22-08-2025 10:10

Denizli’de 2 yaşındaki Aren bebeği darp ederek hastanelik eden annesinin sevgilisi ve annesinin yargılandığı davanın devam eden duruşmasında avukatlar, annenin de tutuklu yargılanarak cezalandırılmasını talep etti. Tanık doktorlar Aren bebeğin hastaneye kaldırıldığı gün annesinin çocukla ilgilenmediğini ve bir üzüntü yaşamadığına dikkat çekerek, anne S.D.B.’ye Aren bebeğin vücudundaki geçmişe yönelik darp izlerini sorduklarını, annenin ise ısrarla Aren’in daha önce darp edilmediğini ifade ettiğini söyledi. Aren’i darp eden sanık ise suçlamaları kabul etmeyerek kendisini aklaması için tahliyesini talep etti. 30 Nisan 2025 tarihinde Sarayköy ilçesine bağlı Aşağımahalle’de meydana gelen olayda; eşinden bir süre önce boşanan S.B.D., başı, yüzü, sırtı ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izleri bulunan 2 yaşındaki oğlu Aren’i Sarayköy Devlet Hastanesi’ne getirdi. Aldığı darbe nedeniyle sağ gözü tamamen kapanan ve sağ kolunda yara oluşan bebeğin vücudunda oluşan darp izlerinden şüphelenen hastane personellerinin durumu polis ekiplerine bildirmesi üzerine araştırma başlatıldı. Konuyla ilgili olarak ifadesine başvurulan anne S.B.D., çocuğunu birlikte yaşadığı erkek arkadaşı S.D.’nin darp ettiğini öne sürdü. Yaşanan olayın ardından başlatılan soruşturmada Aren bebek koruma altına alınırken, sanık S.D tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sarayköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada Aren bebeği temsilen avukatı Ecem Çağatay, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının avukatları, sanık S.D.’nin avukatı salonda hazır bulundu. Sanık S.D., tutuklu bulunduğu cezaevinden anne S.B.D.’nin avukatı ise SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) aracılığıyla duruşmaya katılırken anne S.B.D., duruşmaya katılmadı. Narin Güran cinayetinde Diyarbakır Baro Başkanlığının davaya katılmasıyla başarılı sonuçlar elde edildiğini ve bu durumun emsal niteliğine sahip olduğunu ifade eden Denizli Baro Başkanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti ise Denizli Baro Başkanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin davaya katılma talepleri suçtan zarar gören sıfatlarının bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Aren’i tedavi eden doktorlar tanık oldu


Aren’in vücudundaki geçmişe yönelik yaralanmaları anne S.B.D.’ye sorduklarında ısrarla darp edilmediğini yanıtını aldıklarını ifade eden Acil Servis Doktoru Neslihan Sağlam, "Aren’in her yerinde çok sayıda darp izi mevcuttu. Uyku halindeydi, genel durumu çok kötüydü. Tomografisinde kırıkları olduğunu ve eski yaralanmaları olduğunu gördüm. İç organlarının yaralanmaması, beyin kanamasının olmaması şans eseriydi. Çocuğun ihtiyaçlarını biz karşıladık, kendi çocuğumun kıyafetlerini getirip verdim. Anne S.B.D., sadece ara ara bize Aren’in sağlık durumunu soruyordu. İfade vermek üzere gittiğini söyledi ve bir daha hastaneye uğramadı. Anons yapılmasına rağmen Aren’in yanına gelmedi. Anne S.B.D., bize ilk defa böyle bir olayın olduğunu, geçmişte herhangi bir darbın olmadığını söyledi. Aren’in kalçasında ve kolunda kırık olmuş ve iyileşmişti ancak daha önce bir hastaneye başvurusu yoktu. Anne S.B.D.’ye çocuğun vücudundaki geçmişe yönelik yaralanmaları sorduğumuzda ısrarla geçmişte darp edilmediğini söyledi. Aren’in vücudundaki yaralanmalar düşme sonucu oluşan yaralanmalar değildi. Vücudunda fazlaca darp izi mevcuttu" dedi. "Annenin tavırları oldukça soğukkanlıydı"


Acil Servis asistan doktorlarından Ömer Faruk Aytürk ise "Aren’in vücudunda morluklar mevcuttu. İlk değerlendirmeme göre kafatasında kırık olabileceğini düşündüm. Çocuğun annesine hayati tehlikesinin bulunduğunu ilettim. Anne S.B.D.’nin canı acıyan ve canı yanan anne üzüntüsü yoktu. Ne olduğunu sorduğumda, "Ne olacak, babası dövdü" dedi. Babası nerede diye sorduğumda ise "İçmiştir, evde sızmıştır" yanıtını verdi. Annenin tavırları oldukça soğukkanlıydı. Aren’in kolunda bir kırık olduğunu ve kaynama olduğunu gördük. Çocuğun vücudunda küçük küçük hem yeni hem de geçmişe ait sigara ile uyumlu yanık izleri vardı. Sırtında noktasal morluklar vardı" ifadelerini kullandı. "Annesi bana iftira atıyor, tutuklu bulunduğum sürece kendimi ispatlayamam "


Suçlamaları kabul etmeyen sanık S.D., "Olay günü S.B.D.’nin hesabında ama bana ait olan parayla kendisine otobüs biletini ben aldım. S.B.D.’ye bilezik vermiştim, bunları da götürmüş. Ben burada tutuklu bulunduğum sürece suçsuzluğumu ispatlayamam. S.B.D., bana iftira atıyor. Aramızda bir husumet bulunmuyor, neden yaptığını bilmiyorum. Aren’i ben darp etmedim. Serbest bırakılmayı talep ediyorum" dedi.


Anne S.B.D.’nin avukatı ise, "Adli bir vaka olduğu için anne polislerin yanına giderek ifade vermiştir. Tanıklar bu durumu Aren ile ilgilenmedi olarak anlamışlar. Daha sonra ise Aren’e kıyafet getirmek için hastaneden ayrılmıştır" diyerek savunma yaptı. "Sanıkların olayı kapatmaya çalıştıkları ortadır"


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatları ise kasten öldürme suçunun oluştuğunu düşündüklerini, iki sanığında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanmaları gerektiğini ifade ederek, "2 sanıktan da şikayetçiyiz. S.B.D.’nin tutuklanmasını talep ediyoruz. S.B.D., suçtan kurtulmaya çalışıyor. Sanıklar bebeğe eziyet suçunu işlemişlerdir. S.B.D.’nin annesiyle mesajlaşmalarından da anlaşılacağı üzere çocuğun farklı tarihlerde farklı yaralanmaların görülüyor. Sanıkların olayı kapatmaya çalıştıkları ortadır. S.B.D.’nin ifadesinin aksine korkmuş ve endişeli bir anne görünmediği ortadadır. Aren’in ölebileceğini öngörmelerine rağmen kafasına darbelerde bulunmuşlardır. Sanıkların en ağır cezayla cezalandırılmalarını talep ediyoruz" dedi. "Mağdura sanıklar tarafından sistematik olarak şiddet uygulanmıştır"


Aren bebeğin annesinin de tutuklu yargılanmasını talep eden Aren bebeğin avukatı Ecem Çağatay, "Yargıtay’ın emsal kararına göre kasten öldürmeye teşebbüs suçunun oluştuğunu düşünüyoruz. Mağdura sanıklar tarafından sistematik olarak şiddet uygulanmıştır. S.B.D.’nin ifadesinde çelişkiler mevcuttur. Anne koruma yükümlülüğünü ihlal etmiştir. Anne bu duruma göz yummuştur. Annenin de tutuklu yargılanması kanaatindeyiz. Bu olaylarda Aren’in şiddet görmesine göz yumulduğu aşikardır. Davanın kasten öldürmeye teşebbüsten görülmesini, eğer bu reddedilirse çocuğa eziyet suçundan sanıkların yargılanmasını ve en üst hadden cezalandırmalarını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Tarafların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti sanık S.D.’nin tutuklu yargılanmasının devamına, S.B.D.’nin tutuklanması talebinin reddine, S.B.D.’nin tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek duruşmayı erteledi. "Annenin bu şiddete göz yumduğu görülmektedir"


Duruşma sonrası İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirlerine açıklamalarda bulunan Aren bebeğin avukatı Ecem Çağatay, "Burada bizim için önemli olan çocuğun üstün yararıdır ve sanıkların bu dosyada gerekli cezayı alması için elimizden geleni yapacağız. Tüm duruşma ve celse boyunca müvekkil Aren için annenin de tutukluluğunun gerektirdiğini yeniledik. Mahkeme tutukluluk talebimizi reddetti. Annenin adli kontrol kararının devamını sürdürdü. Burada gelmiş olan kati raporlara da baktığımızda çocuğun defalarca şiddete maruz bırakıldığı, gerek kalça kırığı gerek kemik kırığı, kolunda kaynamaya başlayan eski yaralanmalara işaret eden raporları gördük. Burada çocuğa yönelik bu şiddetin aylarca sürdüğü fakat annenin bu şiddete göz yumduğu görülmektedir, apaçık aşikardır. Biz bunu yineleyerek annenin burada adli kontrolle değil, tutukluluk şeklinde yargılamasını istedik. Sürecin en başından beri bunu düşünüyorduk. Aynı şekilde çocuğun üvey baba yönünden de şiddete maruz kaldığı açıktır. Raporlarla da sabittir şu an. Fakat biz bu süreç boyunca annenin ihmalini tekrar tekrar yineleyeceğiz" şeklinde konuştu. "İkisi de birbirine suçu atarak bu olaydan sıyırmaya çalışıyorlar"


Anne ve üvey babanın birbirlerini suçlayarak olaydan sıyrılmaya çalıştığını vurgulayan avukat Çağatay, "Annenin beyanları şu yönde, "Sadece bu darp olayı bir kere oldu. Bu sebeple hastaneye geldik" diyor. Bütün aslında bu soruşturma aşaması bunun üzerine başlıyor. Fakat hastanede alınan işte gerek ilk Basit Tıbbi Müdahale ile giderilebilir olan rapora bakıldığında gerek kati rapora bakıldığında burada çocuğun geçmişe yönelik yaralanmaları göz önüne alınıyor. Anne tabiri caizse burada ilk açığını veriyor. Yani çocuk muhtemelen artık ciddi yaralanmalar sonucunda koma haline döneceği için anne korkuyor. Cinayet suçunu işlemekle yargılanmak yerine ihmalden ceza alacağını düşünerek çocuğu hastaneye getiriyor. Fakat burada dediğim gibi açığa çıkmış bulunuyor. Çocuğun üzerindeki yaralanmalarda raporlarla sabit. Tutuklu sanık, duruşmanın en başından beri hatta soruşturma aşamasının en başından beri bunu kabul etmiyor fakat burada tanıklarını da ifadeleri mevcut. Kendilerine ilk Sarayköy’e geldiklerinde kendilerini bir aile olarak, sanığı ise çocuğun öz babası olarak tanıtıyorlar. Dolayısıyla 3 kişilik bir ailede yaşıyorlar. Dışarıdan bir müdahale yok. Bunu gerek tanıklar da ikrar ediyor. Dolayısıyla bu ailenin içinde tek bir kişi zarar görüyor. Burada kim sorumlu ya anne ya baba dolayısıyla ikisi de birbirine suçu atarak bu olaydan sıyırmaya çalışıyorlar. Fakat burada aşikar olan ikisinin de bir işbirliği içerisine istikrarlı olarak çocuğa istismarda bulunduklarıdır" diye konuştu.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ