
Corendon Sport Talks, Türk sporunun efsane isimlerini ağırlamaya devam ediyor. 343 Digital prodüksiyonuyla ve Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan’ın moderatörlüğünde hazırlanan programın 31. bölümüne Eczacıbaşı Dynavit takımının kaptanı ve milli libero Simge Aköz konuk oldu.
Corendon Airlines, 20. kuruluş yılını kutluyor. Corendon Airlines, bu anlamlı yılda hayata geçirdiği Corendon Sport Talks video serisiyle, spora verdiği desteği sürdürüyor. Sporun birleştirici gücünü merkeze alan bu özel projede, Türk spor tarihine iz bırakan isimlerin ilham verici hikayeleri ekranlara taşınıyor.
A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın liberosu ve Türk voleybolunun öncü kulüplerinden Eczacıbaşı Dynavit’in kaptanı Simge Aköz, yeni sezonu yeni salonunda karşılarken, Corendon Sport Talks’a samimi açıklamalarda bulundu. Eczacıbaşı’nın Türk kadın sporundaki yerini ’Türkiye’nin ilk kadın hareketi’ olarak tanımlayan Simge Aköz, hem yeni salonun heyecanını hem de kariyerinin dönüm noktalarını paylaştı. "Eczacıbaşı benim için ’Ev’"
Yeni salon hakkında konuşan Simge Aköz, "Aslında bizim için de yeni olmasına rağmen, girdiğimiz ilk andan itibaren o sıcaklığını, Eczacıbaşı’nın Ayazağa’daki o samimi atmosferini kaybetmemiş bir salondu. Enerjimizi de buraya taşıdık. Daha önce de söylediğim gibi, Eczacıbaşı denildiğinde genelde burada oynayan, buradan gelip geçen birçok sporcu burayı ev olarak tanımlar. Biz de o birlikteliğimizi, Perihan ablamızdan İsmet abimize, salondaki tüm ekibimize kadar taşıdık. O yüzden burası da artık bizim yeni evimiz. Yeni salonun sunduğu imkanlardan da söz eden Aköz, "Benim için Ayazağa’nın yeri her zaman çok başkadır. Ama burada gerçekten sporcunun sağlığını, konforunu ve motivasyonunu düşünen bir yapı var. Görselliğiyle de Türkiye voleyboluna büyük katkı sağlayacak bir salon burası. Oynaması da çok keyifli olacak" dedi. "Ben de bir gün senin gibi olmak istiyorum"
Kariyeri boyunca 31 kupa kazanan kaptan, aldığı en anlamlı iltifatı ise şu sözlerle anlattı:
"Beni en çok mutlu eden iltifat, küçük kız çocuklarının ‘Ben de bir gün senin gibi olmak istiyorum’ demeleri. O an fark ediyorsunuz ki onların gözünde inanılmaz bir noktadasınız." "Yolunuza devam edin"
Programda genç voleybolculara da seslenen Simge Aköz, "Ben bu noktaya gelene kadar ağladım, kırıldım, küstüm ama yoluma devam ettim. Sevdiğin işi yapmanın, istikrarlı ve kararlı olmanın önemini hiçbir zaman unutmayın" ifadelerini kullandı. Sabır, azim ve mentor desteği
Simge Aköz, voleybola çok erken yaşta başladığını ve yeteneğinin fark edilmesi konusunda şunları dile getirdi:
"7 yaşındaydım, bir okul seçmesi esnasında keşfedildim. Keşfedilmemin nedeni boyumun yaşıtlarımın oranına uzun olmasıydı. Zamanla yanımdaki herkes ilerlerken ben biraz geride kaldım. Bu süreç, benim için mental olarak çok zorlu bir dönemdi. Çünkü smaçör olarak sayı almak ve mücadeleyi taşımak başka bir sorumluluktu. Başlangıçta arka planda kalacağımı düşünerek oynadım, ama hırslı bir sporcuydum ve elimden geldiğince smaçör olarak devam ettim. A takım seviyesinde ilerleyemeyeceğimi anladığımız bir süreçte Semra hocam vardı; biz ona ’Semra anne’ deriz. Bir gün beni soyunma odasında ağlarken yakaladı ve dedi ki, ‘Sen çok yetenekli bir çocuksun, çok isteklisin ve ben senin bunu yapabileceğine inanıyorum.’ Bu sözler bana çok büyük bir kapı açtı. Libero olmak, aslında bana çok uzak bir seçenek gibi görünüyordu ama saha içinde enerjiyi yaymayı seven biriyim ve bunu yapmaya devam ettim. Artık sayı alan arkadaşlarım için kutlamayı da çok daha iyi öğrenmiş oldum." Simge’den genç voleybolculara tavsiye: Azim ve Tutku
Simge Aköz, genç sporculara yol gösterici tavsiyelerde bulunarak, "Birçok çocuk bizler gibi olmayı, aynı seviyede oynamayı ve göz önünde olmayı hayal ediyor. Ama buraya gelebilmek için ağladım, kırıldım, zaman zaman küstüm. Bu noktada beni yoluma devam ettiren şey, sahaya duyduğum derin sevgi ve azmim oldu. Zaten azmi olan bir çocuk, belki voleybolda değil ama hayatın başka alanlarında başarılı olabilir" cümlelerine yer verdi
Aköz, tutkunun önemini de vurgulayarak, "Sevdiğin işi yapmak ve bunun için sahada ter dökmek, bana mental olarak güç veriyor. Ne kadar iyi idman yaparsam yapayım, bunu bilinçli bir şekilde kendime katıyorum ve elimden gelenin en iyisini vermeye çalışıyorum. Sevdiğiniz şeyi sürdürebilmek ve ileriye taşıyabilmek için istikrarlı ve kararlı olmak çok önemli" açıklamasını yaptı.
Maç öncesi özel bir totemi olup olmadığı sorusuna Simge Aköz, "Totemlere çok bağlı kalmamaya çalışıyorum çünkü çoğu zaman işe yaramıyor. Ama yine de vazgeçemiyorum. Uzun süredir arka arkaya iyi oynuyorsam veya önemli bir maçta iyi bir idman yaptıysam genellikle saçımı topuz yapıyorum. Bazen Elif saçımı örüyor; o gün iyi oynadıysam o saç şeklini yine kullanıyorum. Bu tarz küçük ritüellerim var biraz" cevabını verdi. "Polonya maçını unutamıyorum"
Simge Aköz, kariyerindeki unutulmaz maçlardan biri hakkında ise, "Çok güzel başarılara imza attık. Hem milli takımla hem de Eczacıbaşı’yla. Ama benim için hala yerini kaybetmeyen bir maç var: 2020 Olimpiyatları öncesi olimpiyat eleme maçında Polonya ile oynadığımız maç. O maçta takım içindeki duygu, gözlerdeki kıvılcım her gün olmayan bir şeydi. Birçok elit sporcu ve takım müthiş şeyler kazanıyor ama o maçtaki kendi aramızdaki o duygu başka bir duyguydu. Benim için unutulmaz" dedi. "Eczacıbaşı tek kelimeyle ‘Ekol’"
Simge Aköz, Eczacıbaşı’nı ’aile’ olarak nitelendirirken, kulübün kadınlar ve kız çocuklarının Türkiye gibi bir ortamda üst seviyede sporcu ve yönetici olmasını destekleyecek imkanları sağladığını da vurguladı. CEV şampiyonluğu
Simge Aköz, CEV şampiyonluğuna dair de, "Çok güzeldi. İlk maçı evimizde, Ayazağa’da oynamıştık. Türbünler tıklım tıklım doluydu. O maçta biz şampiyon pankartını açtık; aslında arkadaşlarım buna vesile oldu ve kulübümüz de bunu kabul etti. Bu mantaliteyle Stuttgart’a gittik. İlk maçı 3-1 aldık ve set vermemize rağmen, şampiyonluk inancımız o günden başlamıştı. Stuttgart, senelerdir karşılıklı oynadığımız takımlardan biri ve inanılmaz mücadeleciler; servisleriyle canımızı çok sıkan maçları oldu. Kolay bir maç olmayacağını biliyorduk, ama inançla mücadele ettik ve kupayı kazandık" diye konuştu. "Eczacıbaşı’nın Türk ve dünya voleybolundaki yeri biliniyor"
Simge Aköz, Eczacıbaşı’ndaki yeni sezon hedeflerini ilişkin, "Tabii ki Eczacıbaşı’nın Türk ve dünya voleybolundaki yeri hepimizce biliniyor. Biz de bu sezon, her zamanki gibi tüm kupalara talibiz demek yerine, bu yeni oluşum ve bu güzel salonda birlik beraberliği sağlayarak, çok genç bir kadroyla ilerlemeyi hedefliyoruz. Umarım uzun yıllar bu kadroyla kemik bir yapı kurar ve her sene birkaç oyuncu ekleyerek yolumuza devam ederiz" değerlendirmesinde bulundu.
Aköz, sözlerini sahadaki mücadele ve iletişimin önemine dikkat çekerek, şöyle sürdürdü:
"Bu sezon motivasyonumuz, saha içinde müthiş bir mücadele vermek. Maçlar kazanılır, kaybedilir; kupalar kazanılır, kaybedilir. Ama bir kemik kadro oluşturmak, bir altyapı inşa etmek gerçekten zordur. Bu yüzden aramızdaki iletişimin kuvvetine ve saha içindeki agresif oyunumuza odaklanacağız."
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA