USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

JED Başkanı Ali Kındap: "Jeotermal sektörü, üvey evlat görülmemeli"

JEOTERMAL ENERJİ DERNEĞİ (JED) YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALİ KINDAP, "TÜRKİYE'NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ SADECE RÜZGÂR VE GÜNEŞ ENERJİSİNDEN İBARET OLDUĞU YÖNÜNDE ALGI OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILDIĞINI" BELİRTEREK; YASA VE MEVZUATLARDA ENERJİ SEKTÖRÜNÜN MADENCİLİK İLE BİRLİKTE YAN YANA KONUMLANDIRILMASININ YANLIŞLIĞINA DİKKAT ÇEKTİ.

JED Başkanı Ali Kındap: "Jeotermal sektörü, üvey evlat görülmemeli"
17-10-2025 09:17

Jeotermal enerjide dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın lider ülkesi olan Türkiye, keşfi tamamlanmış jeotermal kaynaklarını devreye alması halinde açık ara dünya lideri olma potansiyeli taşıyor.


Enerji üretimi, seracılık, konut ısıtması, termal turizm, sebze ve meyve kurutma, balıkçılık gibi çok farklı alanlarda ekonomik değer oluşturabilen Türkiye’nin jeotermal kullanımı 7 bin Megavat (MW) olurken; keşfi tamamlanmış jeotermal potansiyeli bu tüketimin yaklaşık 10 katına karşılık gelen 62 bin MW seviyesinde. "Tüm kaynaklar önemli ve kıymetli"


17 Ekim Dünya Jeotermal Günü’nde sektörün gelişimi hakkında değerlendirmelerde bulunan Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, "Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynaklarının sadece rüzgâr ve güneş enerjisinden ibaret olduğu yönünde algı oluşturulmaya çalışıldığını" belirterek; yasa ve mevzuatlarda enerji sektörünün madencilik ile birlikte yan yana konumlandırılmasının yanlışlığına dikkat çekti.


"Rüzgârdan güneşe, jeotermalden biyokütleye, yeşil hidrojenden dalga enerjisine kadar tüm kaynaklarımız önemli, kıymetli ve birbirinin alternatifi değildir." diyen Kındap, çok farklı süreç yönetimleri ve disiplinleri olan madencilik ve enerji sektörünün yasalarda birlikte anılmasının hatalı sonuçlar doğuracağını vurguladı. "Üvey evlat olmamalıyız"


JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, "Tarımsal varlıklarımızın korunması; imar, inşaat ve çalışma ruhsatlarının çevresel standartlara uygun belirlenmesi enerji sektöründe kimsenin itiraz edeceği konular değil. Bu nedenle tamamıyla madencilik sektörünü ilgilendiren, kamuoyunda tartışma ve ayrışmaya neden olacak başlıkların enerji sektörünün de sorunuymuş gibi yansıtılmasını haksızlık olarak görmekteyiz." dedi.


Jeotermal enerji sektörünün bu yöndeki kurumsal görüşlerini her seviyedeki kamu bürokrasisine aktardıklarının altını çizen Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: "Sektör temsilcileri olarak bizler jeotermali adeta üvey evlat gibi gören düzenlemelerden rahatsızlığımızı ifade ediyoruz. Yüzde 80’in üzerinde kapasite faktörü ile yenilenebilir enerji kaynakları arasında en yüksek derecede baz yük olan jeotermal enerji sektörümüz, ülkemizin tüm çevresel standartlarına uygun ve saygılı olarak çalışmalarını sürdürüyor, ülkemizin ekonomisine değer yaratıyor. Bugün itibarıyla 1735 MW seviyesinde olan kurulu gücümüzü, yeni yatırımlar ile birlikte birkaç yıl içerisinde 5 bin MW ve üzerine çıkarabilecek tüm altyapıya ve insan kaynağına sahibiz."




Üçüncü YEKDEM dönemi için "İşletmeye alınma süresi 2040’a çıkarılsın" talebi


JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, jeotermal enerjinin rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklara göre çok farklı dinamikleri olduğuna işaret etti.


1 Mayıs 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7189 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınacak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı YEK Belgeli elektrik üretim tesisleri için destekleme mekanizmasını işletileceğini anımsatan Kındap, bu durumun ivmelenme aşamasında olan jeotermal yatırımlarının önündeki en büyük engel olduğu bilgisini verdi.


Jeotermal enerjinin rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir kaynaklara göre çok farklı dinamikleri olduğunu kaydeden Kındap, sözlerini şöyle sürdürdü: "1 Mayıs 2023 tarihi itibarıyla başlayan ve bizim ‘Üçüncü YEKDEM’ olarak adlandırdığımız süreçte, jeotermal enerji yatırımlarının teşvik süresi 10 yıldan 15 yıla çıkarıldı. Bu süre uzatımı sektörümüz için yaşamsal önem taşıyordu. Ancak bu teşvikten yararlanmak için santrallerin 31 Aralık 2030 tarihine kadar işletmeye alınması gerekiyor. Jeotermal enerjiye yatırım yapmak isteyen yatırımcılarımız; lisans, izin, ruhsat, arazi alımı, ÇED, sondaj, kaynak verimliliğinin saptanması, santralin inşası ve devreye alınması aşamalarını en iyimser ihtimalle beş yılda tamamlayabiliyor. Bugün pek çok yatırımcı şirketin jeotermal enerjiye yatırım yapmak istediğini biliyoruz. Ancak 30 Aralık 2030 tarihe kadar yatırımlarını devreye alamama ihtimali yatırımcıyı düşündürüyor. Mevcut mevzuata göre, bugün jeotermale yatırım yapma kararı veren pek çok yatırımcının YEKDEM kapsamına girmesi teknik olarak mümkün olmayacak." Rakamlarla Türk jeotermal sektörü


Türkiye ve Anadolu coğrafyası, dünyanın en zengin jeotermal kaynaklarını barındırıyor. 1500’ün üzerinde doğal jeotermal çıkış noktası olan Türkiye’de bugün itibarıyla jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücü 1733 Megavat (MW) seviyesinde. Jeotermal enerjinin diğer kullanım alanları olan termal turizm, jeotermal seracılık, konut ısıtması, sebze ve meyve kurutma gibi alanlardaki kullanımımız ile birlikte düşünüldüğünde; Türkiye’nin 7 bin Megavat’ın biraz üzerinde tüketimi bulunuyor. Bu tüketim, Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) tarafından keşfi yapılmış potansiyel olan 62 bin MW’ın yüzde 11’i seviyesinde. Türkiye bu düşük kullanımla dahi jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde dünyanın dördüncü, Avrupa’nın lider ülkesi.



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : KAYNAK-İHA
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ