
Balıkesir Sivil Toplum Platformu tarafından düzenlenen "Filistin’e Destek Yürüyüşü"ne vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Yürüyüşte Sumud Filosu’nda yer alan Balıkesirli aktivistler, Filistin’e destek çağrısında bulundu.
Balıkesir Sivil Toplum Platformu tarafından Şeyh Lütfullah Camii’nden Zağnos Paşa Camii’ne kadar "Filistin’e Destek Yürüyüşü" düzenlendi. Yürüyüşe katılan Sumud Filosu aktivistleri Prof. Dr. Haşim Yazıcı ve Dr. Halil Rifat Çanakçı, Gazze halkının yanında olduklarını vurguladı. Yazıcı ve Çanakçı, yaşadıkları zorluklara rağmen Filistin mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, "Gazze’de yaşanan acı, insanlığın ortak sınavıdır. Bizim kalbimizin yarısı Gazze’de kaldı. Elimizden gelen her desteği vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Etkinlikte konuşan aktivistler, ablukanın son bulması ve Gazze’deki insani dramın sona ermesi için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. Dr. Halil Rifat Çanakçı, Gazze’ye ulaşmak için yola çıkan Sumud Filosu’nun temel amacının "hayatı korumak" olduğunu vurgulayarak, "Bu yolculuk tek bir ilkeye dayanmıyordu. Bu yolculuk çok güçlü bir ilkeye dayanıyordu; hayatı korumak. Gazze’ye atılan her adım, sivillerin dokunulmazlığını, insani yardıma erişimin kesintisiz sağlanmasını, yani ambargonun kaldırılmasını ve şiddetsiz bir dayanışmanın mümkün olduğunu hatırlatma çabasıydı" dedi.
Yaşadıkları zorluklara ve engellemelere rağmen hiçbir zaman vicdanlarından ve hukukun çizgisinden sapmadıklarını belirten Çanakçı, "Bu süreç yalnızca bir insanın cesaretiyle değil, kolektif bir bilincin gücüyle yürüdü" ifadelerini kullandı.
Çanakçı, ayrıca Türkiye’nin süreçteki desteğine dikkat çekerek, "Bizi, sadece Türkleri değil, orada bulunan 40-50 farklı ülkeden aktivistleri de Türk Hava Yolları ile Türkiye’ye getiren yöneticilerimize ayrıca teşekkür ediyorum. Bu, diğer yabancı aktivistler üzerinde ciddi anlamda olumlu bir etki bıraktı. İtalya gibi bazı ülkeler de destek verdi ama son noktada Türkiye’nin sahiplenici tavrı herkeste derin bir iz bıraktı" diye konuştu.
İsrail’de gözaltında gördükleri muameleyi anlatan Çanakçı, "Tutuklu olduğum sürede bize terörist muamelesi yapıldı. Mavi Marmara olayında çok sert davranmışlardı. Bu sefer ise dünyaya iyi görünmek için başta sevecen davrandılar, sonra şartları kötüleştirdiler. Bizleri ‘terörist’ diye adlandırdıkları Gazzeli Müslümanların bulunduğu çölün ortasındaki bir hapishaneye götürdüler. Rabbime şükür ettim, çünkü onların kaldığı ortamda iki gün kalmak bizim için şereftir, elhamdülillah" ifadelerini kullandı.
Sumud Filosu aktivisti Prof. Dr. Haşim Yazıcı ise Gazze’de yaşanan insanlık dramına karşı herkesin vicdani sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Yazıcı, konuşmasında Müslümanların duyarlılığına dikkat çekerek, "Eğer gerçekten inanıyorsak, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ düsturuna da inanmak zorundayız. Bugün tok karınla yatağa girip rahat uyuyabiliyorsak, bunu sorgulamak mecburiyetindeyiz" dedi.
Gündelik alışkanlıkların duyarsızlığa dönüştüğünü belirten Yazıcı, "Sabah kahvesini içmeden uyanamayan bir insan, Gazze’de babasının bombayla parçalanmış bedenini gören bir çocuğun çığlıklarıyla uyanamıyorsa, hangi kahveyle vicdanını uyandırabileceğini düşünmeli. Bir bardak kahveden vazgeçemeyen insan, Gazze’deki soykırımı dualarla engelleyebileceğini mi sanıyor? Bu konuda kendimizi ciddi şekilde sorgulamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Yazıcı, yaşadıkları zorlukların Gazze halkının acıları yanında hiçbir şey olmadığını söyleyerek, "Bir elmayla bir günü geçirebiliyorsak, yediğimiz fazla yiyeceklerin Gazze’deki kardeşlerimizin yiyemedikleri olduğunu anlamamız için daha hangi ayetlerin inmesi gerekiyor? Şu an orada bir soykırım dünyanın gözleri önünde yaşanıyor. Yıllar sonra çocuklarımız bize ‘Bu soykırım yaşanırken siz ne yaptınız?’ diye soracak. O yüzden hem Allah’a hem insanlığa karşı sorumluluğumuzu düşünmek zorundayız" dedi.
Sözlerini bireysel değişim çağrısıyla tamamlayan Yazıcı, "Her akşam yatağa girmeden önce ‘Bugün üzerime düşen neyi yapmadım?’ diye kendimizi sorgulamalıyız. Kendi yaşam tarzımızı, hayat akışımızı değiştirmediğimiz sürece Allah’ın da Gazze’ye kurtuluşu vermeyeceğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Gazze’deki Filistin halkı için dua edildi.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA