USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: "Hedefimiz, bölgemizdeki çatışmaların biran önce durması"

Dışişleri bakan hakan fidan bir dizi ziyaretler için geldiği aksaray’da gündeme dair açıklamalar yaparak, türkiye olarak öncelikli hedefin bölgedeki çatışmaların biran önce durması olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi göbeğini kendinin kestiğini ifade eden bakan fidan, terörle mücadelede gelinen noktayı da değerlendirerek, "türkiye’nin terörle mücadelede yoğun bir tecrübesi var" dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan: "Hedefimiz, bölgemizdeki çatışmaların biran önce durması"
10-08-2025 21:07

Dışişleri Bakan Hakan Fidan, Türkiye olarak öncelikli hedefin bölgedeki çatışmaların biran önce durması olduğunu söyledi. Türkiye’nin kendi göbeğini kendinin kestiğini ifade eden Bakan Fidan, terörle mücadelede gelinen noktayı da değerlendirerek, "Türkiye’nin terörle mücadelede yoğun bir tecrübesi var" dedi.


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Aksaray’a geldi. Valiliği ve bazı kurumları ziyaret eden Bakan Fidan, iş adamları ve sivil toplum örgütleriyle yaptığı toplantıda basın mensuplarına da açıklama yaptı. Türkiye’nin dünden bu güne geldiği nokta ve verilen mücadeleler başta olmak üzere yapılan çalışmaları anlatan Bakan Fidan, "Aslında son 22 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde AK Parti iktidarının ortaya koyduğu ekonomi ve kalkınma politikaları, aslında Anadolu kentlerinin bin yıllık bazı noktalardaki olumsuzlukları nasıl yendiğinin muazzam bir örneği, bir başarı hikayesi. Tabii biz ilerlemeyi seven bir medeniyetiz. Geldiğimiz noktada aslında geçmişte olduğumuz dezavantajlı durumları değil, bugün ‘Neden daha fazla ilerleyemiyoruz? Neden daha fazla imkan sahibi olamıyoruz?’ diye imkansızlıkları daha fazla gündeme getirip eleştiriyoruz. Giderek Türkiye’nin aslında toplumuyla birlikte bir ekonomik kalkınma, bununla beraber bir hamle içerisinde olmasını hep birlikte yaşıyoruz. Bunun tabi getirdiği sancılar var, sosyolojik, ekonomik konular var. Onları da buna paralel çözmeye çalışıyoruz. Aslında Türkiye’nin ortaya koyduğu bölgedeki örnek dış politika, ‘Kim ayakta kalıyor? Kim savaştan kaçınmış? Kim daha fazla ekonomik olarak ileriye gitmiş? Kimin halkı daha müreffeh? Kimin halkı daha fazla birlik ve beraberlik içerisinde?’ etrafımızdaki ülkelere baktığımız zaman. Kiminki daha iyiyse demek ki orada daha iyi bir siyasal liderlik var. Daha büyük profesyonel bir çalışma, çaba var. Tabi ki dediğim gibi bunların hepsi geliştirilmeye ilerlemeye muhtaç konular. İnsan olmamızın doğasından kaynaklanan bir husus. Ama ortaya koyduğumuz bu örnek dış politikanın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde arkasında yatan temel dinamik, itici güç, motor işte Aksaray gibi Anadolu’daki illerimizin, ilçelerimizin, halkımızın, müteşebbisimizin, aydınımızın, işçimizin, herkesin bir arkaya gelerek kendi alanında ortaya koyduğu emek çaba ve hayata dört elle asılması. Başarı üretmesi ve bu başarının belirgin bir şekilde ticarete, sanayiye, kalkınmaya, ilerlemeye, eğitime, bilime, teknolojiye yansıması. Savunma sanayi başta olmak üzere bilim ve teknolojinin aslında Türkiye’de ne kadar ilerlediğini görüyorsunuz. Dünya ile rekabet ettiğimiz zaman atlatmamız gereken adımlar var. Ama kendimizle yaptığımız yarışa baktığımız zaman şöyle son birkaç yüz yılın yarışına, ne kadar fazla mesafe tak ettiğimizi göreceğiz. Yani bin yıllık Anadolu’daki Türk İslam tarihinde hiç girilmemiş yerlere yol götüren, elektrik, su götüren, konut, medeniyet götüren ir hale gelmiş durumdayız. Artık bütün illerimiz, ilçelerimiz sosyal imkan, devlet imkanları açısından eşit duruma gelmiş halde. Tabi burada bir orta sınıf tuzağına da düşmeden daha da burada patinaj yapmayıp ilerlemenin, ekonomik olarak kalkınmanın yollarını da bulmamız gerekiyor. Bu tabi ki geldiğimiz bir nokta geçmişe kıyasla başarı ama diğer ülkelere kıyasla, gelecek hedeflerimize kıyasla atmamız gereken yoğun hedefler var. Ne kadar güçlü sanayimiz, ticaretim varsa, ne kadar iyiysek o kadar ilerlemeye çalışıyoruz" diye konuştu. "Hedefimiz, bölgemizdeki çatışmaların biran önce durması"


Öncelikli hedefin bölgedeki çatışmaların durdurulması olduğuna değinen Bakan Fidan, "Dış politikalarda bu kadar aktif ve dinamik olurken neyi hedefliyoruz? Bölgemizdeki çatışmaların biran önce durması bizim için birinci öncelik. Dolayısı ile ister güç kullanımımızda, ister milli güvenlik faaliyetlerimizde baktığımızda bizim terörle mücadeleden diğer operasyonlara kadar bir numaralı hedefimiz bölgede istikrarı, huzuru ve sakinliği sağlamak. Şimdi Türkiye öyle bir devlet ki, bizim devletimiz milletimiz tarafından kurulmuş, onun başında bir çatı. Devletimiz milletimizi soğuktan, sıcaktan, bölgedeki sıkıntılardan koruyan çok şükür sağlam bir kale. Buna mukabil devletimizin gölgesinden istifade eden bölgede çok sayıda halk, devlet ve millet var. Sizin farkında olmadığınız kadar diğer ülkelerin, Balkanlar’a bakın, Orta Doğu’ya bakın, Kafkaslara bakın, Türkiye’den bekledikleri vardır. Bu da aslında normaldir. Her büyük kara coğrafyasında, ulus devletlerinin olduğu yerlerde bir itici gü, motor rolü oynayan bir devlet vardır. Sanayisi iyidir, nüfusu güçlüdür, güvenliği iyidir, insanlar rahatlıkla teşebbüste bulunur, para kazanırlar, ticaret yaparlar, çocukları iyi eğitim alır, hastaları iyidir, yolları iyidir, ulaşım kabiliyetleri vardır, telekomünikasyon da sorun yoktur. Bütün bunların alt yapıları modern zamanlarda 85-90 milyon nüfusluk bir ülkeye vermek gerçekten yoğun bir çaba ve emek istiyor. Şimdi böyle bir alt yapısı olan ülke ister istemez nüfus ve alt yapısıyla etrafındaki ülkeler için lokomotif görevi, koruyu ülke görevi üstleniyor. Bu da bize ekstra sorumluluk yüklüyor. Dolayısı ile bizim yerelde başlattığımız bu politik hamlenin dış politikaya yansırken sadece Türkiye’nin menfaatlerini ilerleten değil, aslında bizim dış politika anlayışımız ile bölgenin geneline de huzur ve istikrar getiren ir noktada olmamız gerekiyor. Suriye ile ilgili, Irak ile ilgili, İran, Kafkas, Karadeniz, Balkanlar, Ege, Akdeniz, Kuzey Afrika, Doğu Akdeniz, Batı Akdeniz, Orta Afrika ve güneyindeki Afrika coğrafyası, Atlantik’in diğer tarafında Amerika’nın altında, Güney Amerika’daki, Latin Amerika’daki bütün ülkelerle olan ilişkilerimiz, Karayip’ler deki ortaya koyduğumuz diplomatik hamle, Asya Pasifiğe gittiğiniz zaman ülkeleriyle ciddi ciddi Kurumsallaştırdığımız faaliyetler. Bir ekseriyânın aslında ne işe yaradığını hem takip eden bir avuç insan biliyor, ağırlıklı olarak da o coğrafyada faaliyet gösteren iş adamlarımız biliyor. Yani Türkiye bir yere gittiği zaman ekonomik etkiyi nasıl artırıyor, ekonomisini ve ticaretini nasıl ilerletiyor, bu önemli. Türkiye’nin yeni açılım alanlarında götürdüğü tabi sadece ticaret, ikili, karşı tarafa imkan sağlayan imkaları değil, bir siyasi çizgi, bir siyasi denge. Zaman zaman ihtiyaç içerisinde olan ülkelere verdiğimiz birazcık askeri yardım yaptığınız zaman nasıl etki ettiğini görüyorsunuz. Özellikle terörle mücadelede" şeklinde konuştu. "Türkiye’nin terörle mücadelede yoğun bir tecrübesi var"


Terörle mücadele hakkında konuşan Bakan Fidan, "Türkiye’nin terörle mücadelede yoğun bir tecrübesi var. Burada geliştirdiği kabiliyetler var, istihbari, operasyonel kabiliyetler var. Savunma sanayi ürünleri var. Diyelim Somali şu anda terörle mücadele de belli bir ihtiyaç içerisindeyken onlara yaptığımız yardım, başka Afrika ülkeleri, başka civardaki ülkeler. Bunlara bizim terörle mücadelede yaptığımız yardım o ülkelerdeki iklimi birden bire değiştiriyor. Biz terörle mücadele derken hiç kimse bizim yardımımıza oyun değiştirici bir yardımla gelmedi. Yani en iyi dostumuz Batı’da gölge etmesin, bizim düşmanlarımıza destek vermesin yetiyordu. En iyisi o idi. Bir kseriyânın aslında dolaylı da olsa belli bir destek içerisinde olduğunu da yıllar içerisinde gördük" ifadelerini kullandı. "Kendi göbeğimizi kendimiz kestik"


Türkiye’nin diğer ülkelere yaptığı yardım ile kaosun önüne geçildiğine, huzur ve refahın oluştuğuna dikkat çeken Bakan Fidan, "Cumhurbaşkanımızın tabiri ile biz kendi göbeğimizi kendimiz kestik. Çok şükür, bu kabiliyetler bizi daha da güçlendirdi. Ama beraberinde şunu da getirdi, şu farkındalığı da oluşturdu. Bizim gibi ihtiyacı olan ülkelere, bize yardım edilmemiş olabilir ama bizim gibi ihtiyacı olan ülkelere birazcık yardım ettiğiniz zaman aslında sorunun hemen çözüldüğünü, insanların ekonomiye, eğitime, normal sosyal hayata, aile hayatına yöneldiğini, hayatın daha farklı ilerlediğini, daha normal ilerlediğini, daha sıkıntı, sefalet, gözyaşı, kaos, yıkımın olduğunu görüyorsunuz. Elinizdeki gücü de hayırda kullanmak aslında ait olduğunuz medeniyetle, çizgiyle alakalı bir konu. Yani başkasının çektiği sıkıntıya ‘Bana ne’ diyebilen, ondan adeta, ‘Başkası kötü ben iyiyim’ diye böyle bir memnuniyet içerisinde bulunan zihinde değil bizim toplumumuz. Toplum böyle olmadığı zaman bunu stratejik kültürde devlet yönetimine, dış politikaya tercüme edilmesinde biz de aynı şekilde toplumun bu değerlerini kendi politikamıza yansıtıyoruz. İhtiyaç içerisinde olan devletlere, dinine, mezhebine bakmadan yardım ediyoruz. Gerçekten yapabileceğimiz bir şey var ise. Böyle yaptığınız zaman dünyada fitnenin önüne geçmiş oluyorsunuz, fitne yani düzensizlik, kaos olmuyor, huzura ve istikrara daha fazla katkıda bulunuyorsunuz" dedi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ