USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Enflasyonu düşürdükçe büyüme potansiyelimiz yukarı taşınacak"

Cumhurbaşkanı yardımcısı cevdet yılmaz, açıklamalarda bulundu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Enflasyonu düşürdükçe büyüme potansiyelimiz yukarı taşınacak"
08-09-2025 13:29

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik tarihine baktığınızda, düşük enflasyon olan dönemlerde daha sürdürülebilir ve yüksek büyümelerin sağlandığını görüyoruz" dedi.


Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program’ın (OVP) onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan ve 2026-2028 dönemini kapsayan OVP ile temel ekonomik büyüme ve hedefler belirlendi.


Programa ilişkin Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz öncülüğünde ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz’ın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.


Toplantıda konuşan Yılmaz, OVP’nin içeriğine ilişkin yaptığı sunumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Enflasyonu düşürdükçe büyüme potansiyelimiz yukarı taşınacak"


Ekonomide büyümeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, enflasyonla mücadele ederken büyümeye gayret etmenin kolay olmadığının altını çizerek, kısa vadede belli zorluklar içerdiğini ifade etti.


Yılmaz, enflasyonla büyüme arasında bir çelişki bulunmadığı ifade ederek, "Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik tarihine baktığınızda, düşük enflasyon olan dönemlerde daha sürdürülebilir ve yüksek büyümelerin sağlandığını görüyoruz. Dolayısıyla enflasyonu düşürdükçe büyüme potansiyelimizin yukarı taşınacağını rahatlıkla ifade edebilirim. Büyüme performansında 2025’in ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 gibi yüksek bir oran gözüküyor ama burada baz, mevsim ve takvim etkileri var. Yıl geneline bakıldığında yüzde 3,3’lük büyüme ve enflasyon hedeflerimizde oldukça tutarlı bir büyüme performansı ortaya koyduk. Daha önce yüzde 4 demiştik ama bu dönemde küresel büyüme geçen yıl yapılan uluslararası tahminlerin altında. Bölgemizde ilave jeopolitik birçok gelişmeyi gördük, tarım sektöründe özellikle don ve kuraklığı da yaşadık, bütün bu etkilerle büyümemiz yüzde 3,3 ama bu hiç küçümsenecek bir rakam değil. Dünyadaki vaziyete, bölgemizdeki gelişmelere baktığınızda enflasyonla mücadele edilen bir ortamda oldukça tatmin edici düzeyde büyümemizi sürdürdüğümüzü ve işsizliğimizi tek haneli rakamlarda tutmaya devam ettiğimizi söyleyebilirim" açıklamasında bulundu. "Kur tamamen piyasadaki arz-talep şartları çerçevesinde gelişmeye devam ediyor"


Yılmaz, dalgalı kur rejimi uygulandığı için kurla ilgili bir politika hedeflerinin ve tahminlerinin olmadığını hatırlatarak, kurun seviyesini piyasadaki arz-talep şartlarının belirlediğini dile getirdi.


Spekülatif hadiseler, manipülasyonlar ve aşırı hareketler olduğunda ilgili kurumların piyasadaki istikrarı sağlamaya dönük müdahalelerde bulunduğunu kaydeden Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:


"Kur tamamen piyasadaki arz-talep şartları çerçevesinde gelişmeye devam ediyor. Orta vadede tersine mühendislikle arkadaşlarımız bir kur hesabı yapıyorlar. Halbuki biz OVP’de bir tahmin kullanmıyoruz, bir hesap yöntemi kullanıyoruz. Hesabi bir şey bizim kur olarak kullandığımız rakam. Bu hesaplamalarda kısa vadeli olarak 2025 sonuna ilişkin döviz kuru tahminlerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yayımlanan Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarını referans alıyoruz. Yani bu yılın sonuna kadar koyduğumuz kur, bu piyasa katılımcıları anketinin beklentisi. Ondan sonraki yıllar için program dönemi varsayımları ise dolar kurunda herhangi bir reel değerlenme veya reel değer kaybı olmayacağını varsayan, yıllık ortalamada sıfır reel değerlenme kuralına göre hesaplıyoruz bu kuru. Bu doğrultuda, dolar kurunda ABD enflasyon tahminiyle programda öngördüğümüz enflasyon tahmini arasındaki fark kadar artış öngörüyoruz. Bu bir kural. Bu böyle olacak anlamına gelmiyor ama bir hesap yapmak durumundasınız, bu çerçevede yapıyoruz. Bunun ötesinde söylenenlerin spekülatif olduğunu ifade etmek isterim." "2026’da 2027’de deprem harcamaları devam edecek"


Deprem harcamalarının azalmasıyla birlikte mali harcamalar için bir alan açılıp açılmayacağına dair sorulan soruyu yanıtlayan Yılmaz, "Tabii ki bir mali alan oluşacak. Yalnız bir taraftan da 2026’da 2027’de deprem harcamaları devam edecek. Hak sahiplerine konutlarını teslim etmekle deprem harcamaları bitmiyor. Daha büyük bir yıkım oldu hak sahipliğinin ötesinde. İlave birtakım inşaatlar, altyapılar var. Dolayısıyla deprem harcamalarımız belli bir düzeyde devam edecek ama buradan açılan alanı temel bazı öncelikli alanlarda kullanacağız. Bunlardan biri sosyal konut ve kentsel dönüşüm olacak. Sosyal konutla ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın ciddi bir hazırlığı var. Deprem harcamalarındaki azalmaya paralel bir şekilde sosyal konut alanındaki harcamalarımız artacak. Bu alandaki kazanımlarımız reel sektörü ve sosyal refahı destekleyecek şekilde değerlendirilecek" ifadelerine yer verdi. "Çelik Kubbe, odağımızdaki bir proje olacak"


Tüm dünyada savunma harcamalarının artış olduğuna dikkati çeken Yılmaz, NATO’da bu harcamaların 2035’e kadar yüzde 5’e çıkarılması hedefi bulunduğunu hatırlattı. Türkiye’nin savunma sanayisinde bir devrim yaşadığının altını da çizen Yılmaz, "Yerlilik ve millilik oranımız yüzde 20’lerden yüzde 80’lerin üstüne çıktı. Önümüzdeki dönemde de savunma sanayisi başta olmak üzere caydırıcı kapasitemizi artırmaya devam edeceğiz. Çelik Kubbe, odağımızdaki bir proje olacak. Özellikle bu hava savunma sistemleri, caydırıcı sistemler, dronlar gibi birtakım mekanizmalar, öncelikli alanlarımız arasında yer alacak ve Türkiye bu alanlarda büyük mesafe kaydetmeye devam edecek. Savunma sanayisinin üç temel faydası var. Birincisi güvenlik, ikincisi bağımsızlık, üçüncüsü ekonomik ve sosyal refah. Savunma sanayisi olmayan bir ülkenin bağımsız dış politikası olamaz. Savunma sanayisi aynı zamanda büyük bir ihracat kalemi haline gelmiş durumda. İnşallah yakın bir gelecekte 2 haneli ihracatlar göreceğiz, 10 milyar dolara yaklaşıyoruz, bunu da aştığımızı göreceğiz. Savunma sanayimiz nitelikli istihdam ve katma değeri yüksek ihracat oluşturuyor. Sivil endüstrilere de bu sanayinin sirayet etmesiyle ekonomimizin katma değerini çok daha yükseğe taşıyacağımıza inanıyoruz" diye konuştu. "İşsizlik serisi oluşmaya başladığı yıldan itibaren ilk defa yüzde 8’in altını görmüş olacağız"


Büyümede temel meselenin toplam faktör verimliliği olduğunu vurgulayan Yılmaz, büyümenin yarıdan fazlasının toplam faktör verimliliği artışından geldiğine dikkati çekti. Yılmaz, ileride de bunu daha rekabetçi ortamla, iyi işleyen kurumsal yapılarla, daha az bürokrasiyle, daha fazla dijitalleşmeyle, beşeri sermaye ve mesleki eğitime yatırımlarla artırmaya devam edeceklerini ifade etti.


Bu anlamda 5 alanı önceliklendirdiklerini de aktaran Yılmaz, "Beşeri sermaye, gıda, sosyal konut, enerji ve lojistik alanlarında yapacağımız çalışmalar hem enflasyonla mücadelemize katkı sunacak hem de büyüme perspektifimizi çok daha verimli, rekabetçi bir zeminde sürdürmemizi sağlayacak. AR-GE’ye, yeniliğe, girişimciliğe daha fazla yatırım yapmaya devam edeceğiz ve büyüme potansiyelimiz de yükselmiş olacak. Şu anki büyüme seviyemiz potansiyel büyümemizin zaten bir miktar altında. Yapacağımız reformlarla hem büyümemiz hem de potansiyel büyümemiz artacak. İşsizlikte uzun süredir tek haneli rakamlardayız. OVP’lerde öngördüğümüzden daha iyi rakamlarımızdan biri işsizlik. Biz bu yıl için yüzde 9’un üzerinde diye tahmin etmiştik ama şu anda yüzde 8,5’ler civarında bekliyoruz. Dönem sonunda da 2005’te bugünkü işsizlik serimizin oluşmaya başladığı yıldan itibaren ilk defa yüzde 8’in altını görmüş olacağız" değerlendirmesinde bulundu. "Atıl iş gücü aşağı çekilecek"


İlk defa OVP’de atıl iş gücüne ilişkin politikaları da geniş şekilde ele aldıklarını aktaran Yılmaz, "EUROSTAT biraz daha düşük hesaplıyor bizim atıl istihdamı, TÜİK biraz daha yüksek hesaplıyor ama önemli değil. Potansiyel iş gücümüzü daha fazla harekete geçirebilmek için mutlaka etkin politikalara ihtiyaç var. Bakım ve kreş hizmetlerinin geliştirilmesi, kadınların iş gücü piyasasına girişinin kolaylaştırılmasına yönelik tedbirlerimiz atıl iş gücümüzün azalmasında en etkili unsurlardan biri olacak. Doğu ve Güneydoğu gibi bölgelerimizde ise mesleki eğitimin ön plana çıktığını görüyoruz. Atıl iş gücünü aşağıya çekebilmek için mesleki eğitime önem vermeyi planlıyoruz. Bütün bu tedbirlerimizle hem işsizlik oranını hem de atıl iş gücünü aşağıya çekmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu. "Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşmasıyla kalkılmamız hızlanacak, sosyal refahımız artacak"


Terörsüz Türkiye sürecinin ekonomiye etkisine de değinen Yılmaz, terörün kalkınmanın ve demokrasinin düşmanı olduğunun altını çizerek, şu ifadelere yer verdi:


"Terörün iki türlü zararı var, yıkıcı etkisi var. Biri doğrudan, biri dolaylı. Ekonomik etkiler anlamında söylüyorum. Doğrudan ekonomik etkisi terörün oluşturduğu zararlar var. Veya işte terör nedeniyle harcamanız gereken güvenlik güçlerimizin harcaması gereken kalemler söz konusu olabiliyor. Bunlar doğrudan etkiler. Ama asıl ekonomik etkisi terörün dolaylı etki. Terör nedeniyle bozulan yatırım ortamı, terör nedeniyle kullanılamayan meralar, darbe yiyen hayvancılık, tarım, terör nedeniyle yapılamayan turizm, terör nedeniyle nitelikli insanların belli bölgelere gitmemesi bunun oluşturduğu insan gücü kaybı, sosyal kayıplar, bütün büyük kayıp burada. Uluslararası anlamda ödediğimiz bir takım bedeller. Dolayısıyla terörün ortadan kalkması bu dolaylı maliyetleri azaltarak ekonomiye büyük bir güç veriyor. Yalnız şöyle bir farkı var, onu da belirtmek zorundayım. Terörün yıkıcı etkileri daha hızlı gerçekleşiyor. Yapıcı etkileri biraz daha zaman alıyor. Çünkü yıkmak kolay, yapmak zor. Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşmasıyla huzur ve güven ortamımız artacağı gibi kalkılmamız da hızlanacak, sosyal refahımız da artacaktır."



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ