USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

MUĞLA’DA ÇİMENTOSUZLUK FESTİVALİ HALAYLARLA KUTLANDI

Muğla’da Deştin köylülerinin çimento tesisine karşı verdiği mücadelede hukuk savaşının kazanılmasının ardından ilan edilen 2 günlük "Uluslararası Deştin Kültür ve Doğal Yaşam Festivali" halaylarla kutlandı.

30-09-2024 11:39
01-10-2024 16:14
MUĞLA

Muğla’nın Yatağan ilçesi Deştin Mahallesi’nde, çimento tesisine karşı verilen mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından düzenlenen "Uluslararası Deştin Kültür ve Doğal Yaşam Festivali" büyük bir coşkuyla kutlandı. İki gün süren etkinlikte, köylüler halaylar çekerek birlik ve beraberlikten doğan sevinçlerini paylaştı. Festival, hem yerel kültürün tanıtılması hem de doğal yaşamın korunması konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla gerçekleştirildi.

Katılımcılar, geleneksel müzik eşliğinde bir araya gelerek dayanışma ve birlik mesajı verdi. Bu etkinlik, başta kadınlar olmak üzere Deştinlilerin kararlılık ve toplumsal dayanışmasının bir sembolü haline geldi.

 

MUĞLA SON YILLARIN EN GÖZDE SÖMÜRÜ ALANI

Deştin yaşayanları olarak ormanları talan edip yaşamı yok edecek, zehir saçacak olan entegre çimento tesisinin yapılmaması için yıllar önce mücadeleye başladıklarını vurgulayan Deştin Çevre Platformu Eşsözcü Haluk Özsoy açıklama yaptı. Açıklamada, “Bu süreçte çocuklarımız büyüdü, gençlerimiz yaş aldı, yaşlılarımızdan kayıplarımız oldu. Birçok köylümüz, arkadaşlarımız baskılara ve bütün zorluklara rağmen bizlerle birlikte direnişe omuz verdiler. Tarlada mahsulümüz, evde hayvanlarımız, bakıma muhtaç yaşlılarımız bizi beklerken, ne olursa olsun asla bu mücadeleden vazgeçmedik ve kazandık.

Ne yazık ki Muğla son yılların en gözde sömürü alanı. Kâr amaçlı üretim sistemi en az emek kadar sömürülmeye açık ve kâr getiren ekoloji alanını keşfetti. Bu elbette sadece Muğla’nın sorunu değil; doğudan batıya kuzeyden güneye her tarafa saldırıyorlar” dedi.

 

AÇ GÖZLÜ SERMAYE YAŞAM ALANLARINI YOK ETMEK İSTİYOR

Aç gözlü sermayenin iki kuruş kazanmak için yaşam alanlarını yok etmek istediğinin de belirtildiği açıklamanın devamı şöyle: “Tanıklık ettiğimiz dönemin adını açıkça koyalım: Her gün bir parçasını kaybeden yaşam alanların büyüklüğünden görüyoruz ki sürüklendiğimiz süreç bir ‘itlaf dönemidir’. Bu ülkenin kadını, çocuğu, hayvanı, doğası, yoksulu bu karanlığın hedefidir. Mesele sadece ekolojik değil ekonomi, yaşam tarzı ve kültürün yıkım sürecidir. Muğla havzasında endemik türler mevcut; iki büyük su kaynağı var; arı taşı denilen bir yer var mesela, insan eli değmemiş, bölge florası ve arıcılar için büyük bir önem taşıyor. Geçen yıl köylülerin çabasıyla yangınlardan kurtarılan alan. 7 bin 751 dönümden bahsediyoruz. Muğla merkez ilçesi Menteşe’nin yerleşim alanının 2,5 katı. İçinde pek çok türün yer aldığı zengin bir biyoçeşitliliğe sahip.”

 

MÜCADELEMİZ 30 YILDIR DEVAM EDİYOR
“30 yıl boyunca cenneti cehenneme çevirmek için denemedikleri yöntem kalmadı” diyen Özsoy, “Farklı firma isimleri, hülleler, hileler, arkadan dolaşmalar, bir dizi aklımıza gelmeyen çirkinlik. Son deneme 2021 yılı Aralık ortasında, o dönemki Menteşe Belediye Başkanlığına yapılan ruhsat müracaatıyla başladı. Bu tarihe kadar meselenin kapandığını düşünüyorduk. Çünkü köylüler ÇED raporuna ve imar planlarına karşı dava açıp entegre çimento tesisini yapımını durdurmuşlardı. Meğer bizler bu davalarla uğraşırken firma hülle ile başka bir firmaya dönüşmüş, sessiz sedasız başka bir ÇED raporu hazırlanmış. Hazırlanan rapor kimselere duyurulmadan onaylanmış. Bizler kurtulduğumuzu düşünürken yeni bir ayak oyunuyla karşı karşıya kaldık. Fakat köylüler ayak oyunlarına pabuç bırakmayıp yeniden örgütlendiler. İlk eylemimiz 25 Aralık 2021 tarihinde Menteşe Belediyesinin çimentoculara ruhsat vermemesi için çağrı yaptığımız basın açıklamasıyla başladı. Büyük eylemler yapıp imza masaları açtık. 20 bin imza toplayıp 11 Nisan 2022 tarihinde fabrika yolu üzerinde çadır nöbeti başlattık. Kısacası her alanda var olma mücadelesi verdik” ifadelerini kullandı.

 

ÜSTÜMÜZE OYNANAN OYUNLARA GEÇİT VERMEDİK
Hukuk yoluyla defalarca yenilen sermaye, davayı savunan iki avukatı da dahil ettiği karalama kampanyaları ile 30 yıllık yoldaşlığımızı bozmaya, böylece bu mücadeleyi çökertmeye çalıştıklarını da sözlerine ekleyen Eşsözcü, “Karşımızda gazeteler, gazeteciler satın alabilen bizi karalamak için, zehir fabrikasını kanunları hiçe sayarak kurmak isteyen, anahtar olarak milyarlarca para harcayabilen büyük ve kötü bir sermaye var. Sincabı, tilkisi, çamı, zeytini, köylüsü, kentlisi hepimiz ‘Onurlu Deştin Direnişi’nin parçasıyız. Varın siz karanlık dünyanızda yeni alçaklıklar planlayın; biz dostların arasında güneşin sofrasında olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki birleşmiş ve dayanışma içindeki bir halkı yenemezsiniz” diye konuştu.

 


Editor : Mustafa SARIİPEK (Yayın Danışmanı)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ