USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür Sanat

Küllüoba Höyüğü’ndeki mezarlık alanda yapılan arkeolojik çalışmaların ilginç sonuçları

Eskişehir'de milattan önce 3200-3300 yılları arasında ilk defa yerleşildiği değerlendirilen küllüoba höyüğü'ndeki mezarlık alanında yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, bölgedeki çocuk ölüm oranınının yüksek olduğu tespit edildi. Ayrıca, kafalarına sert bir cisimle vurulup öldürülerek taş sanduka mezara gömülen 34 yaşlarında bir erkek ve 12 yaşlarında bir çocuğun iskeletlerine ulaşıldı.

Küllüoba Höyüğü’ndeki mezarlık alanda yapılan arkeolojik çalışmaların ilginç sonuçları
25-08-2025 09:53

Eskişehir’de milattan önce 3200-3300 yılları arasında ilk defa yerleşildiği değerlendirilen Küllüoba Höyüğü’ndeki mezarlık alanında yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda, bölgedeki çocuk ölüm oranının yüksek olduğu tespit edildi. Ayrıca, kafalarına sert bir cisimle vurulup öldürülerek taş sanduka mezara gömülen 34 yaşlarında bir erkek ve 12 yaşlarında bir çocuğun iskeletlerine ulaşıldı.


Seyitgazi ilçesine bağlı Yenikent Mahallesinde bulunan Küllüoba Höyüğü’nde yapılan arkeolojik çalışmalarla, yaklaşık 5200 yıl önce bölgede yaşayan insan toplulukları hakkında önemli veriler elde ediliyor. Höyükteki mezarlık alanında dallarında uzman olan görevliler tarafından çalışmalar sürdürülürken, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Türktekin bazı önemli bulgulara değindi. Bölgede 160’dan fazla iskeletin ortaya çıkartıldığını belirten Prof. Dr. Türktekin, tahıl ağırlıklı bir tüketimin yaygın olduğunu ancak sosyal hiyerarşide de bazı farklılıklar görüldüğünü, ayrıca protein ağırlıklı beslenen kişilerin bulunduğunu ve onların farklı bir şekilde gömüldüklerinin ortaya çıkarıldığını söyledi. Bölgede çocuk ölümünün çok fazla olduğunu tespit ettiklerini dile getirerek sosyal çatışmalar yaşandığına dair örneklerin bulunduğunu da anlatan Türktekin, kafalarına sert bir cisimle vurulup öldürülerek taş sanduka mezara gömülen 34 yaşlarında bir erkek ve 12 yaşlarında bir çocuğun iskeletlerine ulaşıldığı bilgisini paylaştı. "Çocuk ölümünün çok fazla olduğunu burada tespit etmiştik"


Küllüoba Höyüğü’ndeki mezarlık alanında çok önemli veriler elde ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Murat Türktekin, "Burası bize insanların yaşamıyla ve besinleriyle ilgili çok önemli veriler sunmuştu. O nedenle çalışmaya devam ediyoruz. Mezarlık, milattan önce 3200-2900 aralığında tarihleniyor. Yani, bu gömülmüş evlerin bulunduğu alanla aslında çağdaş ve yaklaşık 100 metre ötesinde. Burada 160’dan fazla birey ortaya çıkarıldı. Bu bireyler üzerinde yaptığımız incelemelerde tahıl ağırlıklı bir tüketimin yaygın olduğunu ancak sosyal hiyerarşide de bazı farklılıkların olduğunu, bazı protein ağırlıklı beslenen kişilerin de bulunduğunu ve hatta onların farklı bir şekilde gömüldüklerinde ortaya çıkardık. Özellikle diş antropologların yaptığı diş incelemeleri bize bunu gösterdi. Yine çocuk ölümünün çok fazla olduğunu burada tespit etmiştik. Zaman zaman sosyal çatışmaların yaşandığını gösteren örneklerimiz de burada bulunuyordu. Bu nedenle de burada yine çalışmalara devam ediyoruz. Özellikle tabii 2900 yılında tespit etmiş olduğumuz bir taş sanduka mezar var. Taş sanduka mezar içerisinde 2 kişi gömülmüş. Birisi 31 yaşlarında bir erkek, diğeri de 12 yaşlarında bir çocuk. Bunların özelliği, ikisinin de kafalarına sert bir cisimle vurularak öldürülmüş olmaları. Bu sanki bir baba-oğul veya yönetici olarak, belki bir konumları varsa ya da soyun önüne geçmek için gerçekleştirilmiş olmalı diye düşünüyoruz. Yerleşmede böyle bir çatışma süreci yaşanmış gibi görünüyor" dedi. "Taş sanduka mezara gömülen 2 birey küt bir silahla öldürülmüş"


Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Demet Delibaş ise şunları söyledi:


"Burada erken tunç çağ mezarlığını kazıyoruz. Burada yaklaşık 160 iskelet çıkardık. Bu iskeletleri Hacettepe Üniversitesi Biyolojik Antropoloji Laboratuvarı’nda inceleyerek Küllüoba insanlarının yaşam biçimlerini anlamaya çalışıyoruz. Ölü gömme geleneklerini anlamaya çalışıyoruz. Ölü gömme geleneği küllü obada çeşitli taş sanduka mezarlar, basit toprak mezarlar var. Pitos mezar var. O bir kültürel çeşitliliğin göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Dönem insanlarının nasıl yaşadıklarını, gündelik hayatlarının, beslenme biçimlerinin nasıl olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Herhangi bir savaş, şiddet izi var mı diye araştırmalarımızı yürütüyoruz. Taş sanduka mezarda, 2 bireyde şiddetin izleri var. İkisi de küt bir silahla öldürülmüş bireyler. Bu tarz verilerin mezarlığın ilerleyen aşamalarında iskeletlerimiz çoğaldıkça artacağını düşünüyoruz."



HABER KAYNAĞI : İHA
Editor : Haber Merkezi
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ