
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) "Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi"nde yer alan İsrail işgali altındaki El Halil’in Eski Şehir bölgesinde esnaf asırlık mirası koruma mücadelesi verirken, Türkiye’ye duydukları sevgiyi dükkanlarına astıkları ay-yıldızlı bayraklarla dünyaya gösteriyor.
2017’de UNESCO tarafından Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Filistin’in El Halil kentindeki Eski Şehir bölgesi, Harem-i İbrahim Camii, dar ve labirenti andıran sokakları ve tarihi çarşısıyla dikkat çekiyor. Bu tarihi doku içinde en çok göze çarpan unsurlardan biri ise dükkanları süsleyen Türk bayrakları. Adeta film platosunu andıran otantik atmosferde gezen ziyaretçileri, hemen her dükkanın kapısında ya da duvarında asılı olan ay-yıldızlı bayraklar karşılıyor. "Neredeyse her dükkanda bir Türk bayrağı var"
Ahmad Saade Amare, kentte Türkiye’nin ve Türklerin çok sevildiğine dikkati çekerek, "El Halil şehrini ve Filistin’i ziyaret ettikleri için Türklere teşekkür ediyoruz. Her zaman dükkanlara sürekli destek sağlıyorlar ve devamlı olarak Harem-i İbrahim’i ziyarete geliyorlar. Biz El Halil şehrinde Türkleri seviyoruz ve onların sürekli desteğini takdir ediyoruz. Neredeyse her dükkanda bir Türk bayrağı var. Bu, halkın Türk vatandaşlarına olan sevgisini gösteriyor" dedi. "Acı çekiyoruz"
İsrail zulmüne de değinen Amare, "Biz işgalden ve işgalin zulmünden, tacizlerden, bariyerlerden ve sürekli devam eden saldırılardan dolayı acı çekiyoruz. Çocukların okullarından, yerleşimcilerin saldırılarından her gün acı çekiyoruz. Burada birçok sorun yaşanıyor" ifadelerini kullandı. 350 yıllık susam presi
Şehrin otantik atmosferinin en yoğun hissedildiği yerlerden biri de Hişam Merka’nın hediyelik eşya dükkanı. 850 yıllık Memlük dönemine ait binanın içinde Osmanlı’dan yadigar 350 yıllık bir susam presi bulunuyor. "Iqnibi" adıyla bilinen ve bir zamanlar develerle döndürülen bu presin El Halil’in, Filistin kimliğinin bir simgesi olduğunu belirten Merka, "Tahin ve susam yağı üretmek için susam öğütürlerdi ve bu taşı bir deveyle çevirirlerdi. Bu susam presi 1960 yılına kadar çalışıyordu. Ondan sonra bina uzun süre terk edildi" diye konuştu. "Bu bölge çok acı çekti ve çekmeye de devam ediyor"
2014’te El Halil Rehabilitasyon Komitesi tarafından restore edilen dükkanı yeniden açtığını ifade eden Merka, işgalin getirdiği ekonomik zorluklara da dikkati çekerek, "Şehri eskisi gibi canlı hale getirmeye çalışıyoruz. Fakat maalesef burada çok şanssızız, çünkü her seferinde bir şey oluyor. Daha önce korona virüs salgını yaşadık ve iki de savaş oldu. Bunlar da insanların bu bölgeye gelmesini zorlaştırdı. İşte bu yüzden bu bölge çok acı çekti ve çekmeye de devam ediyor. Herkesi buraya gelmeye teşvik ediyoruz ki, daha fazla insan bu bölgeye gelmek için motive olsun ve burası yeniden eskisi gibi canlansın. Ayrıca dükkandan bir şeyler satın alarak bize destek olmaları yönünde de teşvik ediyoruz. Bu, burada kalmamıza ve ayrılmamamıza gerçekten çok yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı. Tarihi hamamda işgalin silinmeyen izleri
Bölge halkı ve esnafın aktardığına göre, El Halil’in en eski Türk hamamlarından biri olan tarihi Hammam Al-Naim (Naim Hamamı), geçmişte İsrail askerleri tarafından düzenlenen bir baskına maruz kaldı. Baskın sırasında Osmanlı döneminden kalma birçok tarihi taş işçiliği ve mimari unsurun zarar gördüğü öğrenildi. O günden geriye kalan kırık taşlar ve tarihi eser parçaları, bugün hala hamamın bir odasında muhafaza ediliyor.
HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA