
Bir zamanlar yalnızca çobanların, yaylacılarının ve yaban hayvanlarının sessizliğini paylaştığı Doğu Karadeniz yaylaları, bugün beton bloklar ve kaçak yapılara teslim oldu. Yaylalarda hızla artan kaçak yapılar, doğayı ve ekosistemi tehdit ederken, Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, "Son yıllarda nasıl bir sistem geliştiyse insanlar yaylalara üşüştü. Trabzon ve civar illerde yaklaşık 100 bini bulan inanılmaz bir kaçak yapı var" dedi.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde doğal güzellikleriyle öne çıkan mera ve yaylalar, kaçak yapılaşmanın oluşturduğu baskıyla karşı karşıya kaldı. Artvin, Giresun, Gümüşhane, Rize ve Trabzon gibi illerde özellikle son 10 yılda hız kazanan kaçak yapılaşma, hem çevre hem de şehircilik açısından büyük bir sorun haline geldi. 2018 yılında çıkarılan "imar barışı" düzenlemesinin ardından yıkımlarla gündeme gelen Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bir yandan kaçak yapıların yıkımı sürürken, diğer yandan ise betonarme yapıların inşası sürüyor. Geleneksel mimari yerini çok katlı ve ruhsatsız yapılara bırakırken, konuyla ilgili konuşan Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, meraların hayvancılık dışında kullanılmaması gerektiğini söyledi. "Hayvancılık yapan insanlar yaylalardan kovulmaya başlandı"
"Ülkemizin ve özellikle Karadeniz’in kanayan bir yarası meraların tahribatıdır" diyen Erüz, "Özellikle yaylalarımız çok ciddi şekilde tahribat altında. Kanun açık kesinlikle belediye sınırlarında ya da köy sınırlarında dahi meralar hayvancılık amacıyla kullanmanın dışında herhangi bir şekilde tahsisi söz konusu değil. Yaylalarda temelli yapı yapılması söz konusu değil. Osmanlı Devleti’nde dahil herhangi bir meraya, yaylaya kafanıza göre giremezdiniz, müdahale edemezdiniz. Son yıllarda nasıl bir sistem geliştiyse insanlar yaylalara üşüştü. Trabzon ve civar illerde yaklaşık 100 bini bulan inanılmaz bir kaçak yapı var. Eğer devlet ilgilileri görmüyorsa uydu dediğimiz sistem var. Devletin kesinlikle görmedim, duymadım, bilmedim taktiğiyle yaylaların daha fazla tahrip edilmesine izin vermemesi lazım. Ülkemizin çok yoğun bulunan ve dağlık coğrafyasının getirdiği avantaj olan mera ve yayları koruması gerekiyor. Bunlar bize bedava besin sağlayan ortamlar. Şuan ki durumda maalesef bizim meralarımız o kadar çok tahrip edilmiş ki yaylacılık yapan hayvancılık yapan insanlar yaylalardan kovulmaya başlandı. Hayvanlar koku yapıyor, hayvanlar sokaklarda kirlilik yapıyor kovuluyorlar. Meralar hayvancılık dışında kesinlikle kullanılmaması gereken alanlardır" şeklinde konuştu. "Doğu Karadeniz’de bölgesindeki yaylalarda yaklaşık 100 bin kaçak yapı bulunuyor"
Mera ve yaylalardaki betonlaşmaya bir an önce tedbir alınması gerektiğinin altını çizen Erüz, "Mera ve gecekondu kanunu kesinlikle izin vermediği halde kaçak yapılar yükseliyor. Şuanda Trabzon’un Barma Yaylası birinci derecede sit alanı. Aynı zamanda tescilli bir meradır. Merada korunma kararı alındıktan sonra 160 tane kaçak yapı yapılabiliyor. Bu akla zarar. Bu kadar teknik ve bilginin olduğu çağda böyle bir şeyin olması mümkün değil. Bunun tek bir gerekçesi var görmedim, duymadım, bilmiyorum. Meraların işgalden kurtulması gerekiyor. Şuan ki yasa ne diyorsa onu uygulamak lazım. Kamu görevlileri işgali durdurmak zorundadır. Şuan ki kanunu yok sayarak görmedim taktiğiyle maalesef 100 binleri bulan kaçağa izin veremezler. Çünkü meralar hiçbir şekilde tapuya, işgale konu edilemeyecek yerlerdir. Hiç kimse izinsiz müdahale edemez. Devlet yol vuruyor, su getiriyor ama kaçak. Böyle bir şey olamaz. Kaçaksa yolu ve elektriği neden var. Biz elimizle devletin malını yağmalatıyoruz. Son yıllarda Gümüşhane, Trabzon ve çevre illerde yoğun bir şekilde artan bir durum. Bir an önce tedbir alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi