Artvin’de arıcılığı doğa turizmiyle birleştiren "apiturizm" faaliyetleri başladı

Apiturizm kapsamında Artvin’e gelen kafile, Macahel arılıklarını gezdi, Karagöl’de horon oynadı.

Apiturizm kapsamında kente gelen ilk turist kafilesi, Macahel bölgesindeki arılıkları ziyaret etti. Ziyaretin ardından Borçka Karagöl’e geçen grup, göl kenarında tulum eşliğinde horon oynayarak eşsiz doğanın tadını çıkardı.

Artvin Valiliği’nin destekleriyle, Artvin Arı Yetiştiricileri Birliği ve Hacettepe Üniversitesi iş birliğinde başlatılan apiturizm faaliyetleri, Saf Kafkas Arısı ile üretilen bal ve arı ürünlerinin tanıtılması ve tüketiciyle doğrudan buluşturulmasını amaçlıyor.

Zengin bitki çeşitliliği ve bozulmamış doğasıyla dikkat çeken kentte, 3 gün süren etkinlikler kapsamında Şavşat, Murgul ve Borçka ilçelerinde arılıkları ve doğal alanları ziyaret eden turistler, arı yetiştiricilerinden bal üretimi ve arıcılık faaliyetleri hakkında bilgi aldı.

Apiturizme katkı sağlayanlar arasında yer alan Artvin Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İbrahim Durmuş, amaçlarının balı tanıtmak olduğunu belirterek, "Bal nasıl üretilir, nasıl hijyenik halde üretilir; bunu gelen turlara gösterip hakiki bala ulaşmalarını sağlamak için bu programları düzenledik. Bundan sonra da devam edeceğiz. Doğamız harika, tur firmalarına sesleniyorum: Direksiyonu Artvin’e çevirin, sizi de ağırlayalım" dedi. "Kafkas Arısı’yla tüketici yerinde buluşuyor"

Hacettepe Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aslı Özkırım ise yaptığı açıklamada, "Bugün Türkiye’nin göz bebeğindeyiz. Kafkas gen merkezi Macahel’de apiturizmin ilk uygulamasını yapıyoruz. Kafkas arısı ile tüketiciyi ve üreticiyi yerinde buluşturuyoruz. Buraya gelenler, yalnızca bal yemiyor; arının davranışlarını da gözlemliyor. Apiturizm doğa, tarih ve arıcılığı bir arada sunan bir kırsal turizm şekli" ifadelerini kullandı. "9 rotanın 4’ü tamamlandı"

Fotoğraf sanatçısı Mustafa Ertekin de yaptığı değerlendirmede, şu ana kadar 9 rota belirlediklerini ve bunlardan 4’ünü uyguladıklarını belirterek, "Afşin, Düzce ve Trakya’nın ardından bu son geziye Kars’tan başladık. Ardahan üzerinden Artvin ile tamamladık. Apiturizmi, merkezinde arıcılık kültürü; çevresinde doğa, geleneksel kültür ve tarihin bulunduğu bir turizm türü olarak tanımlıyoruz. Gelen ziyaretçiler gittiği yerin doğasını ve kültürünü deneyimliyor" dedi. "Bilim, sanat ve sosyallik bir arada"

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Durukan da tur hakkında yaptığı değerlendirmede, "Apiturizmi başından beri takip ediyorum. Sadece bal değil, normalde gidip göremeyeceğim pek çok yeri gördüm. Sosyal medya ile kıyaslanmayacak bir deneyim yaşadık. Bu turun içinde bilgi, bilim, sanat, sosyallik, insan tanıma ve sevgi var. Herkesin gelip yerinde görmesini tavsiye ederim" şeklinde konuştu. "Arıya olan korkumu yendim"

Ankara’dan katılan serbest avukat Mücella Yurtoğlu Can ise, "Artvin’e ilk kez geliyorum, doğasına hayran kaldım. Apiturizmle yolum bir marka tescil sürecinde kesişti. Önce iş, sonra dostluk, şimdi de büyük bir keşif oldu. Bal dışında arıya dair hiçbir şey bilmiyordum, kovan gördüğümde yolumu değiştirirdim. Şimdi kovanı elime alabiliyorum. Arının bir gram bal için harcadığı emeği gördüm, çok etkilendim" ifadelerini kullandı.